Antalya’da Muratpaşa’da 17 Kasım 2020’de Suat Sırım’ın 5 katlı binanın çatısından atlayarak öldüğü ihbar edildi. Kayıtlara ‘yüksekten atlamak suretiyle intihar’ olarak geçen olayın akabinde yapılan otopside Sırım’ın boyun sol yanda 6, göğüs sol yanda 19 olmak üzere 25 kesici alet yarası bulunduğu tespit edildi. Sırım’ın atladığı çatıda kanlı ekmek bıçağı, cebinde de ‘Bana bir şey olursa kendinize iyi bakın’ yazılı not bulundu.
Olay sırasında Suat Sırım’ın yanında bulunduğu belirtilen eşi T.S. ile kayınbiraderi A.T. gözaltına alındı. İki kardeş, ‘kasten insan öldürmek’ suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklama müzekkeresinde sanıklar için ‘Şüphelilerin birbirleri ile çelişkili savunmaları, kaçma ve kanıtları karartma teşebbüsünde bulunacağı varsayımı, cürmün cezası göz önüne alındığında tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılmıştır’ denildi.
İstanbul İsimli Tıp Kurumu’nun, ‘kişinin bedeninde tespit edilen kesici delici alet yaralarının tamamının kendisi tarafından oluşturulmasının mümkün olduğu ve sonrasında yüksekten atlayarak intihar etmiş olduğunun kabulü gerektiği’ istikametindeki raporun akabinde T.S. ile A.T. hakkında takipsizlik kararı verilerek, özgür bırakıldı.
SIRIM AİLESİNDEN REAKSİYON
Şüphelilerin hür kalmasına Suat Sırım’ın annesi, kız kardeşi ve avukatları reaksiyon gösterdi. Kız kardeşi Yasemin Sevimli, ağabeyinin planlı bir cinayete kurban gittiğini öne sürdü. Ağabeyinin mal varlığı için öldürüldüğünü tez eden Yasemin Hoş, “Ağabeyim vefat etmeden evvel anneme, konuttaki tüpün iki kere eşi tarafından açık bırakıldığını, uyandığında meskenin her tarafının gaz koktuğunu söylemiş. Ayrıyeten, eşinin bir sefer de üzerine bıçakla yürüdüğünü anlatmış. Arkadaşına da bu bahisleri, ölmeden 5 ay evvel anlatmış. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Cinayet Kabahatleri Soruşturma Ofisi belgeyi, yeni bir rapor alınması için İstanbul İsimli Tıp Kurumu Genel Şurası’na gönderdi. Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker imzasını taşıyan yazıda, bıçak darbelerinin olduğu bölgeler, meydana getirdiği yaralamanın niteliği prestijiyle maktul tarafından kendi kendine yapılabilir nitelikte olup olmadığının saptanması istendi.
Bu kadar bıçak darbesinden sonra maktulün yanına gelen kayınbiladeri ile bir süre konuşması ve akabinde eşinin gelmesi üzerine birdenbire hareketlenerek kendisini aşağıya atması istikametindeki savın da irdelenmesi istenen yazıda, şöyle denildi:
“Bu kadar bıçak darbesi alan birinin kelam konusu bıçak darbelerinin niteliği de dikkate alındığında bir adım dahi olsa yürüyerek kendisini yüksekten atlamak sureti ile intiharının mümkün olup olmadığının belirlenmesini talep ediyoruz. Ayrıyeten, maktulün meydana gelen bıçak darbeleri sonucu mu, yoksa yüksekten düştükten sonra mı ölüp ölmediği konusunun irdelenmesi tez olarak Cumhuriyet savcılığımıza evrakın aslı ile birlikte gönderilmesi rica olunur.” (DHA)
Gazete Duvar
