DUVAR – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), milletvekili Ahmet Şık’ın, Cumhuriyet gazetesinin eski müellif ve çalışanlarına yönelik operasyon kapsamında tutuklanmasına ait başvurusunu karara bağladı. Cumhuriyet gazetesinin tutuklanan öbür muharrir ve çalışanlarının müracaatında “hak ihlali” kararı veren AİHM, Ahmet Şık’ın başvurusu için de “hak ihlali var” dedi.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine nazaran, AİHM’nin 1’e karşı 7 oyla aldığı kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, 5 ve 10’uncu unsurlarının ihlal edildiğine hükmedildi. Karara nazaran Türkiye Şık’a, 16 bin avro tazminat ödeyecek.

‘GÖZALTI VE TUTUKLAMADA MAKUL KUŞKU YOK’

AİHM, 5’inci unsurdan verdiği ihlal kararında, gözaltı ve tutuklama kararının “Makul kuşku eksikliğine” karşın verildiğini belirterek, “Gazetecinin, haber, söyleşi ve toplumsal medya paylaşımları üzerinden terör örgütünün propagandasını yaptığını ya da terör örgütüne yardımda bulunduğunu kanıtlayacak makul şüphenin” bulunmadığını vurguladı. Suçlamalara bahis haber ve röportajların kamusal tartışmalarla ilgili olduğunu vurgulayan AİHM, bunların terör örgütlerinin yasa dışı maksatlarına katkı sağladığına yönelik rastgele bir istek göstergesinin bulunmadığının altını çizdi. AİHM, ayrıyeten, hukuksuz müdahale ve gözaltıyla, Şık’ın tabir özgürlüğü hakkının da ihlal edildiğine hükmetti.

AİHM, bu münasebetlerle Şık’ın, “özgürlük ve güvenlik hakkı ile tabir ve basın özgürlüğü haklarının ihlal edildiğini kararlaştırdı.

HAKLARIN EMEL DIŞI KULLANIMINA DAİR ŞİKAYETE OY ÇOKLUĞUYLA RET

Öte yandan AİHM, Ahmet Şık’ın, tutukluluğuyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen (madde 18) hakların gaye dışı kullanıldığına ait şikayeti oy çokluğuyla reddetti. Mahkeme ret münasebetini “Sunulan ögeler, mukavele dışı emel güdüldüğünü gösterecek bütünlük ve homojenlikte değildir” diye açıkladı.

AİHM, Cumhuriyet davasında da hak ihlallerinin öbür maksadı gizlemek için gerçekleştirilmesine ait 18’inci unsur ihlali bulmamıştı. Türkiye, bu unsurdan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala müracaatlarında mahkum olmuştu.

TÜRKİYELİ YARGIÇ SAADET YÜKSEL ŞERH KOYDU

Tabir özgürlüğü ile ilgili 10’uncu husustan verilen ihlal kararına muhalif kalan Türkiyeli yargıç Saadet Yüksel ise muhalefet şerhinde, Şık’ın kimi röportajlarının basın özgürlüğünün konusu olmadığını, hâlâ Yargıtay önünde derdest olan davada ayrıyeten basın ve söz özgürlüğü ile ilgili 10’uncu husus incelemesi yapılmasının erken ve gereksiz olduğunu savundu.

Yüksel, bir savcının “rehin” alındığı bir terör operasyonu sırasında Şık’ın, teröristlerle konuştuğunu, bir öbür haberinde ise PKK’nın başkanlarından biriyle röportaj yaptığını belirterek, “Benim görüşümde, bu röportajlar ve başvuranın öbür aktiviteleri (bazı toplumsal medya paylaşımları) basın özgürlüğü sorunu olarak değerlendirilmeyebilir ve özgürlüğün alanında incelenip incelenmeyeceğine dair cezai bir soruşturmanın nedeni olarak nitelendirilebilir. Gazetecilik faaliyetlerinde genişletilmiş basın özgürlüğünün gözetilmesi gerektiğini kabul ediyorum. Fakat bu özgürlük, aşikâr vazife ve sorumluluklarla birlikte geliyor. Bunlardan biri de sorumlu gazetecilik faaliyetleri yürütmek” değerlendirmesini yaptı.

DAVASI YARGITAY’DA

Yargıtay, Cumhuriyet davasında yargılanan sanıkların beraat etmesi gerektiğini karar altına almıştı. Birebir davanın sanığı olan Ahmet Şık hakkındaki “örgüte yardım” cezasını da bozan daire, buna karşılık, TMK’nin 6’ncı unsuru uyarınca cezalandırılmasını istemişti. Şık’ın, maksat gösterme ve devleti aşağılama gerekçesiyle cezalandırılması gerektiği belirtilmişti. Mahkeme ise birinci kararında direnmişti. Belge hala Yargıtay’da bulunuyor. AİHM, Şık’ın birinci tutuklandığı periyoda ait olsa da Yargıtay’ın bu kararı da göz önünde bulundurarak, belgenin değerlendirilmesini bekleniyor.

AHMET ŞIK’TAN AİHM ELEŞTİRİSİ

İstanbul Milletvekili ve Gazeteci Ahmet Şık ise, kararları Twitter üzerinden şu biçimde kıymetlendirdi:

“İHAM’ın kararlarının tüzel olması siyasi olduğu gerçeğinin üzerini örtemez. İHAM’dan çıkan göstermelik ihlal kararları, kendilerinden olmayanların/düşman bellediklerinin tüzel garantisini gasp eden Saray Rejimine verilmiş bir garantidir.”

“Koca bir ülkenin yurttaşlarına ‘hukuki teminatınız olmadan birer rehine olarak yaşamaya devam edeceksiniz’ demektir. İç hukuktan üstün olan İHAM kararlarının birinci derece mahkemeleri tarafından dahi tanınmadığı bir ülkeye yaptırıma gitmemeleri bunun ispatıdır.”

“Özetle İHAM’ın prestiji, devlete çöreklenmiş bir mafyanın tetikçisi olan Türkiye yargısınınki kadardır.” (HABER MERKEZİ)

Ahmet Şık: AKP’nin kaybedeceği bir seçim yapılmaz!

Gazete Duvar