HDP evvelki periyot Eş Genel Liderleri, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de ortalarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê davasının 4’üncü duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülürken, avukat Kenan Maçoğlu evrakta unutulan dokümana dikkat çekti.
Kobanê İddianamesi’nin bildirisi akabinde soruşturma evrakında unutulduğu düşünülen 5 sayfalık 26 Ekim 2018 tarihli Ankara Terörle Çaba Şube Müdürlüğü antetli imzasız dokümana dair mahkeme tarafından 14 Haziran’da verilen orta karara karşın dava evrakına şimdi bir evrak gelmedi.
DOKÜMAN MAHKEME HEYETİNE DE SUNULDU
HDP Hukuk Kurulu üyesi ve evrak avukatlarından Kenan Maçoğlu, 14 Haziran’da görülen duruşmada, savcının belgede unuttuğu belgeyi mahkemeye sunmuştu. Maçoğlu, kelam konusu evrak içeriğine dair ise şunları aktarmıştı: “Savcının çalışma klasöründe 26 Ekim 2018 tarihine dair bilgi notları var. Savcı bunu çalışma klasöründe unutmuş. TEM başlığı var, 5 sayfalık bir evrak. Bu tarihte Demirtaş ve Yüksekdağ şimdi tutuklanmamışlar. Bu evrakta 98 kişinin isimleri var. İsmi geçen 7 sanıkla ilgili ‘yaralama’, ‘mala ziyan verme’ üzere cürümlerden soruşturma açılmadığı tabir edildi. ‘Sizin bunu açmanız lazım ve bunu açarken de bu ve gibisi kabahatlerden soruşturma yürütmeniz lazım’ diyor. ‘Serpil Kemalbay ve Sezai Temelli her ne kadar tekrar vekil seçilmişlerse de bunları tutuklayabilirsiniz’ diyerek, açıkça talimatlarda bulunuyor. ‘Siz bu evraka çalışın ve HDP’ye kapatma belgesi açın’ diyor. Bu ve bunlar üzere yorumlarda bulunuyor.”
Maçoğlu, dün başlayan 4’üncü duruşma serisinde ise açık şahit Kerem Gökalp ve bâtın şahitler Becerikli ile Ulaş’ında soruşturma evrakına getirilen “gizlilik” kararı akabinde sözleri alındığını fakat bu şahıslara ne formda, nasıl ulaşıldığına dair ise evrakın bulunmadığına dikkati çekmişti.
Avukat Maçoğlu, bâtın ve açık şahitler, soruşturma evrakında unutulan evrakın Kobanê ve HDP’nin kapatma davalarının hazırlanmasında ne fonksiyon gördüğünü ve ayrıntılarını anlattı.
AÇIK VE ZIMNÎ ŞAHİT ARAYIŞI
Maçoğlu, savcı tarafından belgede unutulan evrakta nasıl hareket edilmesine dair yorumlar olduğunu hatırlattı. Davanın “kumpas davası” olduğunu başından beri lisana getirdiklerini hatırlatan Maçoğlu, Ankara TEM imzalı evrakın nasıl hazırlandığının ortaya çıkmasının kıymetini şöyle anlattı: “Tüm etaplarda davanın, direkt hükümetin talimatıyla hareket eden savcılar ve kolluk kuvvetleri tarafından oluşturulduğunu tabir ettik. Bu dokümanın ne biçimde hazırlandığı ortaya çıkarsa kumpasın ne formda hazırlandığı ortaya çıkacaktır.”
‘SAVCI BÜTÜN EVRELERİ BUNA NAZARAN YÜRÜTMÜŞ’
Dokümanın çok detaylı hazırlandığına dikkati çeken Maçoğlu, “Hazırlayanlar muhtemelen emniyet vazifelileri değil. Hükümetin oluşturduğu bir kurul ya grup tarafından hazırlandığını düşünüyoruz. Zira savcı kendisine 2018 yılında gelen bu dokümandan hareketle sonraki bütün etapları buna nazaran yürütmüş. Savcı aslında özel olarak atanmış ve 2019 yılında evraka zımnilik kararı aldırıyor. Peşinden de evrakta kanıt yaratmak için kapalı ve açık şahit bulmak için önemli uğraşlar sarf ediyor. Bunun için de emniyetin, jandarmanın tahminen de MİT’in tüm imkanları seferber ediliyor. Ancak buna karşın kanıt bulamamışken Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş hakkında rastgele bir kanıt olmadan ikinci bir sefer soruşturma kapsamında tutuklama oldu. Onlar tutuklandıktan sonra bu uğraşları sonuç veriyor” diye belirtti.
BİRİNCİ ‘MAHİR’ ORTAYA ÇIKIYOR
Kobanê soruşturmasına 2 Ocak 2019 tarihinde getirilen “kısıtlılık” kararı akabinde saklı, açık şahitler ve itirafçılara ulaşılmaya çalışıldığını hatırlatan Maçoğlu, birinci olarak bilinmeyen şahit “Mahir”in 4 Aralık 2019, açık şahit Kerem Gökalp’in 7 Ocak 2020 ve kapalı şahit “Ulaş”ın da 4 Mart 2020’de sözlerinin Ankara TEM Şube Müdürlüğü’nde Savcı Ahmet Altun tarafından alındığını vurguladı. Her 3 tanığında emsal tabirleri olduğuna işaret eden Maçoğlu, “HDP ile PKK ortasında bir bağ olduğunu, kelam konusu tweetlerin atılmadan evvel halkın hazırlıklı olduğunu, şiddet olaylarının örgütlendiğine dair sözler veriyorlar. Bunun üzerine savcı iddianameyi hazırlıyor. Ama değişik olan biz bunu Kobanê soruşturması belgesinde göremedik. Kobanê soruşturması kapsamında savcının Kerem Gökalp’ten aldığı bir tabir var lakin biz HDP’ye yönelik açılan kapatma davası iddianamesinde bu ifadeyi gördük. Fakat, kapatma iddianamesinin de eklerinde bu söz yok. Yani Kobanê belgesinin savcısı muhtemelen o ifadeyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na Word dokümanı olarak, ulaştırıp kapatma davasına kanıt olarak göstermiş ancak fiziki olarak söz yok” sözlerini kullandı.
BÂTIN ŞAHİTLERE NASIL ULAŞILDIĞI MEÇHUL
Açık şahit Kerem Gökalp’in kendi talebiyle tutuklu bulunduğu Şırnak Cezaevi’nden dilekçe yazarak, tabir vermek istediğini lakin bilinmeyen şahitler Yetenekli ve Ulaş’a nasıl ulaşıldığı, Ankara TEM’e nasıl geldiklerine dair resmi bir evrak olmadığının altını çizen Maçoğlu, “Ayrıca söz veren Kerem Gökalp’in verdiği sözün tamamı ne kapatma davasında ne de Kobanê davasında yok. Hala ne yaptıklarını bilmiyoruz. Öteki bir teşebbüste mi bulunacaklar öteki bir soruşturma mı yürütüyorlar? Biz mahkemeden bu sözün sorulmasını talep ettik. Lakin mahkeme bu istikamette şimdi bir orta karar vermedi” dedi.
‘CEMAAT TAKTİKLERİ’
Kobanê soruşturmasında da bir periyot yargıda hakim olan cemaat yapılanmasında kullanılan formüllerle karşı karşıya olduklarının altını çizen Maçoğlu, “Çünkü onlar da kanıt bulamadıkları taktirde hukuka karşıt bir halde kanıt yaratma faaliyetine girişiyorlardı. Ellerinde sağlam kanıtlar olmuş olsa saklı şahide muhtaçlık duymayacaklar. Bâtın şahit problemi de başlı başına en fazla cemaat yapılanmasının kullandığı bir metottu. Uzun müddettir bu üslup işlere çok da girilmiyordu ancak bu ve gibisi kıymetli belgelerde kendilerince kanıt bulamadıkları belgelerde bu taktiklere başvuruyorlar” diye belirtti. (MA)
Gazete Duvar
