DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Kırşehir Vilayet Kongresi’nde konuştu. Kelamlarına partisinin Genel Merkez üyeleriyle birlikte üç gün boyunca yaptığı kıymetlendirme toplantısının epey verimli geçtiğini vurgulayarak başlayan Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
DIŞ BORCA MUHTAÇ DURUMA DÜŞMÜŞLERDİ: ‘Askıda ekmek’ kampanyasını başlatan ortak, iktisat ne vakit makûs olsa hükûmet ortağı. Hatırlayın üçlü koalisyon periyodunda yaşanan ve yakın tarihimizin en büyük ekonomik krizinde neler yaşanmıştı. Ulusal gelirin üçte biri kaybedilmiş, gecelik faizler yüzde 7 bin 500’leri görmüştü. Yıllık enflasyon yüzde 70’leri geçmişti. Tekrar becerememişlerdi de Dünya Bankası’ndan bir lider yardımcısını iktisadın başına getirmişlerdi. Borcun faizini ödeyebilmek için dahi dış borca muhtaç duruma düşmüşlerdi. Geçen gün küme toplantısında öfkeyle bize sataşıp partimizi ve beni kast ederek “siyasi fosil” demiş. Bize ve bana dedi. “Siyasi fosil” diye… Neyse.. Türkiye’nin en yeni siyasi hareketine, sahiplerinin gençler olduğu bir partiye siyasi fosil denir mi hiç?
İŞİNİZE GELDİĞİNDE İKTİDAR ÜZERE DAVRANIYORSUNUZ: İşinize geldiği vakit iktidarmış üzere davranıyorsunuz, “astığım astık, kestiğim kestik” diyorsunuz. İşinize gelmediği vakit güya hiç sorumluluğunuz yokmuş üzere mağdur şapkanızı takıp ekmeği asıyorsunuz. Hem de meydanın ortasında askıya asıyorsunuz. Ülkenin içine düştüğü durumdan sonuna kadar siz de sorumlusunuz. Ben ve arkadaşlarım boş aldığımız Hazine’yi dolu teslim ettik. Bizim hesabımız ortada, başımız dik. Şu andaki hükûmet ne yaptı? Hazineyi tüketti, kasa boş. Ülke borç batağında. Doğmamış çocuklarımıza kadar borçlandırdılar memleketi. Soruyorum onlara: Vicdanınız sızlamadan nasıl çarçur ediyorsunuz bu milletin kaynaklarını? Har vurup harman savururken hiç mi durup düşünmüyorsunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
DEĞİL GELİŞTİRMEK, KORUMA EDEMİYORLAR: Mazota, gübreye, ilaca, tohuma, artırım üstüne artırım yapılıyor. Ancak örneğin süt alım fiyatı bir yıldır sabit tutuluyor. Litresi 2 lira 30 kuruş. Dolar arttıkça girdi fiyatları artıyor. Hani dolara bakmıyorlardı. Fakat çiftçimiz bakıyor. Tarım ve hayvancılığı değil geliştirmek, mevcudu dahi koruma edemiyorlar. İthalata bağımlı hale geldik. 2003 yılında ziraî eserlerin ithalat ve ihracatı neredeyse birbirine yakın iken, 2019 yılında 5,4 milyar dolar ihracata rağmen, 9,4 milyar dolar ithalat yapıldı. Yani 4 milyar dolarlık mal, eser dışarıdan satın alındı, açığımız oluştu.
HUKUK DEĞİL CEZAEVİ İNŞA EDİYORLAR: Kırşehir’de hala devam eden cezaevi inşaatına harcanan para 270 milyon TL. Bu kaynak tarım ve hayvancılığa yönlenseydi, ya da esnafımıza takviye için harcansaydı, Kırşehir için çok daha faydalı olurdu. Lakin yatırımı cezaevine yapıyorlar. İstihdam değil, demokrasi değil, hukuk değil cezaevi inşa ediyorlar. Kırşehir endüstrisinin gelişmesi için, üretimin yapılabilmesi için kâfi dayanak sağlanmıyor.
Kırşehir’in kendi hammaddeleri değerlendirilmiyor. Devlet hastanesi sayısıyı daha evvel ikiydi; tek hastaneye düşürülüdü. Yatak sayısı düştü. Kırşehir’de sıhhat hizmeti vasatın altında kalıyor. Vatandaşlar etraf vilayetlere gitmek zorunda kalıyor. Halbuki Cezaevi ihale bedeliyle 100 yataklı tam 7 tane hastane yapılabilirdi. Bu kent, Kırşehir bunları hak etmiyor. Bunlar kentimize yakışmıyor.
ÜLKE BAYANLARLA KALKINACAK: Bayanların, erkeklerle eşit fırsatlardan yararlanmasını sağlaması için azami gayret göstereceğiz. Biz bayanları; güçlü, üretken ve her alanda kelam sahibi pozisyona getirmek için çalışacağız. Bayanlara yönelik ayrımcılığa sebep olan her türlü uygulamayla uğraş edeceğiz. Siyasette bayan sayısını artırmak için çalışacağız. Daha önce de söyledim: Siyaset, yalnızca erkeklere bırakılamayacak kadar önemli bir iştir. Biz bayanlarla birlikte bu ülkenin kalkınacağını, adalete kavuşacağını, özgürleşeceğini çok iyi biliyoruz. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
