KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabahat örgütü liderliğinden hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker’in tezleri ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki savlara yönelik sessizliğini değerlendirirken, Erdoğan’ın FETÖ konusunda yahut 17-25 Aralık sürecinde izlediği stratejiden farklı bir yol izleyebileceğini lisana getirdi.
T24’te Murat Sabuncu’nun Sayıların Lisanı programında değerlendirmeler yapan Ağırdır, Erdoğan’ın ‘Hep birlikte aklanalım ve ülkeyi bütün bu belalardan kurtaralım’ üzere bir telaffuz yaratabileceğini söyledi.
‘SESSİZLİK HALİ STRATEJİ OLABİLİR’
Erdoğan’ın yaşananlara, daha evvelki mevzulardaki kadar hakim olmadığını düşündüğünü söyleyen Ağırdır, sessizlik halinin bir strateji olabileceğini lisana getirerek “FETÖ yahut 17-25 Aralık’ta strateji neydi? Bir yere kilitliyorsunuz sıkıntıyı ‘paralel yapı’ diyorsunuz mesela, oradan yürüyüp gidiyorsunuz. Bu kere bu türlü bir biçimde bir yere kilitleyemiyor, kilitlemediği için Soylu’ya bir şey yapamıyor yahut müdahale edemiyor. O vakit bu defa strateji yaymak olabilir. Yeniden kendini bunun dışına çekerek ‘bakın bütün bu kayıt dışı işler, yolsuzluklar vs. bütün alanlara yayılmış’ demeye hazırlanıyor olabilir” dedi.
‘CHP AKLANMA ATILIMINI EVVEL YAPMALI’
CHP’de Deniz Baykal ve Korkmaz Karaca üzere isimler üzerinden tartışılan argümanlara da değinen Ağırdır, Erdoğan’ın mümkün stratejisine dikkati çekerek, “Eğer buysa strateji CHP’nin burada yapabileceği şey Korkmaz Karaca ve Deniz Baykal sorunu de dahil kendi içindeki aklanmayı iktidardan evvel yapmalarıdır. Şayet bu türlü yapmazlar ve yalnızca iktidar tersliği üzerinden giderlerse -benim okumam yanlışsız ise- Erdoğan bu kere, o vakit ‘herkesle birden bak suçlular’ sorununda haklı çıkabilir. Ya da en azından stratejiyi bu türlü kurabilir” diye konuştu.
‘SEÇMENİN SADAKAT MÜNASEBETİ BOZULDU’
Bütün partilerde seçmen nezdinde sadakat münasebetinin bozulduğunu söyleyen Ağırdır, AK Parti’nin sadık kitlesinin hâlâ öbür partilerdeki orandan fazla olduğunu söyledi.
Bu orana karşın AKP’nin 2011’deki sadık seçmen kitlesinin yarıya indiğini belirten Ağırdır bu durumu “O beşerler pekala bu bağlantıyı nereden üretiyor. Bir tanesi kimliklerden bakmak, ‘bir dindar liderimiz var dua okuyor, Kur’an okuyor diyenler var. Bir ölçü toplumsal yardımlar üzerinden devletle tanışmış ve bunu bir bağımlılık haline getirenler var. Onların da kaygıları iktidar değiştiğinde bunun kesilip kesilmeyeceği. Fakat buradaki asıl sorun sadakat alakasının azalmış olması. Bütün partilerde bu böyle” tabirlerini kullandı.
Ağırdır, “Araştırmalarımızda bir partinin sempatizanı olarak yazamadığımız küme 2005’ten itibaren en yüksek düzeyde. Neredeyse seçmenin yarısı” dedi.
İktidarın hakikatle alakasının koptuğunu, bu durumun sistemde de bu türlü olduğunu söyleyen Ağırdır, “Toplumun hakikatle ilgisinin bozulduğunu aslında biliyorduk araştırmalarda. Bu zati son 10 yıldır bütün dünyanın sorunu fakat biz de daha vahimi sistemin yönetici grubunda, seçkinlerinde, kanaat başkanlarında, sivil toplum kuruluşlarında, siyasetçilerinde de durumun bu türlü olması” diye konuştu.
‘BÜTÜN DÜĞMELERE BİREBİR ANDA BASIYOR’
Ağırdır ayrıyeten şunları söyledi: “Seçim devrine 2 yıl var lakin olasılıklarla gelecek sonbaharda yani 14-15 ay içinde olabilir. Tayyip Beyefendi üzere tecrübeli bir siyasetçi bunu biliyordur. Tayyip Beyefendi, şu anda benim anladığım bütün düğmelere birebir anda basıyor. Lakin bastığı düğmeler bir sorunu çözmek yahut toplumun gönlünü kazanmak yahut muhalefete kayıyor denen seçmeni de kazanmak değil. Kendi seçmenini konsolide etmek üzerinden. Bir yandan da kriminalize etmek HDP başta olmak üzere bütün muhalefeti de içine alacak halde. Bugün tıpkı HDP üzere CHP’yi de toplumun gözünde kriminalize etme ve onu da bir alana sıkıştırma atılımı bu. Diyarbakır’a gidince HDP’ye yönelik yahut Kürt sorununa yönelik öteki bir lisan beklemiyorum yalnızca yeniden bildiği şeyden devam edecek diye anlıyorum. Lakin tıpkı anda bütün düğmelere basıyor oldukları için de buna misal atakların çoğalacağını düşünüyorum.”
Gazete Duvar
