DUVAR – Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) Demokrasi Buluşmaları kapsamında “Kanal İstanbul” projesi ve ekoloji yıkımına karşı İstanbul’da “Ekoloji Buluşması” gerçekleştirildi. Küçükçekmece’de bulunan Atakent Merasim Alanı’nda gerçekleştirilen buluşmaya HDP Eş Genel Liderleri Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Sedat Şenoğlu ve İdil Uğurlu, HDP Milletvekilleri, Merkez Yürütme Heyeti (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri, İstanbul vilayet ve ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri, Ekoloji Meclisi ve farklı ekoloji etrafları katıldı.
HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, burada yaptığı konuşmaya, “Kanal İstanbul’a direnen, ömür alanlarını korumak için çaba eden siz sevgili yoldaşlarımı; bilhassa Karadeniz ve Ege’den bugün buraya gelen Türkiye’nin dört bir yanından Ekoloji Buluşması’na katılmak için ortamızda olan herkesi sevgiyle hürmetle selamlıyorum. Beğenilen geldiniz sefalar getirdiniz. Bugün, partimizin başlatmış olduğu Demokratik Çaba Programı kapsamında “Ekoloji Buluşması”nı gerçekleştiriyoruz” kelamlarıyla başladı.
Pervin Buldan kelamlarını şöyle sürdürdü:
DOLARIN YEŞİLİNİ TERCİH EDEN İKTİDAR GELECEĞİ ZEHİRLİYOR: Karşımızda tabiata, ağaca, ormana düşman bir iktidar var. AKP iktidarının doların yeşilini tabiatın yeşiline tercih etme tutkusu halklarımızın ve tüm dünya canlılarının geleceğini zehirlemeye devam etmektedir. Kentler beton yığınlarına çevrildi. Bu buluşmada da gördüğünüz üzere bir beton yığını ortasında buluşma gerçekleştiriyoruz. Tarihi ve kültürel dokuları yıkarak yerine ucube yapılar inşa eden bir iktidarla karşı karşıyayız.
FETİH HIRSIYLA TABIAT, KÜLTÜR VE TARİH TANIMAZLIK HAD SAFHADA: Ormanları, dereleri, akarsu yataklarını ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda talan etmekten bir dakika bile geri durmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Fetih hırsıyla tabiat, kültür ve tarih tanımazlık had safhaya çıkmış ve yağma başlamıştır. Kanal İstanbul ve yapı alanları inşası 3. köprü ve 3. havaalanı üzere mega proje ismini verdikleri mega yıkım ve talan projelerini iktidarın devreye koyduğunu daima birlikte görüyoruz.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ DOĞAYI DA YIKAN BİR SİSTEM: Elbette ki hedefleri iktidarlarını ayakta tutmak, yandaş sermayeye yeni rant kanalları açmaktır. Bunların kederi insan değil, insanlık değil, yandaşlarının cebini doldurmaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri sistem demokrasiyi ve adaleti yıktığı üzere tıpkı vakitte doğayı ve çevreyi de yıkan bir sistemdir. İktidarın her gün propagandasını yaptığı mega projeler tüm canlıların ortak hayat alanlarını sermayenin çıkarları doğrultusunda talan etmekte ve yağmalamaktadır. Bu proje İstanbul’a, İstanbullulara yapılacak en büyük ihanettir. İktidar bütün uzmanların ikazlarına ve İstanbulluların itirazlarına karşın Kanal İstanbul projesindeki akıl almaz ısrarını sürdürmektedir.
KANAL İSTANBUL YANDAŞLAR İÇİN RANT ALANI: Son olarak Kanal İstanbul etrafında uygulanacak yeni kent imar planları da süratlice onaylandı. Bunu HDP olarak takip ediyoruz. Bunun ardındaki gerçek tez vakitte açığa çıktı. Katar Emiri’nin annesinin ve Hazine Bakanın aldığı topraklar de eş vakitli olarak imara açıldı ve bunu da yakından takip ediyoruz. Çok büyük toplumsal ve ekolojik yıkımlara yola açacak projedeki ısrarın sebebi işte budur. Türkiye halklarının bu gerçeği yakından bilmesi ve iktidarı, AKP hükümetini yakından tanıması gerektiğini bir kere daha tabir etmek istiyoruz. Kendilerine ve yandaşlarına rant kanalı açmaktan geri durmuyorlar. Tabiat düşmanı bu zihniyet, İstanbul üzere sarsıntı gerçeği ile yüz yüze olan bir kentte zelzeleye karşı tedbir almak yerine kendi rantlarını öncelemektedir.
SERMAYELERİNE SERMAYE KATMAYI PLANLIYORLAR: Küçükçekmece lagününü ve Terkos’u yok ederek, Kuzey Ormanlarını, tarım alanlarını, Karadeniz ve Marmara kıyılarını yapılaşmaya açarak sermayelerine sermaye katmayı planlıyorlar. Bunlar İstanbul’u, İstanbulluları gözden çıkarmış durumdadır. Gözleri paradan ve ranttan diğer hiçbir şey görmemektedir. Halkın hayat alanlarını elinden alacak, halkı yerinden edecekler. Bunların her söylediği palavra, her yaptıkları talandır. HDP olarak Kanal İstanbul’a ve yeni lüks rant alanlarını yapmaya yönelik tüm süreçleri yakından takip ediyoruz ve her kademesine halkımızla birlikte, İstanbullularla birlikte müdahil oluyoruz. Bundan sonraki evrelerde da İstanbul’a bu ihanetin yapılmaması için tüm toplumsal muhalefetle ortak hareket etmeye hazırız. Bunu herkes bu türlü bilmelidir.
İSTANBULLULAR KOLTUKLARINI SALLADI: Bölgede yaşayanlara, ekoloji ve kent uğraşı verenlere daima birlikte hayat alanlarını müdafaa davetimizi buradan bir kere daha HDP olarak yinelemek istiyorum. Gelin AKP iktidarının İstanbul’u yıkmasına müsaade vermeyelim. Yıkılması gereken şey bu iktidarıdır, İstanbul değildir. İstanbullular bunların koltuklarını sallamayı 31 Mart ve 23 Haziran’da başardı, iktidardan göndermeyi de kesinlikle lakin kesinlikle başaracaktır.
ÖLÜMLERDEN İKTİDAR TEĞE BİR SORUMLUDUR: Elbette ki yalnızca İstanbul değil. Bu iktidar, Karadeniz’in kıyılarını taşla doldurup, yaylalarını yapılaşmaya açarak ve tünel ve duble yol projeleri ile ormanları katletti. Turizm ve maden ocakları ile yaylaları yağmaya ve talana açtılar. Vadileri taş ocaklarına çevirdiler. İrili ufaklı HES’lerle dereleri kuruttular. Halkın hayat alanlarını ellerinden aldılar, yerlerinden ettiler. Karadeniz’de yaşanan sel ve heyelan felaketleri bu ekolojik yıkımın sonucudur. Her yıl yaşanan şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel ve heyelanda onlarca insanımız ömrünü yitirmektedir. Bu ölümlerden tabiat ve insan ömrünü hiçe sayan iktidar teğe bir sorumludur.
KÜRTLER HASANKEYF’İN HESABINI SORACAK: Doğu ve Batı kültürümüzün izlerini günümüze kadar taşıyan 12 bin yıldır insanların yaşadığı ve 19’uncu yüzyıla kadar bölgenin en büyük yerleşim yerlerinden biri olan Hasankeyf Antik Kenti ve 199 yerleşim alanı, 50 yıllık baraj için sular altında bırakıldı. Kürtler ve Türkiye toplumu bunu unutmayacak, bunun hesabını iktidardan soracak. İstanbul’u, Kanal İstanbul ile yıkmayı hedefleyen bu zihniyet Hasankeyf’i de baraj ile yıktı. Hasankeyf’in yeni yüzü olarak basına servis ettikleri fotoğraflar aslında kendi yüzleridir, aslında yüzsüzlüklerinin bir resmi ve fotoğrafıdır. Bu fotoğraflar tarihe, kültüre ve tabiata olan düşmanlıkların dokümanıdır.
TALANIN VE YAĞMACILIĞIN ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ: Biliyorum ki bizler şayet birlikte uğraş edersek; el ele, omuz omuza, yürek yüreğe yürümeyi başarırsak bu iktidarın her türlü talanının, yağmacılığının önüne geçebiliriz. Biz birlikte yürüyeceğiz, birlikte uğraş edeceğiz. Tüm dostları, tüm arkadaşlarımı ve bilhassa İstanbulluları bu rant projesine karşı durmaya çağırıyor, katıldığınız içi hepinize hürmet ve sevgiyle selamlıyorum. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
