AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Adana vilayet başkanlığını ziyaret etti.
ABD Lideri Joe Biden’ın Ermeni soykırımını tanıyacağı tezi ve senatörlerin Biden’a yaptığı davete değinen Çelik, “Herhangi bir formda bir müttefikimizin geçmişte tarihe mal olmuş olaylar hakkında ‘Ermeni soykırımı’ üzere kelamda bir ifadeyi kullanması müttefiklik bağlarına yakışmaz” diye konuştu.
“Esasında dünyanın her tarafında bu kelamda Ermeni soykırımıyla ilgili bir kesim vardır” diyen Çelik, “Bu kesim diasporanın içerisine yerleşmiş bir daldır. Bu kesim, daima olarak Ermenistan’da, Kafkaslar’daki olağanlaşmayı de rehin tutmaktadır” sözlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski açıklamalarını hatırlatan Çelik, “Geçmişte Cumhurbaşkanımız çok net bir açıklama yaptı, ‘Otursun tarihçiler arşivlerini açsın. Biz de arşivlerimiz açalım. Bütün ülkeler arşivlerini açsın. Masaya koyalım ve otursun tarihçiler bir karar versin. Bu karara da daima birlikte uyalım’ dedi lakin maalesef Ermenistan tarafı yanaşmadı” dedi.
Avrupa’dan gelen çöplerin Adana’da özensiz biçimde bertaraf edildiği argümanını pahalandıran Çelik, “Kamuoyuna da yansıdı, kimi yerlere çöp dökmeyle ilgili imgeler var. Açık ve net bir formda söylüyorum, Adana’nın toprağını, Çukurova’nın toprağını, suyunu kirleten, etrafına dönük olarak yıllarca yok olmayacak bu atıkları etrafa denetimsiz bir halde atanlarla en güçlü çabayı vereceğiz” biçiminde konuştu.
‘MENDERES’İN SONU BENZETMESİNİN NE MANAYA GELDİĞİNİ HER BİLİR’
Ömer Çelik, CHP Küme Başkanvekili Engin Altay’ın soruşturma başlatılan açıklamasına da reaksiyon gösterdi.
Çelik, “Bir kişi Cumhurbaşkanlığı makamını, seçilmiş Cumhurbaşkanını ya da seçilmiş rastgele bir siyasetçiyi ‘Menderes’in sonu’ üzere bir tabirle, ne manaya geldiğini Türk siyasi hayatında herkesin bildiği bir sözle tehdit ederse buna en güçlü karşılığı vermekten öteki dermanımız yoktur. Demokratik siyaseti savunmak bir namus meselesidir” dedi.
Çelik kelamlarını şu halde sürdürdü:
“CHP’den bir küme başkanvekilinin benzetmesiyle bir açıklamasına şahit olduk, buna yanıt verdik. Enteresan olan da şudur tabi, daima olarak şu söyleniyor; ‘Bizim kastettiğimiz bu değildi, biz öteki bir şey kasettik’ diyerekten bir yanıt vermeye çalışılıyor. Türkiye’de siyaset yapan herkes iyi makûs Türk siyasi tarihine vukufiyeti olan herkes (Menderes’in sonu) üzere bir benzetmenin ne manaya geldiğini bilir ve bunun ne kadar sakıncalı sonuçlar doğurabileceğini, manasının ne olduğunu bilir.”
NE OLMUŞTU?
CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, KRT TV’de katıldığı bir programda, 1960 askeri darbesinin akabinde idam edilen Başbakan Adnan Menderes’in Atatürk’ü Müdafaa Kanunu çıkardığını söylemişti.
Altay, “Rahmetli Menderes de bir devir dinci odaklara pek yüz vermişti, taviz vermişti. Ve onlar o kadar ileri gitmişlerdi ki Menderes’ten aldıkları güç ve yüzle… Menderes sonra ne yapmak zorunda kaldı. Atatürk’ü Müdafaa Kanunu yapmak zorunda kaldı. Umarım Erdoğan da, ‘sonu benzemesin’ Menderes’e… Onu biz sandıkla tıpış tıpış göndereceğiz” demişti.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın “Açarsanız, yanlış anlaşılmasın, ‘sonu benzemesin’ cümleniz için” kelamları üzerine Altay “Menderes’in ve arkadaşlarının idam edilmesi Türkiye’ye yapılmış en büyük yanlıştır. Cumhuriyete, demokrasiye yapılabilecek en büyük hakarettir, yanlıştır. Erdoğan da bunlara taviz verirse, yeni bir kanun çıkarmak zorunda kalır, bunu söylüyorum. Natürel ki, hiç birimizin sonu benzemesin, benim de benzemesin, o denli şey olur mu?” cevabını vermişti. (AA)
Gazete Duvar
