Toplu iş kontratı görüşmelerinin tıkanmasıyla iş bırakan Maltepe Belediyesi çalışanları, 23 Şubat’tan bu yana grevde. İktidar partisi ve iktidara yakın medya kuruluşları, Maltepe’de çöplerin toplanmaması, ilçenin temizlenmemesi üzere imajlar sebebiyle CHP’li belediyeleri eleştiriyor ve “beceriksizlik”le suçluyor. Hizmetlerin aksamasının grevin bir sonucu olduğunu belirten personeller, insanca bir hayat fiyatında muahedeye varılana kadar hareketlerini sürdürmekte kararlı.
İBB: ÇÖPLERİ HALK SIHHATİ İÇİN TOPLUYORUZ
Dün sabah saatlerinde grevdeki personellerin birtakım kümelerin saldırısına uğraması ve İBB’nin ilçedeki çöpleri toplaması gerginliği artırdı. Emekçiler İBB’yi grev kırıcılığı yapmakla suçlarken; İBB çöpleri “halk sıhhatini korumak” için topladığını söyledi. Bahisle ilgili bir açıklama yayımlayan İBB, son günlerde Maltepe ilçesinden çok sayıda kişinin, paklık ve çöp toplama konusunda yaşanan aksiliklerden şikayetçi olduğunu ve İBB’den yardım talep ettiğini belirtti. Açıklamada, “Halk sıhhatinin ve istikrarlı bir etrafta yaşamanın anayasal bir hak olduğunu dikkate alan İBB, ilçedeki çöpleri toplamaya başladı” denildi.
Çöp toplama hizmetinin 1593 Sayılı Hıfzıssıha Kanunu’nun çeşitli hususları, etraf ve toplum sıhhatinin korunması yetkisi kapsamında İBB’ye verildiğini belirten açıklamada, şu sözler yer aldı: “Pandemi devrinde paklık şartlarının taşıdığı hayati ehemmiyet nedeniyle, bu şikayetlere İBB’nin kayıtsız kalması, toplum sıhhati açısından mümkün değildir. Bu sebeple, grev hakkına hürmet duymakla birlikte, Maltepe’de toplum sıhhatini tehdit eden ögeler İBB iştiraki İSTAÇ marifetiyle toplanmaktadır. Birtakım çevrelerce İBB’ye yönelik ‘grev kırıcı’ yakıştırmasının, içinde bulunduğumuz salgın ortamı koşullarında kabul edilmesi mümkün değildir. Bu yakıştırmayı, İBB ailesi olarak kelamın sahiplerine iade ediyoruz.”
Öte yandan CHP’li ilçe belediyelerinde son aylarda peş peşe alınan grev kararları, birtakım CHP’liler tarafından manidar bulunuyor. Toplumsal medya paylaşımlarında sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ertelenen grevler hatırlatılıyor ve CHP’li belediyelerdeki grevlerin neden ertelenmediği sorgulanıyor.
Seyit TorunSEYİT TORUN: ‘GÖRÜNTÜLER İKTİDARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRECEK NİTELİKTE’
GazeteDuvar’a konuşan CHP Lokal İdarelerden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun, “Görüşmeler şeffaf bir biçimde devam ederken, hiç istemediğimiz birtakım manzaraların ortaya çıkması ve bu imajların, yıllardır emekçileri kuru ekmeğe mahkûm eden siyasi iktidarın ekmeğine yağ sürecek nitelikte olması bizleri üzmüştür” diyor.
Remzi ÇalışkanGENEL-İŞ LİDERİ ÇALIŞKAN: ‘ASLA İKTİDARA YARAYABİLECEK BİR DURUMUN TARAFI DEĞİLİZ’
Emekçilerin örgütlü olduğu DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Genel Lideri Remzi Çalışkan ise ilçedeki hizmetlerin aksamasının grevin bir sonucu olduğunu belirtiyor. “Görüntüler, iktidara propaganda materyali veriyor” tenkitlerini haklı bulmadığını belirten Çalışkan, grev kararının belediyenin hangi parti tarafından yönetildiğine bakılmaksızın alındığını vurguluyor: “Bizim iktidara ve siyasi partilere aralığımız ortada. Hele hele bu süreçte asla iktidara yarayabilecek bir durumun tarafı değiliz, o denli bir niyetimiz de yok. Biz yalnızca toplu mukavelelerde talep ettiğimiz haklara ulaşmak için grevi yaparız. Ne iktidara yaraması emelimiz vardır ne de belediyeyi zora sokmak, hizmetini engellemek isteriz. Lakin grev ister istemez işin durması demektir. Grevin devam ettiği süreçte halka hizmetin aksaması da kaçınılmaz. Hizmetin bir an evvel sağlanabilmesi, personelin insanca yaşayabileceği ve bizim haklı olduğumuz taleplerin karşılanmasıyla mümkündür.”
YÜZDE 47 ARTIRIM YALNIZCA 23 PERSONELE YAPILDI
CHP’li belediyelerde greve giden personellere yöneltilen “fazla fiyat talep ediyorlar” eleştirisi, Maltepe Belediyesi çalışanları için de yapılıyor. Sürecin başında bir açıklama yapan Maltepe Belediye Lideri Ali Kılıç, en düşük fiyat alan personellere yüzde 47’lik artırım yapıldığını fakat personellerin 4 bin 188 liralık fiyatı reddederek grev kararı aldığını söylemişti. Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube Lideri Yenigül İtina ise yüzde 47’lik artırımın sırf 23 personele yapıldığını, öbür çalışanlara teklif edilen artırımın yüzde 5 ile 8 ortasında değiştiğini belirtmişti.
‘İKTİDAR 2 BİN 800 LİRA VERİRKEN BİZ EN AZ 3 BİN 100 LİRA VERİYORUZ’
CHP belediyelerinde çalışan personellerin ekonomik ve toplumsal haklarının AK Partili belediyelerde çalışan personellere nazaran daha iyi olduğunu söyleyen CHP Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun, buna ait şunları söylüyor: “Ülkeyi yöneten siyasi iktidar personelimize 2 bin 825 liralık taban fiyatı reva görürken, bizim belediyelerimiz en az 3 bin 100 lira vermektedir. Adalet ve Kalkınma Partili belediyelerde ya da devletin rastgele bir kurumunda, çalışanların bırakın haklarını almayı, rastgele bir; protesto, şov ya da grev yapma imkânları dahi bulunmamaktadır. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi, yalnızca telaffuzda değil, icraatta da personellerin yanında olduğunu kanıtlayan bir siyasi partidir. Bizim tüm belediyelerimiz, personel sendikalarıyla toplu mukaveleler yaparak, taban fiyatın çok üzerine çıkan imkânlar sağlamaktadır.”
Genel-İş Lideri Remzi Çalışkan ise berbat örnekler üzerinden çalışanların haklı taleplerinin eleştirilmesinin hakkaniyetli bir yaklaşım olmadığı görüşünde. “Üyelerimiz abartılı taleplerde bulunmuyor. Açlık ve yoksulluk sonu ortadayken insanca yaşayabilecekleri bir fiyatı talep ediyor” diyen Çalışkan, personellerin salgın mühletince bulaş riski altında alanda çalıştıklarına dikkat çekiyor.
Ali SönmezVİRÜS KUŞKUSU OLAN ELDİVEN VE MASKELERİ TOPLAYAN EMEKÇİ, 3 BİN 700 LİRA ALIYOR
Greve katılan personellerden biri de 12 yıldır Maltepe Belediyesi’nde çalışan Ali Sönmez. Eşi ve bir çocuğuyla yaşayan Ali Sönmez, yemek, yol ve taban geçim fiyatı içinde olmak üzere 3 bin 700 lira alıyor. Bu fiyatla sadece kendini geçindirebileceğini tabir eden Sönmez şöyle diyor: “Kendi ortamızda dış ünite dediğimiz ünitede, en pis işi yapanlardan biriyim. Pandemide maskeleri, eldivenleri yerden alan çöpleri toplayan işçilerdenim. Kuralların bu kadar güç olduğu bir vakitte emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.
Türkiye’deki hayat pahalılığını herkes biliyor. O yüzden hepimiz toplu kontrata kenetlenmiş durumdayız. Zira ay sonunda çocuk bir şey istediğinde paramız kalmıyor. Utana sıkıla yarın, öbür gün alırız diyoruz.”
Gazete Duvar
