CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ulusal gelirin, minimum fiyatın ve emekli maaşlarının katlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşılık verdi.
CHP Genel Merkezi’nde bugün basın toplantısı düzenleyen Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar özetle şöyle:
‘ÇIRAKLIK’, ‘KALFALIK’, ‘USTALIK’ DEDİ, MİLLETİN 20 YILINI ÇALDI: AK Parti Genel Lideri, Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023 için ulaşmayı taahhüt ettiği amaçları, 2011 seçimlerine giderken bu seçim beyannamesiyle ilan etti. Yetmedi, bu taahhütlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 10. Kalkınma Planı’yla resmileştirdi. 11 yıl geçti, Erdoğan iki hafta evvel, kendi imzasıyla açıkladığı Orta Vadeli Program’da millete verdiği 2023 taahhütlerinin palavra olduğunu açıkladı. Kelam verdiği amaçların yarısına bile ulaşamayacağını itiraf etti. Ne söylediyse ne vaat ettiyse altında ezildi. Artık tıpkı Erdoğan, milletten özür dilemek yerine, müflis bezirgân misali, eski vaatlerine kulp takıp, allayıp pullayıp, tekrar milletimize yutturmaya kalkıyor. İsmi bile kalmayan 2023 amaçlarının ismini sayıklayarak ortalarda dolaşıyor ancak milletimize 2023’te 2 trilyon dolara çıkarmayı taahhüt ettiği ulusal geliri neden 925 milyar dolara düşürdüğünü, ‘25 bin dolar olacak’ dediği kişi başına geliri neden 10 bin 703 dolara düşürdüğünü, ‘500 milyar dolar olacak’ dediği yıllık ihracatın ne olup da 242 milyar dolara gerilediğini, yüzde 5’e indirmeye kelam verdiği işsizliğin nasıl olup da yüzde 11,4’e sıçradığını anlatmıyor, anlatamıyor. Kelamlarını tutamayan Erdoğan, ‘Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten’ diyemiyor. Onun yerine büyük ve güçlü Türkiye’nin siluetinin ufuktan göründüğünü söylüyor. 19 yıllık idarelerinin sonunda milletimize, ‘hedefleri tutturamadık, palavra oldu’ demek yerine, ‘size 2023 amaçları yerine silüet verelim, sesinizi çıkartmayın’ diyor. Yetmiyor, hiç sıkılmadan 2023’te tekrar şahlanıştan bahsediyor. Sanırsınız beyefendiler tazecik hükümet. Beyefendi ‘çıraklık’ dedi, ‘kalfalık’ dedi, ‘ustalık’ dedi; milletin 20 yılını çaldı. Artık çıkmış hala şahlanmaktan konuşuyor. En son 2003’te cihan isimli bir küheylan, şahlanıp Erdoğan’ı üstünden atmıştı. Artık de asil milletimiz sandıkta şahlanıp, Erdoğan’ı attan düşmekten beter etmeye hazırlanıyor.
MİLLET DEVLETİNİ SOKAKTAN TOPLADI, ERDOĞAN ‘ALLAH’IN LÜTFU’ DEDİ: 2004’te Pamukova’da treni devirdiler, 41 vatandaşımız ömrünü kaybetti. 2008’de Kütahya’da treni devirdiler, 9 vatandaşımız öldü. 2018’de Çorlu’da treni devirdiler, 25 vatandaşımız ortamızdan ayrıldı. Raylarda çarpıştırıp devirdikleri trenleri saymıyorum bile. Beceriksizliklerinin bedelini hem canıyla hem de malıyla milletimiz ödedi. Artık de ucube şahsım vesayet rejimiyle devlet trenini raydan çıkarıp devirdiler. Trenin altında koskoca bir millet kaldı. Bu maharetsiz makasçı, yargı trenini devirdi. 2010’da Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’nu FETÖ’ye teslim etti. Ordumuza kumpas kurdurdu. Ordumuzun harim-i ismetini, kozmik odasını, kabahat ortaklarına açtı. Sonra tıpkı yağmurda ıslandığı eski dostları darbeye kalkıştı, Meclis’i bombaladı. Millet, o gece devletini sokaklardan topladı. Erdoğan, yolunu açtığı bu hain darbe teşebbüsüne de ‘Allah’ın bir lütfu’ dedi. Bu darbe teşebbüsünü vesayet rejimini kurmak için kullandı.
LİYAKATİN YERİNİ SARAYA SADAKAT ALDI: Maharetsiz makasçılar devlette liyakat trenini de devirdi. Büyükelçilikler rüşvetten aklanmamış eski bakanlara, rektörlükler tekaüt milletvekillerine arpalık yapıldı. Liyakatin yerini, saraya sadakat aldı. Erdoğan, bir imzayla devletin doruğuna istediğini atama yetkisini aldı lakin onu bile beceremedi. Devlet Demiryolları’na yeni atadığı Genel Müdür, 10 gün dayanabildi. Atanan müdür mahpustaki Adnan Oktar yapılanmasıyla iltisaklı çıktı. Öncesinde de birebir şahsa, Devlet Demiryolları’ndan 40 milyon avro meblağında ihale verildiği anlaşıldı. Bu türlü maharetsiz idare dünyanın neresinde var? Erdoğan’ın atadığı Ticaret Bakanı, kendi firmasından bakanlığına adapsız olarak mal sattı lakin bu bakan hakkında hiçbir şey yapılmadı. Teşekkürlerle uğurlandı. Eski Etraf ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ‘17-25 Aralık tapeleri doğru’ dedi. ‘Bağımsız bir savcı istiyorum. Büyük Divan’dan korkmuyorum’ dedi. Ne savcılar ne de Cumhur İttifakı’nın vekilleri gıkını çıkarabildi. Devlet idaresi çürüdü, kokuştu.
HER KÖŞEDE LİSEDEN BOZMA ÜNİVERSİTELER AÇIYORLAR: Maharetsiz makasçı Erdoğan, eğitimde de treni devirdi. Her gelen bakanla eğitim sistemi değişti, her gelen bakanla imtihan sistemi değişti. Öğrencilerin de öğretmenlerin de velilerin de başı döndü. Bugün öğretmen sayısı yetersiz, okullarda hizmetli yetersiz, derslik sayısı yetersiz, öğretmenlerin aşı sorunu sürüyor. Veliler çocuklarının sıhhati için çok kaygılı ve üniversiteler açılırken devlet yurtları yetersiz. Özel yurtlar ateş kıymeti, kiralar ise uçuyor. Eğitimin kalitesi de ortada; PISA üzere memleketler arası müsabaka imtihanlarında, OECD, yani Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ülkeleri içerisinde son sıralardayız. Eğitimde fırsat eşitliğinde de son sıralardayız. Dün OECD, ‘Bir Bakışta Eğitim 2021’ raporunu açıkladı. İmtihanlarda yüksek puan alan öğrenciler, sosyo-ekonomik durumu iyi olan ailelerden geliyor. Türkiye, tüm OECD içinde fırsat eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke. Cumhuriyetin en büyük ihtilali, çalışkan bir çobanın cumhurbaşkanı olmasının önünü açan fırsat eşitliğini sağlamasıydı. Erdoğan’ın eğitim sisteminde artık yoksulluk, babadan evlada miras kalıyor. Ülkede nitelikli eğitimi katlettiler. Bir yandan bilim yuvası Boğaziçi Üniversitesi’yle uğraşıyorlar. Öteki yandan, her köşede liseden bozma üniversiteler açıyorlar. Buralardan mezun olanlar, işsiz ordumuza katılıyor. Resmi datalara nazaran üniversiteli işsiz sayımız 1 milyonun üzerinde.
REZERVİMİZİ HAZİNE BAKANI DAMADINIZIN HAZİNESİNE AKTARDINIZ: Maharetsiz makasçı Erdoğan şahsım hükümeti, tarımda da treni devirdi. Eser fiyatı ile girdi fiyatı ortasında sıkışan çiftçilerimiz perişan. Üzüm üreticisi feryat ediyor, fındık üreticisi feryat ediyor, pancar üreticisi feryat ediyor, yer fıstığı üreticisi feryat ediyor. Çerezlik ayçiçeğinde geçen yıl 13-14 lira olan fiyatlar artık 6-7 liralarda. Yüzde 40 yağlı ayçiçeğine 5 lira 10 kuruş avans fiyatı verdiler. El insaf. Mazot uçmuş, gübre uçmuş, ilaç uçmuş, bunun zati üretim maliyeti en az 4 bin 500 lirayı buluyor. Bu çiftçi ne yiyecek ne içecek, seneye hangi parayla tarlasını sürüp ekecek? Çiftçinin önümüzdeki yıl üretebilmesi için ayçiçeğinde üreticiye kilo başına primi 1 liraya yükseltin. İndirilen gümrük duvarları yine yüzde 27 yapın. 1 buçuk ton ithalat için 1 ton üreticiden alım kotası getirin. Çiftçiye, kanunen hak ettiği 213 milyar liralık ziraî dayanağı de ödemediler. Çiftçiyi ithalat sopasıyla dövüyorlar. 19 yılda, tarım ve hayvancılıkta yapılan toplam ithalat, 120 milyar 419 milyon doları buldu. Bu kadar parayı, bizim çiftçimiz yerine, elin çiftçisi, elin yabancı şirketi kazandı. Maharetsiz makasçı, vatandaşın geçim trenini de devirdi. Üretici perişan oldu ancak vatandaş da ucuz meyve-sebze göremedi. Hayat pahalılığı aldı yürüdü. Hükümet bu masrafları düşürecek tedbirler alacağına artık imgeyi kurtarmaya çalışıyor. Palavradan fiyat etiketlerini denetliyor… Erdoğan, ‘Hayat pahalılığı konusundaki badireyi biliyorum’ diyor. En kısa müddette enflasyonu denetim altına alarak, ‘Raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğim’ diyor. Beyefendi herhalde yeni iş başına geldi. Allah aşkına, raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının, önüne geçmek için koskoca 20 yıldır ne yaptınız? Hiçbir şey. Onun yerine 128 milyar dolar rezervimizi, Merkez Bankası’nın art kapısından Hazine Bakanı damadınızın hazinesine aktardınız. Onun talimatıyla da buharlaştırdınız. Paramızı pul ettiniz.
BORÇ ŞAHA KALKTI: Avrupa İstatistik Ofisi’nin sayılarına nazaran; 26 Avrupa ülkesi içinde Arnavutluk, Karadağ ve Bulgaristan’dan sonra taban fiyatın en düşük olduğu ülke, Türkiye. Türkiye artık Avrupa’nın Çin’i bile değil. Çin’de 2002’de kişi başına gelir bin 141 dolarken, bizde 3 bin 617 dolardı. Kişi başına gelirimiz Çin’in üç katıydı. Artık Çin’de kişi başına gelir 10 bin 483 dolar. Bizde ise 8 bin 548 dolar. Bu tabloyla övünmek mümkün mü? Cumhurbaşkanı makamında oturanların evvel hesap bilmesi gerekir. Biz kendisine nelerin ulusal gelirden daha süratli arttığını, neyin şaha kalktığını söyleyelim: Borç. Tekrar ediyorum; borç. 2002’nin sonundan 2021’in üçüncü ayına kadar gerçek bölümün borcu 45’e katlandı, 3 trilyon 384 milyar lira oldu. Vatandaşın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu, o denli beşe, ona değil, tam 128’e katlandı, 847 milyar lira oldu. Devletin, şirketlerin ve ailelerin borçlarının toplamı ise 19’a katlandı, 6 trilyon 334 milyar lira oldu. Bunlar o denli alelade sayılar değil, beşerler bugün bu borçları yüzünden hayatlarına son veriyor.
BU BORÇLAR NASIL ÖDENECEK: Dünya, salgında vatandaşlarını paraya boğarken Erdoğan şahsım hükümeti milleti borca boğdu. Dünyada benzeri ülkeler ortasında vatandaşına en az direkt dayanak veren, buna karşılık en fazla borç veren ülkelerden biri olduk lakin Erdoğan dün çıktı, salgında esnafa ne kadar çok kredi verdiklerini ballandıra ballandıra anlattı. Meğer esnaf hem borç ödeyip hem de sattığı malı yarın yerine nasıl koyacağını kara kara düşünüyor. Bankalar, salgın devrinde vatandaşa verilen düşük faizli kredileri üç katı faizle tekrar yapılandırmanın peşine düşmüş. Pekala bu borçlar nasıl ödenecek? Erdoğan bunun için bir kelam söyledi mi? Hayır.
Öztrak, basın mensuplarının sorularına da cevap verdi.
‘BU BAHİSLER MİLLET İTTİFAKI İÇİNDE SORUN YARATMAZ’
İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’in “Ben tek adayla gidilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum ve o adayın belirlenmesi sürecini ben tıkamayacağımı söyledim” tabirlerinin sorulması üzerine Öztrak, “Genel Başkan’ımız da Sayın Akşener de bahsin Millet İttifakı’nın önünü tıkamayacağını söylüyor. Bu mevzular Millet İttifakı içinde sorun yaratmaz” dedi.
ÇIPLAK SEMAZEN KARŞILIĞI: MİLLETİN KEDERİYLE UĞRAŞSINLAR
AKP ve MHP’lilerin “çıplak semazen” reaksiyonuna ait soruya Öztrak, “İzmir Büyükşehir Belediye’miz, ‘Bu sema değil çağdaş danstır’ diyor. Çocuklarımız yurt bulamıyor. Hemşerim borç yüzünden canına kıyıyor. Kimilerinin kederi de kim nerede çıplak dans etmiş o. Milletimizin sıkıntısıyla uğraşsınlar” dedi.
‘MİLLETVEKİLLERİ SOKAĞA İNEMİYOR, KAYGIDAN SÖYLEYEMİYOR’
Cumhurbaşkanı’nın 2023 için etkin çalışma talimatı vermesi hakkında Öztrak, “Bu konuşmada daha diğer söyledikleri var. ‘CHP’li belediyeler yönetemiyor’ üzere değerlendirmede bulunmuş. Şu pandemi devrinde CHP’li belediyeler olmasaydı Erdoğan şahsım hükümeti milleti aç ve açıkta bırakmıştı. Başka mevzuya gelince; AK Partili milletvekillerine ‘sahaya çıkın’ diyor da millet de ‘siz hangi yüzle karşımıza geliyorsunuz’ diyor. Tabi Erdoğan sarayından duymadığı için haberi yok. Milletvekilleri endişeden söylemiyor. Kibri, kelamını tutmaması yüzünden milletvekilleri de sokağa inemiyor. Muhafaza ordusunu bir kenara bıraksın, sarayın içine bir girsin. Unuttuğu milleti bir görsün. Maksat, vizyon sorunu. Yani palavra olunca kendi kelamları altında ezilip kaldı. 10 parmağında 10 kara, muhalefete çalarak atlatmaya çalışıyor. Millet bunların ne yaptıklarını görüyor, sandık gelince tasdiknamelerini ellerine tutuşturacak” dedi. (ANKA)
Gazete Duvar
