CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yeni sivil anayasa” davetine “Senin çöken tek adam rejimin anayasa yamasıyla kurtulmaz. Demokrasiyi tramvaya benzetenden demokrat olmaz, demokrat olmayan baştan da sivil anayasa çıkmaz” dedi.
Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şu iletileri verdi:
FİYASKO KONGRESİ OLARAK BİTTİ: Kongre ‘manifesto kongresi’ olarak ilan edildi, fiyasko kongresi olarak bitti. Kaba ve ana kıymetlendirmemiz budur. Erdoğan, bu kongrede otoyollardan, havaalanlarından bahsetti, fakat bu otoyollardan geçecek para millette yok. Erdoğan millet bahçelerinden bahsetti, ancak milletin gidecek parasının olmadığını atladı. Erdoğan’ın manifestosunda, emekçi, memur, çiftçi, emekli, din vazifelisi, öğretmen, hemşire, polis; aşı, sıhhat çalışanlarına vefa ve gençler yok.
GÖZÜNÜ YASTIK ALTINA DİKTİ: Toplumun bütün bölümleri iktisattaki külfetle ilgili olarak bir ışık bekledi. Erdoğan, millete yastık altını gösterdi. Gözünü milletin yastık altı birikimine diktiğini açık açık söyledi. ‘Ekonomiyi ben bitirdim, siz yastık altındakileri çıkarın, tahminen ülke kurtulur’ dedi. Büyük ülkelerle aşık atan Erdoğan, batırdığı ekonomiyi milletin yastık altı birikimiyle kurtaracağını lisana getiriyor. ‘Aile kurun’ diyor. Yeterli de gençlerin işi yok, aşı yok. Sen aile kurun diyorsun, dalga geçer üzere. Ulusal gelirimiz 891 milyar dolar idi, tek adam rejimine geçtiğimizde; artık 717 milyar dolar. Kişi başına gelir 10 bin 694 dolar idi artık 8 bin 500 dolar. Bu göstergeler bile iktisadın tıkanması, milletin huzurunun bozulmasına kâfi aslında. İşsizlik 6 milyon iken 11 milyon işsizimiz var. Herhalde haberin yok. Enflasyon sen tek adam olarak yönetim etmeye başladığında yüzde 12’idi, iki de bir liderini değiştirdiğin TÜİK sayılarına nazaran yüzde 17 18, sokakta pazarda yüzde 30. Sen kalkmışsın masal anlatıyorsun, millet bunları yemiyor.
DEMOKRAT OLMAYAN BAŞTAN SİVİL ANAYASA ÇIKMAZ: Erdoğan, ‘geldiğimizde huzurumuz kaçıktı’ diyordun. Kaçık maçık huzur var idi, artık huzur yok. ‘Yeni, sivil anayasa’ diyor. Senin çöken tek adam rejimini anayasa yamasıyla kurtulmaz. Ayrıyeten demokrasiyi tramvaya benzetenden, ‘işimize gelmeyen yerde ineriz’ diyenden demokrat olmaz, demokrat olmayan baştan da sivil anayasa çıkmaz. Sen evvel mevcut Anayasa’yı çiğneme, yargıya talimat verme, devleti çürütme… Sora AİHM kararlarına uy. AYM kararlarına uymayan birinci derece mahkemeleriyle ilgili süreç yaptır. Osman Kavala’yı rehin fiyat üzere cezaevinde tutma. Biz de bir modül demokrasiyi içselleştirmeye başladığını düşünelim. Sonra Boğaziçililerden özür lisana. Yetmez… Cumartesi Anneleri’nden, Soma personellerinden, Berkin Elvan’ın annesinden de özür lisana. Metin Akpınar’dan Müjdat Gezen’den özür lisana. Bunları yapmadan senin ağzına sivil anayasa tabiri bile yakışmaz.
FETÖ’NÜN BOŞALTTIĞI ALANI YENİ TARİKATLARA TERKTİR: Türk Silahlı Kuvvetleri, harp okulları ile yüksek okullara girişleri değiştirdi. Yenisinde, ‘terör örgütü ve ulusal güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen kümelere iltisak bulunmamalıdır.’ Nerede iltica? Kararı kim verecek? Biz FETÖ ile çekincelerimizi söylerken methiyeler düzüyordunuz sonra terörist yaptınız. İltica faaliyetlere yeşil ışık yakmaktır. FETÖ’nün boşalttığı alanı yeni tarikatlara terktir. 15 Temmuz darbesinden hiç ders alınmadığının göstergesidir. Aydınlanmaya defanstır. Biz bu türlü okuyoruz. Herkesin lisanında tüy biten ikazı yapıyoruz.
BUNLAR ERDOĞAN’I KURTARMAZ, BATIRIR: Erdoğan’ın daha evvel Ulusal Görüş gömleğini çıkardığını biliyoruz. ‘Papaz elbisesi giyeriz’ dediğini de hatırlıyoruz. Erdoğan, artık papaz elbisesine de gerek duymuyor. Erdoğan, kutuplaştırma ve ötekileştirme siyasetini terk etti. Yerini öteki bir şey aldı. Yerini kin ve nefret siyaseti aldı. Kutuplaşma ve ötekileştirmenin gitmesi hoş, fakat kin ve nefret siyasetinin alması çok vahim. İstanbul Sözleşmesi’nin tavrı papaz elbisesini çıkardığının resmidir. Erdoğan siyasetinin kin ve nefretinin aldığının resmidir. İstanbul Sözleşmesi’nin durdurulması, Türkiye’nin çağdaş dünyaya sırtını dönmesinin resmidir. ‘Neden bu türlü bir karar aldı’ diye sordular. Erdoğan evvel liberallerin inancını kaybetti. Erdoğan sonra demokratların itimadını kaybetti. Erdoğan daha sonra milliyetçilerin itimat ve itimadını kaybetti. En son Erdoğan muhafazakarların itimat ve itimadını da kaybetti. Artık Erdoğan, umudunu tarikat pirlerine bağladı. Nasıl MHP kurultayına paketleyip fiyonklayıp HDP kapatılmasını ve Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesini fiyonklayıp armağan etti. Güya milliyetçilerin itimadını kazanmak için. Artık güya muhafazakarların itimadını kazanmak için tarikat pirlerine İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararını fiyonklayıp paketleyip gönderdi. Bunlar Erdoğan’ı kurtarır mı? Kurtarmaz. Batırır.
BAYANLAR İNDİRECEK: Hiçbir cumhurbaşkanı şu iki kelamı etmedi: ‘Ben zati bayan erkek eşitliğine inanmıyorum’ demedi. ‘Kadın cinayetleri abartılıyor’ demedi. Niçin feshetti? Battı, batan gemi tıkaç tutmaz, batıyor, son bir umutla ömrünü uzatmak için bu türlü bir ucube karar aldı. Türkiye’de 42 milyon bayan o postu Erdoğan’a dar eder. Erdoğan’ı o posttan güvenerek söylüyorum, bayanlar indirecektir.
DEVLETİN İMAMI, MEMURU SİYASET YAPIYOR: Artık başımıza imam vesayeti çıktı. İmamlar, iktidara ayar vermeye, Meclis’in en büyük partisinin küme başkanvekiline ayar vermeye başladı. Devlete artık seçilmişler değil, atanmışlar siyaseti yönetim eder hale geldi. Siyaseti seçilmiş yapar. Devletin atanmış imamı, memuru siyaset yapıyor. Siyasetçi ne yapıyor, milletimizin takdirine bırakıyorum.
SALON LEBALEP, 83 MİLYON ISSIZ: Salon lebalepti fakat 83 milyon ıssızdı. Manifesto kurultayı olarak ilan ettikleri kongrede, kabahat ortağı sayısını artırarak kongreyi tamamladı. Osmanlı’dan kalma bir adet vardır. Eski sadrazam misyonu bırakırken üç zarf bırakır. Erdoğan için üç zarf kıssası yaşandı, iki zarfı da açıldı. Yeni sadrazam sıkışınca açsın. Misyona başlayan sadrazam birinci zarfı açar şöyle müellif, ‘senden evvelkileri kötüle.’ Sanıyorum Erdoğan, etmediği lafı bırakmadı, kötüledi. Bir müddet bu türlü yönetim etti, olmadı. Olmayınca da ikinci zarfı açtı. ‘Etrafını kötüle’ yazmıştı, evvelki sadrazam. Millet baktı, cürüm eskilerde değil, sen de bu sefer Abdullah Gül, Bülent Arınç, Merkez Bankası Liderleri da dahil kötüledi. Yetmedi, ekonomik kriz vardı, eskileri kötüledi; ekonomik buhran var etrafını kötüledi. Artık ekonomik felaket var. Erdoğan, üçüncü zarfı açıyor. (Kendinden sonra gelecekler için sen de üç zarf hazırla yazılı zarf gösterdi.) 83 milyon, Erdoğan’ın daha fazla huzuru bozmasına, kin ve nefret siyasetiyle kaotik ortam açmasına müsaade etmeyecektir. Kongreyle büyük hayal kırıklığına uğrayanlara şunu söylüyorum: Erdoğan’a karşın Türkiye büyük bir ülkedir. Bu ülke ile bu millet, çok kısa müddette çözecektir. Kâfi ki aziz milletimiz emaneti ehline versin. (ANKA)
Gazete Duvar
