DİYARBAKIR – Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), “Kürt Sorunu Bağlamında Türkiye Medyası Projesi” hazırlıyor. Proje kapsamında 2 Ekim’de gazeteci, siyasetçi ve akademisyenlerin Diyarbakır’da bir ortaya geleceği toplantı düzenlenecek.

DİTAM, toplantı öncesi Diyarbakır’da çalışan gazetecilerle bir ortaya gelerek proje hakkında bilgi verdi. DİTAM Lideri Mehmet Vural’ın konuşmasının akabinde Lider Yardımcısı Mesut Azizoğlu, toplantının gayesi hakkında konuştu.

MEDYA ALGISI GÖRÜNÜR OLACAK

“Toplumsal alanda çatışmalı bahislerin tahlilinde olduğu kadar, şahsen çatışmalı durumun gelişmesinde ve derinleşmesinde medyanın rolü geçtiğimiz yüzyılın tamamında olduğu üzere bugün de değerli bir tartışma konusudur” diyen Azizoğlu, Kürt sorunu da hangi boyutuyla ele alınırsa alınsın, medyanın bu sıkıntıdaki rolünün tartışmanın ayrılmaz bir kesimi olduğunu söyledi.

Azizoğlu, “DİTAM olarak bu hususun az çalışılmış bir boyutunu ele alarak araştırmayı değerli bulduk. “Kürt Sorunu Bağlamında Türkiye Medyası” konusuna, bu görece az incelenmiş noktadan eğilmeyi ve başta Kürt yurttaşlarınki olmak üzere, bölgedeki gazetecilerin, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, hukukçuların ve aktivistlerin Türkiye medyasına ait algısını görünür kılacak bir çalışma yapmayı tasarladık” dedi.

Azizoğlu, bu emelle Diyarbakır, Van, Mardin ve Urfa başta olmak üzere bölgede Kürt yurttaşlarla geniş ölçekli bir saha çalışması yürüttüklerini kaydetti. Azizoğlu, saha çalışmasının, bilhassa tahlil sürecinin sona ermesinde Türkiye medyasının rolüne ait Kürtlerin kanılarını ve medyaya ait güvensizliklerinin nedenlerini daha derinlemesine kavramak bakımından çok faydalı olacağını umduklarını belirtti.

KÜRTLERİN TÜRKİYE MEDYASI TAHAYYÜLÜ

Azizoğlu, “Öte yandan bölgede bu hususla hak temelli mesleksel ya da politik çalışmaları çerçevesinde ilgilenmiş isimlerle derinlemesine mülakatlar gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda birincisini önümüzdeki günlerde Diyarbakır’da yapacağımız üç başka çalıştay da düzenleyeceğiz. Bu çalıştaylarda gerek bölgeden gerekse ulusal medyadan temsilciler, hak savunucuları ve ilgili öteki kısımlarla bir ortaya gelerek çalışmalarımızın ön bulgularını değerlendireceğiz ve bahisle alakalı tecrübelerin paylaşılacağı bir ortam sağlayacağız” diye konuştu. Azizoğlu, bu çalışmalar sonucunda hazırlayacakları raporda, medyanın Kürt sıkıntısıyla alakalı rolüne ışık tutmak kadar, bu hususta bilhassa 1990’lı yıllardan başlayarak tarihi hafızayı canlandırma uğraşlarına katkı sunmayı da hedeflediklerini belirtti.

Azizoğlu, “En değerli gayemiz ise, Kürtlerin ve Kürt sıkıntısının bu medyada nasıl temsil edildiği üzere görece daha fazla incelenmiş bir bahis yerine, kelamı direkt kendilerine vermek ve Kürtlerin Türkiye medyası tahayyülünü ya da algısını mümkün olduğunca anlamaktır” dedi.

BİRİNCİ ÇALIŞTAY DİYARBAKIR’DA

Birinci çalıştayın Diyarbakır’da 2 Ekim 2021 tarihinde yapılacağını belirten Azizoğlu, çalıştayların 23 Ekim 2021 tarihinde Van ve Kasım 2021 tarihinde Antep’te düzenleneceğini söyledi.

Azizoğlu, çalıştaylarda tartışılacak hususları şöyle sıraladı.

– Tahlil Sürecinde Kürtlerin Türkiye Medyası Algısı bahisli saha araştırmasının ön bulguları,
– Türkiye’de toplumsal barış ve medya sorunu,
– 90’lardan günümüze ve tahlil sürecinde Kürt coğrafyasında Türkiye medyasına ait algıyı birlikte düşünmek,
– Barışın inşasında medyanın rolü-deneyim paylaşımları.

Aralık 2021 tarihinde Diyarbakır’da yapılması planlanan final çalıştayında ise saha araştırmasının tahlil ve raporunun sunulması hedefleniyor.

TARTIŞMALAR 3 LİSANDA YAYIMLANACAK

Mesut Azizoğlu’nun verdiği bilgiye nazaran, çalıştay tartışmaları, saha araştırması tahlili ve yapılan yüz yüze görüşmeler kapsamlı bir araştırma raporunun hazırlanmasına temel teşkil edecek ve bu rapor ilgili kamuoyuyla paylaşılacak bir yayın haline getirilecek. Yayınlar, Türkçe, İngilizce ve Kürtçe olacak biçimde üç lisanda hazırlanacak.

Bu rapor ayrıyeten Kürt sorunu bağlamında Türkiye medyasının durumunu ele alan evvelki çalışmaları da kısaca kıymetlendiren bir literatür özeti de içerecek. Azizoğlu, “Literatür özetini takiben, raporda, Türkiye’de medyanın durumunu genel sınırlarıyla değerlendireceğimiz bir kısma de yer vereceğiz. Bu kısımda 1990’lı yıllardan itibaren mesleksel faaliyetleri nedeniyle gazeteciler hakkında açılan davalar, soruşturmalar, yaşadıkları zorluklar, işsiz kalan gazeteciler ve belirli başlı olaylar gözden geçirilmiş olacaktır. Tahlil sürecinde Türkiye medyasının durumunu tespit etmek hedefiyle örnek olaylar seçilerek mukayeseli haber çalışması da yapılacaktır” diye konuştu. (DUVAR)

Gazete Duvar