ANKARA’DA İTTİFAK SENARYOLARI
İktidar cephesinden her ne kadar “seçim 2023 yılında yapılacak” açıklamaları gelse de muhalefet partileri bir yönetememe krizine eşlik eden ekonomik sıkıntıların erken seçim getireceği görüşünde. 2021 yılına dair erken seçim olasılıkları konuşulurken yeni partilerin siyaset sahnesine girişiyle ittifakların nasıl şekilleneceği ve cumhurbaşkanı adayına dair de senaryolar lisana getirilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı adayı konusunda muhalefette iki farklı görüş var.
Bunlardan biri 2018 seçimlerinde olduğu üzere tüm partilerin kendi adayı ile yarışa katılması gerektiği. Bunu savunanlar, “Birinci cinste ne kadar çok alternatif aday çıkarsa o kadar iyi. İki turlu seçimlerde maksat rakibini birinci cinste yüzde 50’nin üzerine çıkarmamak olmamalı. Her aday birinci cinste kutuplaştırma yaratacak telaffuzlardan kaçınarak alabileceği en yüksek oyu almaya çalışmalı. Adaylar seçilirken 2. tıpta farklı kesitlerin de üzerinde ittifak kurabileceği bireyler olmasına dikkat edilmeli” diyor.
İkinci görüşe nazaran ise önümüzdeki seçimde Millet İttifakı ortak bir cumhurbaşkanı adayı ile yarışa katılmalı. 2018 taktiğinin tutmadığını savunanlar bu görüş doğrultusunda ortak adayı savunuyor. Bu adayın da partilerin kendi içlerinde istişareleri ve temelde yapılacak kamuoyu araştırmaları ve anketlerin sonucuna nazaran belirlenmesi gerektiği söz ediliyor. Birinci cinste Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve HDP’nin farklı çıkaracağı adaylarla seçimlerin ikinci tipe bırakılabileceği hesaplanıyor.
Meclis seçimleri için de farklı ittifak senaryoları var. Mevcut CHP, UYGUN Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın yeni kurulan Gelecek ve DEVA Partileri ile genişlemesi yüksek ihtimal. Lakin UYGUN Parti öncülüğünde sağda 3. ittifak da gündemden çıkmış değil. Fakat bu hususta atılacak adımların seçim kanununda yapılacak mümkün değişikliklere nazaran değişebileceği tabir ediliyor. Muhalefet partilerinde kurulacak ittifaklar, belirlenecek adaylar konusunda farklı görüşler olsa da üzerinde bizatihi mutabakata varılmış tek bir bakış açısı var. O da bu devrin fedakarlık devri olduğu, şahsî maksat ve hırslarla değişim isteyen toplumun umudunun suya düşürülemeyeceği. En son cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini söyleyen DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanı olacağım diye Türkiye’nin geleceği ile oynamayacağım” kelamları de muhalefet bakış açısının göstergelerinden biri olarak bedellendiriliyor.
ERDOĞAN’IN EN ZAYIF YÖNÜ!
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da YETERLI Parti Genel Lideri Meral Akşener’in de iktidara dönük tenkitlerinde en çok amaç aldığı ismin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak olduğunu görüyoruz. İki başkan de Albayrak’a dönük tenkitlerinde her vakit “damat” sözünü kullanıyor, toplum gerçeklerinden uzak olduğunu söyledikleri Albayrak için “Sosyete damat” deniliyor. Ülke iktisadı açısından bir “milli güvenlik sorunu” haline geldiği sav edilen Albayrak için birçok sefer vazifeden alınması daveti yapıldı. Akşener, “Ekonomik paket açacağınıza damadı paketleyin” derken Kılıçdaroğlu en son, “Sosyete damadın vazifesine son ver; toplum da senin parti tabanın da rahatlayacak” diye seslendi. CHP ve GÜZEL Parti kaynaklarından öğrendiğimize nazaran eleştirilerdeki “damat” vurgusunun art planında çok kapsamlı kamuoyu araştırmaları ve odak küme çalışmaları bulunuyor. Kelam konusu çalışmaların sonucuna nazaran Erdoğan’ın en zayıf istikameti damadı Berat Albayrak’ın bakan olması. Araştırmalara nazaran bu durumdan muhalefet bir yana AK Parti’ye oy veren seçmen de önemli rahatsızlık duyuyor. İki başkan de bu tespitlere dayanarak Erdoğan’ı en zayıf istikametinden vurarak AK Parti seçmenini etkilemeye çalışıyor.
BABACAN TEMKİNLİLİĞİ VİRÜSE MANI OLMADI
Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Lideri Ali Babacan’ın çok ihtiyatlı ve temkinli bir siyasetçi olduğu bilinir, çift cüzdan taşıması da buna örnek gösterilir. Duyduğumuza nazaran Babacan temkinliliği korona virüsü salgınında da devredeydi. Partinin açılışının dijital olarak yapılmasının yanı sıra birçok toplantı da video-konferans yoluyla gerçekleştirildi. Bu süreçte Babacan şahsî önlem olarak makam aracını da kendisi kullanmaya başladı. Fakat bu önlemlere rağmen ziyaretler ve bitmeyen görüşmeler virüse yakalanmasını engelleyemedi. Eşi ve oğlu da korona virüsüne yakalanan Babacan’ın yakın çalışma grubunda ise şimdilik virüs tespit edilmedi.
YENİ PARTİLER YÜZDE 4 MÜ, YÜZDE 10 MU?
Gelecek Partisi’nin kuruluşunun üzerinden yaklaşık 8 ay, Demokrasi ve Atılım Partisi’nin kuruluşunun üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Her iki parti de seçime girme yeterliliği kazanmak için ağır bir teşkilatlanma çalışması yürütüyor. AK Parti’de aktif vazifeler üstlenmiş Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan liderliğinde kurulan bu iki partinin alacağı oy merak konusu. Son devir yapılan anketlerde bu oylar da ölçülmeye başlandı. Ağustos ayı içine yapılan farklı şirketlerin anketlerine nazaran iki parti toplam yüzde 4 oy oranına ulaşmış değil. DEVA ve Gelecek Partisi yöneticilerine göreyse bu düşük oranlar gerçekliği yansıtmıyor. Birincisi yaratılan dehşet iklimi nedeniyle insanların görüşünü açıklamaktan kaçındığına dikkat çekiliyor, ayrıyeten pandemi nedeniyle telefonla yapılan anketlerin sağlıklı olmadığı savunuluyor. Şimdi teşkilatlanma sürecinin bitmediğine, tam manasıyla alana çıkılmadığına dikkat çeken yöneticilere nazaran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne giden anketlerde iki partinin oy oranı yüzde 8-10’ları bulmuş durumda. Çalışmalar arttıkça bu oranın daha da yükseleceği savunuluyor.
Gazete Duvar
