Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 16. Konferansı Açılış Oturumu’nda konuştu. Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen toplantıda Bakara müddetinden alıntı yapan Erdoğan, “Muhakkak ki sizi biraz endişe ve biraz açlık; mallardan, canlardan ve eserlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:
İNSANI MERKEZE ALAN YAKLAŞIM SERGİLEDİK: Müslümanlar olarak dünya hayatını bir imtihan olarak gören insanlardanız. Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de ‘Muhakkak ki sizi biraz dehşet ve biraz açlık; mallardan, canlardan ve eserlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!’ buyurmaktadır. 5 milyon kişinin hayatına mal olan salgınla çaba ediyoruz. Salgın periyodunda insanı ve insani pahaları merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. Salgın sürecinde gereksinim halindeki 160 ülke ve 12 memleketler arası kuruluşa yardım ulaştırdık. Bunun yanında 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk.
KUDÜS DAVASI İSLAM ALEMİNİN TAMAMININ ORTAK DAVASIDIR: Filistin sıkıntısı, İslam İşbiliği Teşklilatı’nın yapı taşlarındandır. Kudüs’ü savunmak insanlığı savunmaktır. Gazze’ye yönelik haksız ve vicdansız abluka devam ediyor. Biz asla acılar ve vefatlar ortasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Mazlum kim olursa olsun elinden tutmak bizim inancımızın bir gereğidir. Kudüs davası yalnızca bir avuç yürekli Müslümanın davası değil, İslam aleminin tamamının ortak davasıdır. Filistin davasının dünya gündeminde hak ettiği yere getirilmesi ve soruna adil bir tahlil bulunması için çabalarımızı sürdürmeliyiz. Filistinlilerin de kendi ortalarındaki tefrikayı sonlandırmaları kıymetlidir. Şiddet siyasetlerinde ısrar etmenin bir hedefi yoktur. 2. Dünya Savaşı’nda Musevilere yapılan zulmün bedelini bugün Filistin’den çıkarmak haksızlıktır. Bir halkın ötekileştirilmesini, dışlanmasını asla kabul etmiyoruz.
ÜLKEMİZ YENİ BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ: Afganistan’ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması temennimizdir. Afgan halkına sırtımızı dönme lüksümüz yoktur. Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızın sürdürülmesi öncelik taşıyor. Afganistan’a elimizden gelen dayanağı ve yardımı sağlıyoruz. İçimize sinmeyen eksik bulduğumuz konular var. Afganistan’ın tekrar kaosa ve çatışmaya sürüklenmemesi için çabalarımızı sürdürüyoruz. Ne yapıyorsak bölgedeki kardeş ülkelerin huzuru için yapıyoruz. Afganistan’daki gelişmelerin göç riskini artırdığı malumunuzdur. Yaklaşık 5 milyon yabancıya mesken sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Göç ve mülteciler sıkıntısında asıl yükü sesi çok çıkan Batı’dan çok kriz bölgelerine komşu bizim üzere ülkeler çekiyor. En fakir ülkeler mültecilerin 3’te ikisine konut sahipliği yapıyor. Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında Batı daima 3 maymunu oynadı. Ümran bebeğin karşısında kılını bile kıpırdatmayan yeniden bunlar.
Müslümanlar olarak giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de uğraş ediyoruz. Bilhassa Müslüman bayanlar ayrımcılığa maruz kalıyor. Avrupalı siyasetçiler Müslümanları ve göçmenleri gaye gösteren telaffuzlar kullanıyor. Bu telaffuzlarla uğraşta daha kararlı olmalıyız.
GÖRÜNTÜ BİLDİRİ GÖNDERDİ: İNSANİ DRAMLARA GÖZLERİNİ KAPATIYOR
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen programa görüntü bildiri gönderen Erdoğan, “Günümüzde demokrasi ve insan hakları havariliği yapan birçok batı ülkesinde nefret telaffuzları siyaset ile birlikte günlük hayatı da esir almıştır. İnsanları kökenine, inancına, rengine, dış görünüşüne nazaran ayıran, en temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan faşist uygulamalar adeta sıradan hale gelmiştir” dedi.
Avrupa’daki nefret hatalarını gündemine alan Erdoğan, “Nefret cürümlerine yönelik kayıtsızlığın mülteciler ve yerlerinden edilmiş şahıslara karşı da sergilendiğini görüyoruz. Her seferinde insan hak ve özgürlüklerinden dem vuranlar, Suriye’den Yemen’e Afganistan’dan Arakan’a kadar bölgemizde yaşanan insani dramlara gözlerini kapatıyor. Akdeniz’in her yıl binlerce insanın hayatını kaybettiği devasa bir kabristana dönüşmesini yalnızca seyrediyorlar. Yunanistan’ın Ege Denizi’nde mülteci botlarını batırması karşısında hiçbir reaksiyon göstermiyorlar. Ülkemizin haklı olduğu bahislerde dahi çabucak yaptırım lisanına sarılanların her gün televizyon ekranlarına yansıyan bu trajedilerle ilgili şimdiye kadar tek bir eleştirel cümlelerini duymadık, işitmedik. Tıpkı biçimde daima çocuk haklarından bahsedenlerin Avrupa’da kaybolan 10 binlerce Suriyeli mülteci çocuk ile ilgili attıkları hiçbir adıma şahit olmadık” diye konuştu.
‘KADINLARA YÖNELİK TACİZ VE TAKİP HAREKETLERİNİN CEZALARI AĞIRLAŞTIRILACAKTIR’
“İstanbul Mukavelesi üzerinden bizi gaye alan bölümlerin vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması da farklı bir garabettir” sözlerini kullanan Erdoğan, “İnsan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir periyotta Türkiye, insanı ve insani pahaları merkeze alan çalışmaları ile öne çıkıyor. Suriye’den Yemen’e, Afganistan’dan Arakan’a kadar tüm kriz bölgelerinde insanlık onurunu kurtaran hizmetlere imza atıyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğu inancı ile nerede bir mazlum, mağdur varsa ayrım yapmadan yardım elimizi uzatıyoruz. Dünyanın ulusal gelire nazaran en fazla insani yardım yapan ülkelerden birisiyiz. Savaş, çatışma ve terörden kaçan 5 milyona yakın kardeşimizi ülkemizde konuk ediyoruz. Salgın ile gayrette öbürleri üzere içe kapanmak yerine imkanlarımızı dost ve kardeş ülkeler ile paylaşıyoruz. Haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında reaksiyonumuzu göstermekten çekinmiyoruz. Hudutlarımız dışında tüm bunları yaparken ülkemiz içinde de bayanlarımız, çocuklarımız ve engellilerimiz başta olmak üzere her bölümden insanımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye uğraş ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Islahatı Strateji Evrakını açıkladıkları 30 Mayıs 2019 tarihinden bu güne kadar 5 yargı paketini hayata geçirdiklerini söz ederek, “Yakında Meclis’imizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketi ile ıslahat zincirine inşallah yeni bir halka daha ekliyoruz. İnsan Hakları Tazminat Komitesinin hareket kabiliyetini arttıracağımız bu paket ile bayanlara yönelik taciz ve takip aksiyonlarının cezaları ağırlaştırılacaktır. Türkiye insan odaklı devlet geleneğinden aldığı ilham ile demokrasi ve temel özgürlükler alanındaki ıslahat iradesini önümüzdeki periyotta de sürdürecektir. Bu niyetler ile 10 Aralık İnsan Hakları Gününüzü bir kere daha tebrik ediyoruz. Bu manalı günün milletime ve tüm insanlığa barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ediyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
