Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ulusal Uzay Programı Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Toplantıda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun vadeli bir planlama ve çalışmanın eseri olan Türkiye’nin birinci Ulusal Uzay Programını ilan edeceklerini belirtti.

Erdoğan, “Bu program, gerçekçi fakat bir o kadar da rekabetçi amaçları kapsayan içeriğiyle ülkemizin uzaydaki yol haritası olacaktır. Global uzay yarışında, ülkemizi üst liglere taşıyacak bu yol haritasının muvaffakiyetle hayata geçmesini diliyorum” diye konuştu.

‘UYDU ÜRETME KABİLİYETİNE SAHİP SAYILI ÜLKELER ORTASINA GİRDİK’

“Türkiye’nin kozmik rekabetteki uğraşının 1985’ten bu yana sürdüğünü” söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:

“Bu uğraşın asıl altyapısını ise son 18 yıldaki yatırımlarımızla oluşturduk. Hamdolsun bugün her alanda olduğu üzere uzay çalışmalarında da insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından çok daha güçlü bir Türkiye var. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen bir düzeye çıkardık. Kendi imkanlarımızla ürettiğimiz ve 2012 yılında uzaya fırlattığımız istihbarat uydumuz GÖKTÜRK-2 bunun birinci örneklerinden biridir. Böylelikle dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler ortasına girdik. Artık sırada GÖKTÜRK-3 var.”

‘TÜRKSAT 6A’YI, 2022’DE YÖRÜNGESİNE YERLEŞTİRECEĞİZ’

Yeni uydu çalışmalarına ait bilgi veren Erdoğan, “TÜBİTAK Uzay tarafından geliştirilen birinci yerli ve ulusal yüksek çözünürlüklü yer müşahede uydumuz İMECE’nin de entegrasyon süreçleri tamamlandı, testleri sürüyor. İnşallah 2022 yılında bu uydumuzu da uzaya fırlatılacağız. İMECE yörüngeye yerleştiğinde tüm kurumlarımızın imaj muhtaçlığını karşılayacak metre altı çözünürlükteki birinci ulusal müşahede uydumuz olacaktır” dedi.

“Gözlem uydularında kazandığımız deneyimle haberleşme uydularını da kendi imkanlarımızla üreterek bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız” diyen Erdoğan, “Bilindiği üzere geçtiğimiz ay başında başarılı bir halde uzaya fırlattığımız Türksat 5A uydusu ile aktif haberleşme uydularımızın sayısını 4’e yükselttik. İnşallah yerli ve ulusal imkanlarla ürettiğimiz birinci haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı da 2022’de uzaydaki yörüngesine yerleştireceğiz” tabirlerini kullandı.

‘TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÜZERİMİZDE’

Bu akşam gerçekleştirilen aktifliği hazırlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve grubunu tebrik eden Erdoğan, “Tüm dünyanın gözü üzerimizde. Niçin bu kadar saldırıyorlar, neden? ‘Çılgın Türkler geliyor’ diyorlar. Ulusal elektrikli araba için de hakikat vakitte adımlar attık. Bu mevzuda da Türkiye en çok konuşulan, takip edilen ülkeler arasındadır” diye konuştu.

Erdoğan, artık de uzay çalışmalarında hakikat zamanlama ile hakikat adımları atarak hareket etme kararlılığını ortaya koyduklarını belirterek, “Temsil ettiğimiz medeniyetin dünyaya tekrar öncü olabilmesi, Türkiye’nin uzay yarışındaki kat edeceği uzaklığa bağlıdır. İnsanlığın bir kısmının değil, tamamının barışa ve huzura kavuşması için medeniyetimizi yine şahlandırmak mecburiyetindeyiz. Asırlar boyunca topraklarına her ayak basan tarafından sömürülen Afrikalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz” tabirlerini kullandı.

‘FRANSA’NIN BAŞINDAKİ ZAT DURMADAN BANA SALDIRIYOR’

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a reaksiyon gösteren Erdoğan, şunları söyledi:

“Şu anda bakıyorum da Fransa’nın başındaki zat durmadan bana saldırıyor. Senin benle ne işin var? Sen evvel Cezayir’in hesabını ver. Senin büyüklerin Cezayir’de 1 milyon insanı öldürdü, onun hesabını ver. Sen evvel Ruanda’nın hesabını ver, 100 binlerce insanı öldürdünüz. Lakin Türk’ün ve Türkiye’nin ne de ecdadımızın geçmişinde bu türlü bir şey kelam konusu değil. Bizim ellerimizde kan yok fakat sizde kan var. Sürgünlerle yerinden, yurdundan edilen, dinini, lisanını, ismini değiştirmeye zorlanan Asyalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Gettolara sıkıştırılmış, faşizmin ve cürüm şebekelerinin insafına bırakılmış Batılı kardeşlerimiz için de bunu başarmak mecburiyetindeyiz.”

‘MACRON SEN BU AKLI KENDİNE SAKLA’

Türkiye’nin Libya’dan ve Azerbaycan’dan askerini çekmesinin istendiğini belirten Erdoğan, “30 yıldır Azerbaycan’da tüm Karabağ’ı işgal altında tuttunuz. O topraklar kimindi? O topraklar Azerbaycanlı kardeşlerimizindi. Bu toprakları işgal altında tuttunuz. Artık kendi göbeğini, Azeri kardeşlerimiz kesti ve biz de elimizden gelen takviyesi verdik ve böylelikle Karabağ sahiplerinin eline geçti” sözünü kullandı.

“Macron artık haber gönderiyor, ‘Libya’dan Türkiye askerini çeksin.’” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sen evvel bize bu aklı vereceğine bunu kendine sakla, bak orada Çad’ın, Mali’nin, Wagner’in askerleri var, siz onları oralardan çekin. Onları çekin ondan sonra sizinle bunları konuşalım. Biz, Askeri ve Güvenlik İşbirliği mutabakatımız olan Libya ile mutabakatımızın gereğini yaptık ve yalnızca orada eğitim için varız. Eğitimin dışında değil.”

ERDOĞAN’DAN GİZEMLİ MONOLİTE GÖNDERME: GÖKYÜZÜNE BAK, AY’I GÖR

Erdoğan, Ulusal Uzay Programı’ndaki maksatları gerçekleştirmek için hangi kaynak ve yetkinliklere sahip olunması gerektiğini, adımları ne vakit ve ne halde atacaklarını belirlediklerini aktararak, “Şimdi Türkiye’nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, gaye ve projelerinin yer aldığı Ulusal Uzay Programı’mızı bugünlerde meşhur olan sloganı ile tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki ‘Gökyüzüne bak, Ay’ı gör” açıklamasında bulundu.

‘BİRİNCİ AMACIMIZ ULUSAL ROKETİMİZLE AY’A İNMEK’

“Milli Uzay Programı’ndaki birincil ve en değerli amacımız Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında Ay’a birinci teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay’a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı ile bu maksadı iki basamakta tamamlamayı planlıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan programın gayelerini şu biçimde sıraladı:

“İlk evrede, 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi ulusal ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak birinci fırlatmayı milletlerarası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu misyonu tamamladığımızda hem Ay’a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacağız hem de ikinci evre Ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız. 2028’de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci kademede ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak birinci fırlatmayı bu kere kendi ulusal roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay’a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu kademeyi da tamamladığımızda Ay’da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri pozisyonuna geleceğiz.”

‘UYDU ÜRETİM FAALİYETLERİ TEK ÇATI ALTINDA TOPLANACAK’

Ulusal Uzay Programı’ndaki ikinci amacın “yeni kuşak uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmak” olarak açıklayan Erdoğan, Türkiye’nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini Türkiye Uzay Ajansı uyumunda kurulacak tek ulusal şirket bünyesinde birleştireceklerini söyledi.

Erdoğan, “Halihazırda uydu ve uydu alt sistemlerinin üretim faaliyetleri birden çok kuruluş tarafından yürütülüyor. Bunu tek çatı altında toplayarak, hem uydu üretim süreçlerinde tam eş güdümü yakalayacak hem de insan kaynağı başta olmak üzere tüm imkanlarımızı daha verimli halde kullanacağız. Bu sayede rekabet gücümüzü artırarak, dünyadaki uydu pazarından daha fazla hisse elde etmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Ulusal Uzay Programı’ndaki 3’üncü maksadın Türkiye’ye ilişkin bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek olduğunu lisana getiren Erdoğan, sivil ve askeri hedefli navigasyon gereksinimleri için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada sırf 6 ülkenin sahip olduğunu hatırlattı.

Uyduları yer sistemleri ile kullanarak yenilikçi bir yolla oluşturulacak sistem hakkında bilgi veren Erdoğan, “Kendi bölgesel konumlama sistemimiz sayesinde, büyük riskler barındıran dışa bağımlılıktan kurtulacağız. Bu maksadı başardığımızda savunma, tarım, şehircilik ve otonom araçlar başta olmak üzere kendi hassas navigasyon uygulamalarımızı geliştirebileceğiz” dedi.

‘HEDEFİMİZ, UZAYA ERİŞİM SAĞLAMAK VE BİR UZAY LİMANI İŞLETMESİ KURMAK’

Erdoğan, 4’üncü amacın ise uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerli ve ulusal roketlerimizi dünya yörüngesine ağır yararlı yük taşıyabilecek olgunluğa eriştirmemiz gerekiyor. En kıymetlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Türkiye’nin coğrafik pozisyonu ticari kârlılık bakımından yararlı yük taşıyacak bir uzay limanı işletmesi kurmaya şu an prestijiyle uygun değildir. Bu nedenle uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkeler ile birlikte kurmayı planlıyoruz. Memleketler arası iş birlikleri ile bu misyonumuzu da en kısa müddette hayata geçirmekte kararlıyız” tabirlerini kullandı.

‘UZAY METEOROLOJİSİNE AİT YETKİNLİĞİMİZİ ARTIRACAĞIZ’

Programdaki 5’inci amacın uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak, uzaydaki yetkinliğin artırılması olduğunu açıklayan Erdoğan, “Uzayda ortaya çıkabilecek değişimler hayat alanımızı ve yer tabanlı teknolojik sistemleri olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Kablosuz yayınlar, haberleşme ve navigasyon sistemleri, elektrik şebekeleri ve petrol boru sınırları bu değişimden önemli ziyanlar görebiliyor. Tüm bu tesirleri izlemek ve modellemek üzere uzay havasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz” biçiminde konuştu.

6’ncı gayenin Türkiye’nin astronomik müşahedeler ve uzay objelerinin yerden takibi bahislerinde daha ileri bir düzeye ulaşmak olduğunu belirten Erdoğan, “Bu misyona yönelik halihazırda alt yapılarımız mevcuttur. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ile Doğu Anadolu Gözlemevi’ni birbirine entegre ederek tek bir ulusal araştırma altyapısı haline dönüştüreceğiz” dedi.

‘UZAY SANAYİ EKOSİSTEMİNİ DAHA DA GELİŞTİRECEĞİZ’

“7’nci maksadımız, ülkemizde uzay sanayi ekosistemini daha da geliştirmektir” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türk mühendisleri, bilim insanları ve müteşebbislerinin uygun alt yapıya sahip olduğunda, gerekli takviyesi aldığında neler yapabileceği artık tüm dünyanın malumudur. Savunma endüstrinde elde ettiğimiz muvaffakiyetleri uzay alanına taşıyacak, burada da güçlü ve üretken bir ekosistem oluşmasını sağlayacağız. Uzay Ajansımızın öncülüğünde kısa müddette buradan da yeni muvaffakiyet öyküleri çıkacağına inanıyorum.”

‘UZAY TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ KURACAĞIZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzay Programı’ndaki 8’inci gayenin bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurmak olduğunu söz etti.

Türkiye’yi uzay teknolojilerinin tüm alt bileşenlerini ticari olarak rekabet edebilir formda üretebilen bir ülke pozisyonuna getirmeyi hedeflerdiklerini söyleyen Erdoğan, “Bu emelle Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde yerli ve yabancı yatırımcılara konut sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracağız. Burada yatırım yapacak olan firmalarımızı da çeşitli sistemlerle destekleyeceğiz” diye konuştu.

‘BİR TÜRK VATANDAŞINI UZAYA GÖNDERMEYİ HEDEFLİYORUZ’

Ulusal Uzay Programı’ndaki 9’uncu amacın uzay alanında aktif ve uzman insan kaynağının geliştirilmesi olduğunu olduğunu aktaran Erdoğan, “Toplumumuzda uzay farkındalığını artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. YÖK ve Ulusal Eğitim Bakanlığımız başta olmak üzere, ilgili kuruluşlarımızla özel programlar oluşturacak, bu alandaki nitelikli insan kaynağımızı artıracağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu ve son maksadın, bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta tahminen aranızda hala bu hayalini sürdürenler var. Hatta tahminen bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır. Bak, Pelin Çift diyor ki ‘ben adayım.’ Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi, turistik seyahat olarak değil, gelecek jenerasyonlara yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz” tabirlerini kullandı.

‘ASTRONOT YA DA KOZMONOTA TÜRKÇE KARŞILIK BULALIM’

“Benim bilhassa burada bir şerhim var. Mademki bir vatandaşımız uzaya gidecek, artık astronot ya da kozmonot sözlerine bir Türkçe karşılık bulmamız gerekiyor” diyen Erdoğan, kelamlarını şu formda sürdürdü:

“Biliyorsunuz bu bizim hassas noktamız. Buradan lisan bilimcilerimize bir davette bulunuyor ve diyorum ki; ‘gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım.’ Alışılmış sırf lisan bilimciler değil 83 milyon vatandaşımız da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabilir.” (ANKARA/AA)

Gazete Duvar