ANKARA- HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında milletvekili seçilmeden evvel yaptığı bir toplumsal medya paylaşımı nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” hatasından verilen 2 yıl 6 ay mahpus cezası, Yargıtay tarafından geçen ay onandı.

Mahkûmiyet kararının Meclis’e ulaşmasıyla gözler TBMM Genel Heyeti’ne çevrildi. Kararın Genel Kurul’da okunması durumunda HDP’li Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşecek.

‘HEM SÖZ ÖZGÜRLÜĞÜMÜ HEM DE SİYASET YAPMA HAKKIMI GASP ETMEK İSTİYORLAR’

Milletvekilliğin düşürülmesine neden olacak mahkûmiyet kararının demokrasi açısından “haksız ve hukuksuz” olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, söz özgürlüğü başta olmak üzere siyaset yapma hakkının da gasp edilmek istendiğini kaydetti. Yargıtay’ın oy çokluğuyla aldığı onama kararına karşı bir üyenin koyduğu şerhi ’16 sayfalık bir demokrasi manifestosu’ olarak nitelendiren HDP’li Gergerlioğlu, yargılamanın durdurulması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bir haber sitesinde 2016 yılında yayınlanan “PKK: Devlet adım atarsa barış 1 ayda gelir” başlıklı haberi toplumsal medya hesabımdan paylaştığım için hakkımda ‘örgüt propagandası’ yapmaktan dava açıldı. Lokal mahkemenin verdiği 2 yıl 6 ay cezayı Yargıtay onadı. Bana ‘örgüt propagandası’ndan ceza verilirken, haberi yayımlayan internet sitesine süreç yapılmadı ve haber hâlâ yayında. Ben 24 Haziran 2018 yılında HDP’den Kocaeli milletvekili seçildiğimde avukatlarım, dokunulmazlık kazandığım için yargılamanın durdurulmasını talep etti. Aslına bakarsanız yargılamanın durdurulması gerekirdi; zira bana atfedilen ‘propaganda suçu’ Terörle Uğraş Kanunu kapsamındaki cürümler ortasında sayılmıyordu. Nitelim Yargıtay kararında karşı oy veren hakim de bunun bu türlü olduğunu söz ederek karara şerh koydu. Bu şerh bir nevi demokrasi manifestosuydu. Hem tabir özgürlüğümü hem de siyaset yapma hakkımı gasp etmek istiyorlar.”

‘ANAYASA MAHKEMESİ KARARI BEKLENMELİ ANCAK BEKLENMİYOR’

Bu ortada HDP Milletvekili Gergerlioğlu Yargıtay kararının akabinde Anayasa Mahkemesi’ne ferdî müracaatta bulundu. Meclis Lideri Mustafa Şentop ise bu müracaatın sonucunu beklemeye gerek olmadığını söyledi. Gergerlioğlu Şentop’un bu açıklamasına reaksiyon göstererek özetle şunları söyledi: “Bu mevzuyla ilgili önümüzde ’Enis Berberoğlu vakası’ var; kendisi geri döndü, ben de dönerim tahminen, neden beklenmiyor? Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesiyle kimler dışarı çıkmıştı bir düşünelim; müebbet mahpus cezasıyla yargılanan İlker Başbuğ, Enis Berberoğlu üzere isimler bu durumun en iyi örnekleri ortasında değil mi? Meclis İç Tüzüğü oluşturulduktan sonra Anayasa Mahkemesi’ne ferdî müracaat hakkı geldi ve sonra değişiklik yapılmadı. Yangından mal mı kaçırılıyor da bu kadar çabuk ediliyor. Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeli lakin beklenmiyor. Bu durum akıl alır üzere değil. Barış daveti yapan bir haberi paylaştım diye demokratik toplum sistemi mi yıkıldı? Yargıtay’ın hakkımdaki kararı onaması ve fezleke hazırlanması haksız ve hukuksuz bir karar.

‘BU ÜLKEDE BİR VEKİL ÇIPLAK ARAMAYI GÜNDEME GETİRDİĞİ İÇİN MECLİS’TEN ATILIYOR’

Son devirde polis nezaretinde ve cezaevlerindeki çıplak arama uygulamasını gündeme taşıdığım için maksat oldum. Çıplak arama uygulamasını tek başıma gündeme getirdim ve sonrasında Türkiye gündemine oturdu. Öncesinde ‘bu ülkede çıplak arama yok’ diyen Hasret Varlıklı bile son açıklamasında geri adım atarak, ‘çıplak arama hiç yok demiyorum’ dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile İnsan Hakları Aksiyon Planı’nda ‘doğru düzgün arama yapılacak’ diyerek geri adım attı lakin ben Meclis’ten atılıyorum. Bu durum Türkiye’nin siciline kara bir leke olarak yansıyacak. Herkes bu ülkede bir vekil çıplak aramayı gündeme getirdiği için Meclis’ten atılıyor diyecek.

‘TEK BAŞIMA TÜRKİYE GÜNDEMİ OLUŞTURDUM’

24 Haziran 2018’ten bu yana HDP’den Kocaeli Milletvekilliği yapıyorum. Milletvekilliğim sürecinde Meclis’te insan hakları ismine en çok çalışan milletvekillerinden biriyim. Adalet Bakanlığı’na en çok soru önergesi veren milletvekili benim. İnsan Hakları Komisyonu’na Türkiye çapındaki tüm müracaatların 3’te biri benden gitmiş. Birçok insan hakkı ihlalini ortaya çıkardım, toplumsal medyayı da faal kullanarak karar vericilere baskı yaptım, çok komplike bir çalışma sergiledim. Bu süreçte çıplak arama uygulaması başta olmak üzere Türkiye gündemine oturan birçok hususu ben gündeme getirdim. Tek başıma Türkiye gündemi oluşturdum. Bizim milletvekili olarak muvaffakiyet kriterlerimiz iktidara haksız oldukları bahislerde geri adım attırmaktır ve ben bunu yaptım.

‘ÖNCE DOKTORLUĞUMU ELİMDEN ALDILAR, ARTIK DE VEKİLLİĞİMİ ALMAK İSTİYORLAR’

Karar Mecliste okunup milletvekilliğim düşürülebilir ve beni cezaevine gönderebilirler lakin halkın vicdanı benim yanımda. Evvel doktorluğumu elimden aldılar. Artık de milletvekilliğim barış içeren bir haberi paylaştığım için düşürülmek isteniyor. Ben 27 yıllık uzman doktorken ihraç ettiklerinde özel hastanelerde dahi iş bulamadım, işsiz kaldım. Üyesi olduğum derneklerden çıkarıldım, sivil mevte uğratıldım. Benim o sıkıntı süreçlerimde HDP bana milletvekilliği teklif etti ve bir anda milletin iradesi ile Meclis’e girdim. Damdan aşağı düştüm, aşağıdan tekrar dama çıktım. Devlet bizi doktorluktan attı, millet Meclis’e taşıdı. Artık de milletvekilliğinden atarak cezaevine göndermeye çalışıyorlar. Ben elimden geldiği kadar geri adım atmayacağım. Demokrasi, ulusal irade üzerinden direnmeye çalışacağım. Karar Meclis’te okunup milletvekilliğim düşürülebilir ve beni cezaevine gönderebilirler ancak halkın vicdanı benim yanımda, ben bunu biliyorum. Zira halkın vicdanının kabul etmediği bir karar bu.

‘HDP’NİN DOKUNULMAZLIKLAR ÜZERİNDEN KOLUNU KANADINI KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’

HDP son periyotta gerek kapatma gerekse dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla amaca oturtuldu. HDP’nin dokunulmazlıklar üzerinden kolunu kanadını kırmaya çalışıyorlar. Beni de en çok konuşan milletvekili olarak bu amacın bir modülü yaptılar. Bu topyekûn bir atağın modülleridir. Siyasi kararla bir yerlere gelinmeye çalışılıyor lakin gayretimiz sürecek.”

‘MECLİS’TEN AYRILMAYACAĞIM’

Gergerlioğlu, karar okunurken Genel Kurul’da olacağını tabir ederek, “Ben Meclis’e 90 bin kişinin oyuyla geldim; yani millet beni buraya gönderdi. Münasebetiyle bu karar milletin kararı değil, yargının siyasi, uyduruk bir kararıdır. Karar okunduğunda Genel Kurul’da olacağım, Meclis’ten ayrılmayacağım. Şayet beni alacaklarsa gelip Meclis’ten almaları gerekiyor” dedi.

Gazete Duvar