Cihan Başakçıoğlu
İZMİR – 2013 yılında İstanbul’da başlayarak ülke geneline yayılan Seyahat Parkı hareketleri sırasında Eskişehir’de düzenlenen protestolarda Ali İsmail Korkmaz isimli genç feci halde dövülerek öldürülmüştü. Birebir gün Seyahat Parkı aksiyonlarına yönelik polis müdahalesi sonrasında bir binaya saklanan Tevfik Caner Ertay isimli genç ise argümana nazaran A.A. ve A.K. isimli polisler tarafından yakalanarak polis aracının bagajına konuldu. Daha sonra ise periyodun Vilayet Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün ile şube müdürleri Ertay’ı bagajdan çıkarıp öldüresiye dövdü.
Yaşanan olayla ilgili altı polis hakkında “kasten yaralama” kabahatinden 8 yıl mahpus cezası istemiyle Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Açılan davanın karar duruşması 3 Şubat günü görülürken, mahkeme, iki polise yaralama hatasından 23 ay 10 gün mahpus cezasına hükmederek, cezaları erteledi. Başka polisler ise beraat etti.
Öte yandan davada beraat eden Mustafa Aygün ile ilgili dikkat cazip bir ayrıntı ortaya çıktı. Aygün’ün FETÖ yargılamalarında birden çok müebbet mahpus cezası aldığı öğrenilirken, Aygün birebir akşam Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesi cürmüne karışan polislerin de amiriydi. Yeniden devrin Eskişehir İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık’ın da FETÖ’den yargılandığı öğrenildi.
DARP EDİLEN ERTAY: ‘KARAR SİYASİDİR’
Polislerce darp edilen Ertay Gazeteduvar’a konuştu. Kararın siyasi bir karar olduğunu belirten Ertay, “Aslında yaratılan siyasal iklimle alakalı bir karardır. Karşımızda gitgide otoriterleşen bir iktidar var. Bu iktidar da hukuk, adalet, yargı tüm bu kavramları tekrar kendine nazaran dizayn etti. Bunun sonucunda da bütün kararlarda anayasaya yahut insan haklarına bakarak değil, saraya bakarak karar veriyor yargıçlar. İşin komik yanı ise bu olayın bir azap olarak değil de taammüden yaralama kabahati olarak nitelendirilip iki polise komik bir ceza verilmesidir” dedi.
Ertay olay gününü şu sözlerle anlattı:
“Düşünün, 15 tane polis tarafından dakikalarca sopalarla sistematik olarak dövülmek… Sonra hızınıza biber gazı sıkılması, bagaja tıkılmak ve bagajda kenti dolaştırılmak., daha sonrasında AKP vilayet binasının önüne götürülerek orada emniyet amirleri tarafından tekrar bagajdan çıkarılıp dövülmek… Bunların hiçbiri azap değilmiş, ‘kasten yaralama” imiş. Bu durum ne kadar vahim bir devirde yaşadığımızı gösteriyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini çabucak tutuklandığı bir devirde yargının bu türlü ucube bir karar alması siyasal iktidarla alakalı bir olaydır.”
AVUKAT ARPACI: BUYRUĞU VERENLER CEZA ALMADI
Ertay’ın avukatı Pınar Çelik Arpacı, azap olduğunu belirtip azaptan itirazda bulunduklarını lakin kabul edilmediğini belirterek, Ertay’ın yöntemsiz dinleme sonucu gözaltına alındığını söyledi. Arpacı, “O vakit için istihbarat şube müdürü olan kişinin telefon dinlemesiyle Caner Ertay’ın yerini bulduğu belge içerisinde sabittir. Onun talimatı buyruğu ve yönlendirmesiyle eski terminal binasındaki saklandığı yerden elleriyle koymuş üzere buldular. Evrak içerisinde buyruk komuta zinciri de muhakkaktır. Buna karşın fiziki darp uygulayanlar ceza aldı. Lakin onların buyruğunu verip de adapsız dinleme yapan şahıslar ceza almadı. Evrak içerisinde çok net bir halde sözlerde var” dedi.
Savcının mütaalası hepsine ceza verilmesi istikametinde olduğunu söyleyen Arpacı, fakat mahkemenin iki şahsa ceza verdiğini kaydetti. Karara ait gerekli itirazlarda bulunduklarını söz eden Arpacı şunları söyledi; “O polis memurlarına da her celse bağırıp çağırıp heyetin üstüne yürümelerine karşın duruşmadaki iyi halleri nedeniyle indirim uygulandı. Kararı beğenmiyoruz. İtirazlarımızı da yaptık. 7 yıldan bu yana süren bir belgedir. Azap yapılmıştı, azaptan davayı açtıramadık. Lakin verilen karar da bizi tatmin etmedi. Ceza çok az, sonuç olarak da erteleme verildi.”
Gazete Duvar
