ANTALYA – Kendine Muhabir isimli Youtube kanalının sokak röportajına katılan 21 yaşındaki sıhhat çalışanı Eray Aksun’un kelamları, gündemde geniş yer buldu. Antalya’da bir meydanda yapılan sokak röportajında Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum tartışılıyordu. Farklı yaş kümelerinden bireylerin konuştuğu tartışma, 63 yaşındaki bir kişinin Türkiye’nin en iyi devirlerinden birini yaşadığını söylemesiyle alevlendi. Ekonomik gidişatın yolunda olduğunu belirten şahsa cüzdanını göstererek “Sen para var diyorsun ben yok diyorum” diye itiraz eden Eray Aksun, gençlerin içinde bulunduğu durumun vehametini şu sözlerle anlattı: ”Ben çalışıyorum. Bazen 24 saat nöbet tutuyorum. Çalışmama karşın para yetişmiyor. Ekonomik külfetlerden o kadar mutsuzum, o kadar umutsuzum ki önümü göremiyorum. Meskenime giderken otomobil çarpıp ölsem gözüm asla artta kalmaz.”
Mesaine devam ederken ulaştığımız Eray Aksun’la, mola verdiğinde konuştuk. “Durum berbat, kimse önünü göremiyor” diyen Eray’a nazaran, gençlerin karşı karşıya olduğu en büyük sorun geleceksizlik: “Şu anda ben çalışıyorum lakin çalışmama karşın gelecek telaşı yaşıyorum ve ekonomik kasvetler çekiyorum.”
Görüntüye çok sayıda kişinin “saatine bak”, “kıyafetine bak” üzere yorumlar yaptığını söyleyen Eray, “Ben görüntüde çok fakir olduğumu söylemedim, o anki durumdan bahsettim. O kelamları önüme baktığımda bir gelecek göremediğim için söyledim” diyor.
‘ÇOĞU VAKİT KENDİMİ ÖZGÜR HİSSETMİYORUM’
Kendisini umutsuz ve geleceksiz hissetmesinin nedenini sorduğumda ise şöyle karşılık veriyor: “Paranın daima paha kaybetmesi, git gide artan işsizlik, ümitsizlik gelecek göremememe sebep oluyor. Bu türlü düşünmemin toplumsal nedenleri de var, hatta toplumsal nedenler daha yüklü benim için. Birden fazla vakit kendimi özgür hissetmiyorum. Mesela bu görüntü patladıktan sonra sevinmem gerekirdi ancak sevinemedim. Sanki bir soruna girer miyim diye bir telaş oluştu. Özgürlük ve adalet konusu benim için gerçekten büyük bir sorun. ‘Başıma bir şey gelse ben hakkımı nasıl arayacağım?’ diye düşünmek durumunda kalıyorum açıkçası.”
‘YAPTIĞIMIZ İŞİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’
Gençlerin çaba etmek zorunda kaldıkları meselelerinden birinin de düşük fiyat siyaseti olduğunu tabir eden Eray, birçok gencin emeğinin karşılığını alamadığını tabir ediyor. “Özel dalda kimse hakkını alamıyor, ben de onlardan biriyim. Çok fazla çalışmamıza karşın, yaptığımız işin karşılığını mutlaka almıyoruz. Ek gelir olmadığı sürece geçinmek çok sıkıntı. Mesela taban fiyatın ne kadar yüksek olduğu benim için hiçbir manası tabir etmiyor. Zira yapılan artırımlardan ve enflasyondan ötürü para eriyip gidiyor. ‘Bir yıl boyunca ete, süte, temel besin hususlarına, yakıta, ulaşıma artırım yapmayacağız’ deseler ve minimum fiyata artırım yapmasalar çok daha makul, çok daha iyi olur.”
‘HAYALİM İSTİKRARLI BESLENMEK’
“Gençler hangi şartlarda yaşamak istiyor? Nasıl bir hayatın hayalini kuruyor?” sorusunu sorduğumuz Eray Aksun, şu sözleri kullanıyor: “Benim hayalim bir markete gittiğimde kaliteli eserler almak, hoş ve istikrarlı beslenmek. Et almak bile bir sorun burada. Gereğince protein alamıyoruz. Ya da bir mağazaya gittiğimde kıyafet alırken evvel etiketine değil de kumaşına bir bakmak isterim. Bunlar doğal şeyler aslında lüks şeyler değil. Bunları istiyoruz yani çok lüks şeyler istemiyoruz.”
Geçen yıl cep telefonu almak için para biriktirdiğini fakat sonra bu parayı yurt dışına çıkmak için kullanmaya karar verdiğini anlatan Eray, Japonya’ya gitmiş. “Ekonomik şartlara bu yüzden de değiniyorum. Gençlerin gezip görmesi lazım ki vizyonları genişlesin. Oraya gittikten sonra insanın bakış açısı çok fazla değişiyor, kimi şeyleri daha iyi görmeye başlıyorsun” diyor. Biriktirdiği para seyahat masraflarını karşılamadığı için kredi çeken ve çektiği kredinin borcunu hala ödemeye devam eden Eray, Türkiye’de yaşayan pek çok genç için yurt dışına gitmenin lüks olduğunu belirtiyor. “Zengin biri değilim. Annemle yaşayan biriyim, meskenimiz de kira. Ben daha fazla yere gitmek isterdim, daha çok yer görmek isterdim lakin daha geçen sene gittiğim yerin borçlarını ödüyorum.”
‘VİDEODAKİ KİŞİ İÇİN NEFRET İÇERİKLİ CÜMLELER KURULMASI ÇOK KÖTÜ’
Eray, birçok yetişkinin gençleri ve gençlerin dünyasını anlamakta zorluk çektiğini belirtiyor. Görüntü boyunca etrafındaki gençleri sert bir lisanla eleştiren kişinin hallerini ise şöyle yorumluyor: “Büyüklerimizin bir birçok gençlerin baş yapısına giremiyor. Şu an için çağımızın kurallarını tam olarak anlayamıyorlar. Mesela bir dokunmatik telefon bile onlar için hayal edilemeyecek kadar ileri bir şey üzere görünüyor. Ancak bunlar çağın ihtiyaçları. Bu nedenle gençler de, yaşlılara hürmetini ve sevgisini azaltıyor. Yorumlarda görüyorum görüntüdeki yaşlı kişi için ‘ölse de kurtulsak’, ‘bu kişi oy kullanmasın’ üzere nefret içerikli cümleler kuruluyor. Bu çok makûs bir durum. Yaşlıların bizi biraz daha anlaması ve çağın gereklerini görmesini dilerim.”
Gazete Duvar
