İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, 2011-2018 yılları ortasında, 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek kiraladığı araçların OGS-HGS ve GPRS kayıtlarını inceleyen teftiş heyetinin raporları hakkında konuştu.
İmamoğlu, İBB Bilgi Süreç Daire Başkanlığı’nın yaptığı çalışmada; Cumhurbaşkanlığı’na 480, AK Parti Genel Merkezi’ne 8, AK Parti Vilayet Başkanlığı’na 62, Irak Devlet Lideri’ne 6, TBMM Başkanlığı’na 54, Okçular Vakfı’na 4, TÜGVA’ya da 5 araç tahsis edildiğinin tespit edildiğini bildirdi. İmamoğlu, İBB’nin İstanbul Valiliği’nden istediği soruşturma müsaadesi talebinin ise reddedildiğini söyledi.
‘BAZI BİLGİLER YOK EDİLMİŞ’
Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin mevzuyla ilgili sorularını, Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı Yerleşkesi’nde yanıtladı. İmamoğlu şöyle konuştu:
“Tabii burada en makus tarafı şu: Kamu kurumu, bir öbür kamu kurumuna katkı sunabilir. Elbette bunun da bir vicdani oranı, sayısı vardır. Onu aşıyorsa, o da sorgulanmalıdır; o başka bir problem. Fakat onun ötesinde bir kulübe, bir derneğe, sıradan bir biçimde dağıtır üzere dağıtılması, hiçbir münasebeti olmadan dağıtılması çok yanlış. Tablonun en makûs verisi, bir siyasi partiye bu kadar araç, 70-80 araç niçin tahsis edilir? Bu niçin verilir? Bunu tanım etmek, tanımlamak mümkün değil. Kamu kurumunun malını, daha doğrusu 16 milyon insanın parasını çarçur etmektir, heba etmektir. Duyduğumuz korku aslında buydu aslında. Geçmişte, 31 Mart seçiminden sonra vazife aldığımız andan itibaren korku duyduğumuz buna emsal olaylar ve buna emsal hususların bizdeki bilgileriydi. Günün sonunda ikinci defa misyonu teslim aldığımızda, gördük ki birçok araç iade edilmiş, birtakım bilgiler yok edilmiş. Ve biz, bunlara ulaşamadık, erişemedik. Elimizde olan datalarla, elimizde olan bilgilerle, kurum içindeki araştırmalarımızda ortaya çıkan rapor bu.
‘KAMU ZİYANI TAHSİL EDİLMELİ’
Kaldı ki, bu işin soruşturmasını, incelemesi için valiliğe, neredeyse bir yıl evvel yaptığımız bir müracaat var. Ne yazık ki bu müracaatımız da valilikçe reddedildi. Yani valilikten almamız gereken müsaade, alınamadı. Biz, mevcutta kurum içindeki elde ettiğimiz bilgiler üzerinden bu raporu oluşturduk. Bu derin bir israf kalemidir ve sorgulanması gerekir. Günün sonunda, bu hatası işleyenlerden de bu kamu ziyanının tahsil edilmesi gerekir.”
‘DAHA FAZLA ARAÇ OLDUĞUNU KESTİRİM EDİYORUZ’
İmamoğlu, “OGS-HGS kayıtları çok değerliydi. Bilhassa bunun üzerinde durduğunu söylemiştiniz. O kayıtlar istenecekti. Onun sonucu ne oldu? Biz 827 aracı konuşuyoruz, lakin bilmediğimiz daha çok araç mı var” sorusuna karşılık da şöyle konuştu:
“Biz, olduğunu varsayım ediyoruz. Fakat elimizdeki datalarla, şu an mevcutta oluşturulabilen rapor bu. OGS-HGS konusu, zati hatırlarsanız bir data kopyalama sorunuyla çok gündeme getirildi, soruşturmalar açıldı. Aslında bizim o vakit yapmak istediğimiz şey, işte bu dataların bir yedeklenmesi ve günü geldiğinde kamu ismine bir ziyana uğratılmadan bu datalar üzerinden araştırma, sorgulama, denetleme yapılabilmesiydi. Tasa duyuyorduk ve o tasa ne yazık ki karşılığını bulmuştur. Yani düşünsenize; otomobillerin tipleri değiştirildi, otomobillerin modelleri değiştirildi, markaları değiştirildi, öbür bir görüntü önümüze koydu. Yoksa bizim Yenikapı’ya yolladığımız araçların dışında markaların, modellerin de kullanıldığını biz çok iyi biliyoruz. HGS ve OGS üzere kayıtlar, ne yazık ki işte o söylediğim orta devirde tümden yok edildi ve biz, o datalara ulaşamadık, erişemedik.”
‘İSRAF HARAMDIR, SORUŞTURMANIN ÜSTÜNE GİDECEĞİZ’
İmamoğlu’nun, araçlarla birlikte yakıt, sürücü ve geçiş üstünlüğü sağlayan sistemlerin de tahsis edildiği yolundaki tespitlere ait değerlendirmesi de şöyle:
“Biz, iki mevzuyu çok önemsemiştik: Tasarruf ve israf. Ramazan ayında ben bu duyguya çok inanırım; arınma ayı ederim Ramazan ayına. Birçok mevzudan, birçok berbatlıktan arınmış bir Büyükşehir Belediyesi’nin varlığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yani belirli vakıflara, dizilere, ona buna para yağdıran iştiraklerimiz, artık İstanbulluya yardım ediyor. Artı; İstanbullunun korunması gereken kültür varlıklarını müdafaaya çalışıyor. Bu, aslında bir mantalite değişimi. O bakımdan, ne yazık ki bugünkü yoksullukta, çok daha fazla konuşulması gerekiyor. Hani az evvel dedim ya; bir siyasi partiye niye verilir 70-80 otomobil? Yalnızca otomobilde da değil. Sürücüsü veriliyor; niye verilir? Yakıtı veriliyor her şeyiyle. Bunun bütün masraflarına baktığınızda, derin… Daha ötesi tekrar tabir edeyim: Kamu kurumu dahi olsa, kullanım biçimi sorgulanmalıdır. Yani bir kamu kurumuna veriyorsunuz da şayet orada birileri, aileleri ya da ailelerinin muhtaçlık duyduğu birtakım şahıslara kadar bu iş dağıtılıyor, suistimal ediliyorsa, ben, o kamu kurumunu da reddederim. Kim olursa olsun. Zira, bizim sonuçta kullandığımız kamu kaynağı, tekrar kamu faydasına kullanılmalıdır; bir şahsın hayat şartlarını iyileştirme ismine kullanılmamalıdır. Bu bakımdan, tam da Ramazan ayında söyleyelim ki; israf haramdır. Ne yazık ki, o periyotta harama imza atılmıştır. Biz, kamu ismine, kamu lehine bu süreci takip edeceğiz ve soruşturmanın üstüne gideceğiz. Kesinlikle kamu ziyanının tahsil edilmesi ile ilgili de gereken süreci yapacağız.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
