Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Mart’ta ‘yeni normalleşme’yi duyurmasından sonra İstanbul Valiliği 2 Mart’ta kentte uygulanacak yeni kuralları açıkladı.
Buna nazaran 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı şahısların sokağa çıkma müddetleri 3 saatten 4 saate yükseltildi. Lokanta, restoran, kafeterya, pastane, tatlıcı, kıraathane ve çay bahçesi üzere işyerleri 07.00-19.00 saatleri ortasında faaliyet göstermeye başladı.
‘BÖYLE AÇILACAKSA AÇMASAN DAHA İYİ’
Temel Hıdır’ın kahvehanesi…Alınan yeni kararlara nazaran yeme içme ile ilgili işletmelerde her masada dezenfektan ve maske bulundurulması da mecburî oldu. Kahvehanelerde oyun oynanması ise şimdilik yasak. Fakat kahvehane işletenler bu duruma yansılı. Sultangazi’de kahvehanesi olan Temel Hıdır, oyun yasağına ve saat kısıtlaması için şunları söylüyor: “Böyle bir açılma olacaksa açmasan daha iyi. Herkes kendini korusun kardeşim. Oyun versek 200 TL topluyoruz, vermeyince 100 TL’yi toplayamıyoruz. Az evvel kontrol yapıldı. Ona dedim ki ‘Sen devletten bir sene maaş almazsan yapar mısın bu işi?’, ‘Yapmam’ dedi. E biz bir yıldır iş yapamıyoruz. Kira makbuzumuz olmadığı için kira takviyesi de alamadık. Borçları, kirayı ertelettik. Bugün topladığımız para 20 TL. Adam ‘bana kederini anlatma’ diyor. Kime anlatalım kardeşim? Bir odamız var. Aidat ödemezsek hacizle alıyor. Esnafın borcu için belediye haciz koyuyor, esnaf odası haciz koyuyor alıyor. Biz bir şey yapamıyoruz ki o vakit. Yazıktır.”
‘MÜŞTERİ ELİ BOŞ DÖNÜYOR’
Mehmet Yasuboğa’nın Sultangazi’deki dükkanı.
Mehmet Yasuboğa’nın bir ucuz eşya dükkanı var. 65 yaş üstü olduğundan düne kadar devam eden sınırlama boyunca toplu taşıma kullanıp Eminönü’ne giderek satılan eserlerin yerine yenilerini alamamış. Bu nedenle gelen müşterileri eli boş dönmüş. Kısıtlamaların büsbütün kaldırılmasını isteyen Yasuboğa, şunları söylüyor: “Mağdur olduk. Bugüne kadar rastgele bir yardım anlamadım. Kiramı ödeyemiyorum, geçim kasveti çekiyorum. Büyük bir eza çekiyoruz.”
‘KISITLAMALARDA İŞLER DAHA İYİYDİ’ DİYEN DE VAR…
Yavuz Yılmaz’ın lokantası…Yavuz Yılmaz lokanta işletiyor. O da yeni normalleşmeden çok şad değil lakin münasebeti farklı. Kısıtlama devrinde paket servisle yürüttüğü işleri büsbütün kapalı olan öbür işletmelerin açılmasıyla durma noktasına gelmiş. Paket servis isteyen müşteriler öteki lokantalara ve kafelere gitmiş. Lakin cumartesi gününden umutlu. O gün işler iyi olacağını ve açığını bu biçimde kapatacağını umuyor.
‘SAĞLIK KIYMETLİ ANCAK GIDASIZLIK DA ÖNEMLİ’
55 yıldır portre ressamlığı yapan, Unkapanı’nda çalışan ve ismini vermek istemeyen bir atölye sahibi yeni olağanlaşmanın ‘biraz nefes aldırdığını lakin yetersiz olduğunu’ söylüyor: “Evet öncelikle sıhhatimiz değerli ancak sıhhat gıdasızlık manasına gelmez. Sıhhat parasızlık, işsizlik manasına gelmez. Keşke ülkemiz biraz daha refah içerisinde olsa da herkes devletten bir formda destek ve dayanak alsa. Zira artık beşerler çöpten ekmek topluyor. Ben daha evvel böylesini hiç görmedim. Bizim bu çöp kutusunda ekmekleri ayıklayıp meskene götüren insanları görüyorum. Bu yaşıma geldim bu türlü bir görünüm ile Türkiye’de hiç karşılaşmadım. Araştırılması ve dokunulması gereken mevzular bunlar. Beşerler neler yiyor neler içiyor, konutuna ne götürüyor ne götüremiyor bunlara değinmek lazım. Hani derler ya ‘devletin karşısında boynumuz kıldan ince’ diye fakat ne deva ki işsizlik var. Hangi birine uymamız lazım? Kurallara uyduğumuz vakit aç kalıyoruz. Tanıdığım bir esnaf vardı. Bir gün baktım ağlayarak geçti buradan. Merak ettim, ona soramadım ancak bir çalışana sordum. Çalışanları paralarını istiyormuş daima. İş yapamadığı ve dayanağı olmadığı için veremiyormuş. Çalışanları da sıkıntı durumda kalmış. Sonunda adam dayanamamış ağlaya ağlaya dükkândan çıktı meskenine gitti.”
‘ALLAH ESKİ GÜNLERİMİZİ GÖSTERMESİN’
İlhami Tanrıverdi ise havanın güneşli olduğunu görünce kendini sokağa atan bir İstanbullu. Hoş hava nedeniyle çok keyifli, ‘bu güneş banyosu’ diyor… ‘Allah eski günlerimizi göstermesin’ diye de dua ediyor. 59 yaşında olduğu için şimdi korona virüsü aşısı olamadığını söyleyen Tanrıverdi, “Şimdiki günlerimiz iyi. Düzgün yaşayacağız. Allah eski günlerimizi göstermesin. Büsbütün kaldırsalar iyi ancak artık yalnızca pazar günleri yasak var. Buna da şükür.”
‘UMUTLA YAŞIYORUZ’
Unkapanı’nda çorbacılık yapan Fahrettin Ergül’e nazaran ‘yeni normalleşme’ ile kısıtlamalar ortasında rastgele bir fark yok: “Yemek Sepeti’yle üç beş paket servis yaparken de birebirdi. Hiçbir katkısı olmadı. Her gün düzelir diye umut ediyoruz. Umutla yaşıyoruz. O da olmazsa öldük bittik aslında.”
Gazete Duvar
