Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Gizli Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan Deniz Yıldırım isimli mahpusun korona virüsü testi olumlu çıktı. Dört yıldır cezaevinde olan, bağırsak ve kolon kanseri tedavisi gören Yıldırım, Elazığ Fethi Sekin Kent Hastanesi’ne kaldırıldı. Birsen Yıldırım, eşinin tahliye edilmesi için Sıhhat Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’na seslendi: “Vicdan… Ne olur vicdan. Eşim tahliye edilsin.”

Yıldırım’ın tedavisini uzun vakittir takip eden Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Topluluk Derneği Savunuculuk Koordinatörü’nden Berivan Korkut ise Yıldırım’la ilgili birçok müracaat yaptıklarını ama hiçbir müracaata karşılık alamadıklarını söyledi.

‘BİLE BİLE VEFATA TERK ETMEK DEMEK’

Birsen Yıldırım, kapı kapı gezerek eşinin korona virüsü testinin müspet çıktığını öğrenebildiğini anlattı. Yıldırım şunları söyledi: “Pazartesi günü görüşe gittim. Eşimin o vakit rastgele bir illeti yoktu. Çarşamba günü telefonla görüş hakkımız vardı fakat o gün aramadı. Bir şeylerin zıt gittiğini anlayarak cezaevini aradım. Cezaevi idaresi ise ‘öğleden sonra arayın’ dedi. Eşim hastaneye kaldırılmış lakin bize haber verilmemiş. Avukatımız savcılığa gitti, cezaeviyle görüştü. Daha sonra eşimin test sonucunun olumlu çıktığını öğrendik.”

Yıldırım son olarak, “Vicdana gelin” diyerek yetkililere seslendi: “Artık eşimi özgür bıraksınlar. Eşim kanser hastası. Kemoterapi tedavisi yeni bitti. İnce bağırsağı dışarda. Artık de virüse yakalandı. Bu bile bile mevte terk etmektir. Bu kurallara karşın eşimi içerde tutmamaları gerekiyor. Kamuoyuna, Cumhurbaşkanlığı’na, Sıhhat Bakanlığı’na sesleniyorum: Eşimi bir an evvel tahliye edin. Cezaevlerinde binlerce hasta var. Onların da sesini duyun. Beşerler vefatla burun buruna şu an.”

‘BİRÇOK MÜRACAAT YAPTIK AMA…’

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Topluluk Derneği Savunuculuk Koordinatörü’nden Berivan Korkut, Yıldırım’ın sıhhat durumuyla ilgili daha evvel birçok yetkili üniteye müracaat yaptıklarını gelgelelim sonuç alamadıklarını belirtti. Korkut şunları söyledi:

“Kanser hastası üzere binlerce mahpus, şu an risk kümesinde. Bu kimselerin korunmasının çok güç olduğunu tekraren belirttik. Bilhassa kanser hastaları hastaneye götürülürken bu risk çok daha büyüyor. Deniz Yıldırım’ın da durumu varsayım ettiğimiz üzere oldu. Deniz’in konutta tek başına ve az kimseyle temas etmesi gerekiyordu. Ne yazık ki risk kümesindeki bu hastalar birçok insanla temas ettiriliyor. Jandarmayla, ceza infaz muhafaza memurlarıyla… Bu hastaların meskende bakımı yapılsaydı bu risk minimuma inerdi. Böylelikle Deniz Yıldırım’ın da karşılaştığı risk daha az olacaktı.”

‘RİSK KÜMESINDE KAÇ KİŞİ VAR BİLMİYORUZ’

Korkut, korona virüsüne yakalanan mahpusların ailelerine haber verilmediğini de söyledi: “Maalesef Deniz Yıldırım’ın hasta olduğunu ailesinden öğrendik. Adalet Bakanlığı, Cezaevleri Tevkifevleri, ‘Aileler bilgilendirildi’ diyor lakin aileler de bize, ‘Kimse haber vermedi’ diyor. Hastaneye kaldırılan mahpuslar aileleriyle görüşemiyor, aileler de yakınlarıyla ilgili gerekli bilgiyi alamıyorlar. En azından bu bireylere tedavi uygulayanlar, mahpusların ailelerine haber de vermeli. Şu an hapishanelerde kaç kanserli hasta var üzere birçok müracaatımız var. Ne yazık ki bu başvurularımızın hiçbirine karşılık alamadık. Şu an durumunu bilmediğimiz risk kümesindeki binlerce mahpus var. Tek dileğimiz bu bahiste gerekli tedbirlerin acil bir formda alınması.”

Gazete Duvar