CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de gerçekleşen partisinin küme toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ekonominin kitabını yazdık” kelamlarını eleştirdi. MHP başkanı Bahçeli’ye de “Bu ülkenin en esaslı partilerinden biri bu hale nasıl geldi?” diye seslendi. “Başı kapalı kızlarımızla, Roboski’yle, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesiyle, Oğuz Arda Sel’in annesiyle, Ahmet Kaya’yla helalleşeceklerini” söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
1800 LİRA İLE GEÇİNSİN MAAŞIMI VERECEĞİM: Türkiye’nin meseleleri çok hepimiz biliyoruz. Problemleri her bir vatandaş yaşıyor. Meseleleri yerinde tespit etmek, o problemleri aşmak için tahliller üretmek hepimizin ortak vazifesidir. Kayseri’ye yarın seçim varmış üzere giden 38 milletvekilimiz bütün ilçeleri gezdi, vatandaşın sıkıntılarını dinledi. Sizin yaşadığınız badireleri aşmak istiyoruz ve bunun için gayret edeceğiz bunun için takviye istiyoruz dedik. Emekli bir vatandaşımız, ‘Ülkenin hali harap, geleceği hiç iyi görmüyorum. Aylık 1800 lira maaşım var. Geçinemediğimiz için günlük inşaat işlerine gidiyorum. 600 milletvekili var bir tanesi 1800 lira ile geçinsin maaşımı ona vereceğim’ diyor. Bir de sarayda oturanlar var, bir yerden değil beş yerden maaş alıyorlar.
SAAT BAŞI ETİKET DEĞİŞİYOR: Kayseri’de Kırmızı Et Üreticileri Birliği Lideri, ‘Eskiden 1 ton et ile 25 ton yem alıyorduk. Artık 1 ton et satıyoruz 15-16 ton yem alabiliyoruz’ diyor. Bir fırıncı esnaf, ‘5 ay evvel 153 liraya aldığımız un şu anda 246 lira. Lakin yevmiyemizi çıkarabiliyoruz. Cumhurbaşkanı abartıyorsunuz diyor fakat bizim enflasyonumuz yüzde 70’ diyor. Artırımlar, enflasyon… Pahalılığın can yaktığını, insanların geçinemediğini biliyorum. Herkes büyük bir meşakkat içinde. Saat başı etiketler değişiyor. Bütün bunlara karşın diyoruz, meraklanmayın biraz badire çekeceksiniz az kaldı geliyor gelmekte olan, buna inanın. Birinci yapacağımız işlerden biri devleti toparlamaktır.
FİYAT İSTİKRARINI MERKEZ BANKASI YERİNE GETİRECEK: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası var. Düne kadar hiçbir sıkıntımız yoktu. Fiyat istikrarından Merkez Bankası sorumluydu. Merkez Bankası’nın eli kolu bağlanmış vaziyette. O da sarayın talimatını yerine getiriyor ve bu tablo ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti’nde fiyat istikrarı misyonunu Merkez Bankası yerine getirecek. Paranın pahasını koruyacak, dövize karşı kar üzere erimesine mahzur olacak. Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacak para siyasetini direkt kendisi belirler diyor yasa. Bu bir kararname ile Merkez Bankası’nın elinden alındı. Diğer bir komiteye verildi. Bu komite hiç çalıştı mı? Bu komite bu artırımlara bir şey dedi mi? İlgili şahıslar bir ortaya gelip, ‘Bu Türk Lirası niçin güneş görmüş kar üzere eriyor’ diye düşündü mü? Hayır. Memlekette her şey ateş kıymeti, neyi tutsanız elinizde kalıyor.
SÖYLEDİĞİMİZDEN DERS AL: Merkez Bankası’na müdahale ettiler de ne oldu? 128 milyar dolar Merkez Bankası kanununa karşıt olarak kayınpeder damat ortasında yok edildi. Nereye gitti 128 milyar dolar? Merkez Bankası’nın kasasında şu anda kendisine ilişkin ne 1 dolar, ne 1 centi var. Tam 35 milyar dolar eksi bakiyesi var. Doları denetim edelim derken 128 milyar dolar buharlaştı. Bugün dolar 10 liranın üzerine çıktı. Cumhur İttifakı’nın ulusal ve yerlilerine ne oldu? Beyefendiler ne yapıyor? Ha teğe bize çatıyorlar, kızıyorlar. Bizim söylediğimizden ders al kardeşim. Devletin nasıl yönetileceğini ben sana söylüyorum. Artırım yağmuru geldi. O denli bir duruma geldi ki Türkiye damat ayrılırken ‘At izi it izine karıştı’ demek zorunda kaldı. Amaçları şu, Türk lirası erisin, dolar yükselsin, memleket yoksullaşsın, bizim servetlerimiz pula insin ve her şeyi ihraç edelim. Dışardan dolar gelsin, dolardan cari fazla oluşturalım. Bu durumu düzeltiriz, memleketi evvel fakirleştirelim diye düşünüyorlar. Dünyada bu türlü bir şey yok. Fakirliği bu kadar temel bir argüman olarak benimserseniz iç piyasanın durumu esnafın sıkıntısı olur, hiç kimse alışveriş yapmaz.
MEMLEKETİ KARA PARAYA BAĞLADILAR: Son 7 yılda dolar bazında ulusal gelir daima düştü. İşsizliği aslında rekor seviyeye ulaştırdılar. Baronlara bel bağladılar. O uyuşturucu baronu Türkiye’ye parasını getiriyor, bir gün tutuyor burada aklıyor sonra yurt dışına götürüyor. Bunlar da aracılık ediyorlar. Bütün bunlar olurken çıkıp diyor ki, ‘Biz iktisadın kitabını yazdık’ diyor. Yazdıkları iktisadın kitabından bir sayfa okuyayım. Zafer Havalimanı, bu yılın birinci 8 ayında dolar bazında garanti vermişler 877 bin 488 kişi buradan uçacak demişler. 5 bin 725 kişi kullanmış. Devletin hazinesinden beşli çeteye giden para 4 milyon 650 bin avro. Erdoğan’ın kitabında bu yazıyor. AK Partiye oy veren kardeşlerime sesleniyorum senin alın terini çalıyorlar. MHP’li kardeşlerime de sesleniyorum. Ne kadar yolsuzluk varsa birinci alkışlayan da sayın Devlet Bahçeli’dir. Siz hiçbir vakit MHP’nin esnaf, çiftçi dediğini duydunuz mu? Bu ülkenin en esaslı partilerinden biri bu hale nasıl geldi? Sabah akşam dinden bahseden bu iktidar en büyük ahlaki çöküntüyü getirdi bu ülkeye. Uyuşturucu bataklığı içinde şu anda. Baronlar el üstünde tutuluyor. Baronlar hür bırakılıyorlar. Baron siyaseti satın almışsa, o baron mahpusta kalmaz.
‘PUDRA ŞEKERİ’ ÇEKERKEN HİÇ DÜŞÜNMEDİLER Mİ? İçişleri Bakanı, ayda 10 bin dolar rüşvet aldığını söylediğin kişi kim? Kim bu, ses yok? Çöküş başladı. Kültürel çöküş de başladı. Bunların hepsini çözeceğiz. Ahlakımızla çözeceğiz. Rüşvet alanların burnundan getireceğiz. Bu ülkede uyuşturucu satan bütün baronları bu ülkeden sileceğiz. Gencecik fidan üzere evlatlarımıza uyuşturucu alıştırılıyor. Erdoğan ve şürekasının sesi bile çıkmıyor. Kendi genel merkezlerindeki tabloyu görüyorlar mı? O lüks araçların içinde ‘pudra şekeri’ni çekerken hiç düşünmediler mi?
TAHLİLLERLE GELDİM: Antalya Özel Halk Otobüsü Bileşenleri davet etti. Sıkıntılarını dinlemem için, gittim. Hangi derdiniz varsa çözmek istiyoruz. 22 bin özel halk otobüsü var. Biz sahipsiziz diyorlar. Sıkıntınızı anlatın lakin ben buraya gelirken hazırlıklı geldim, tahlilleri anlatacağım dedim. Uygulama birliğinin olmadığını, beş farklı statüde çalışan olduğunu, fiyatsız yolcular olduğunu söylediler.
1. Katiyen bir esnaf bakanlığı kuracağız.
2. Özel Halk Otobüsleri ile ilgili mevzuatı tekleştireceğiz.
3. Devlet yahut hükümet, ücretsiz bindirdiği kişinin parasını ödeyecek.
4. Özel Halk Otobüslerinin ve sürücülerinin kazanılmış haklarını motamot koruyacağız. Her önüne gelene plaka vermeyeceğiz.
5. Kamunun tahahhüt ettiği fiyat vaktinde ödemezse sahibine faiz ödeyecek.
6. Yeni araç alındığı vakit KOSGEB ya da Esnaf Kefalet Kooperatifi en az 1 milyon lira olmak üzere düşük faizli kredi verecek.
KURAN KURSU ÖĞRETİCİLERİNE VE VEKİL İMAM HATİPLERE TAKIM VERECEĞİZ: Geçen gün Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak çalışan Süreksiz Kuran Kursu Öğreticileri ve vekil imam hatipler geldiler. ‘Siz bütün sıkıntıları çözüyorsunuz, bizim kaygılarımızla çalmadığımız kapı kalmadı. CHP’ye gidelim, onlar bizim sıkıntılarımızı çözer’ dediler. Doğal dedim. Bunlar iki yılda bir KPSS’ye giriyorlar. Ayrıyeten Din Hizmetleri Alan imtihanına da giriyorlar 2 yılda bir. Bunlar ayda bin lira ile bin 300 lira ortasında bir para alıyorlar. Takımlı öğreticiler ile tıpkı işi, daha güç kaidelerde yapıyorlar lakin onlar daha fazla fiyat alıyorlar. Hiçbir garantileri yok. İşsizlik sigortasından yararlanamıyorlar. Yıllık müsaadeleri yok. Ayda 2 kez müsaade hakları var lakin kullanınca para kesiliyor. Evvel AK Parti’ye gitmişler. Devrin başbakanı sayın Binali Yıldırım sorunu çözeceğiz demiş 2016’da. 2021’deyiz. Yetmiyor 1 Temmuz 2018’de tekrar bir açıklama yapılıyor. Rastgele bir şey yok. Erdoğan’ın konuşmasından sonra MHP çabucak kanun teklifi vermiş. Kanun teklifini veren sayın Mustafa Kalaycı, çabucak bunun üstüne İsmet Büyükataman, Bahçeli ismine bir tweet atıyor. Tweet şöyle, ‘Kadro alamayan taşeron emekçiler, fahri ya da süreksiz statüde çalışanlar takıma alınacaktır’ diyor. Tık yok. Daha sonra Cumhur İttifakı’nın yayımladığı bir kitap var. Onun 121. sayfasında da takım verileceği kelamı verilmiş. Bunlardan bir halt çıkmaz biliyoruz. Bunu yapacak olan CHP’dir. Birilerinin emeğinin sömürülmesine müsaade vermeyiz. Eşit işe, eşit fiyat diyoruz. Küme Başkanvekilleri, bir kanun teklifi hazırlayın. Soru önergesi ve araştırma önergesi hazırlayın. Biz bunu çözeceğiz. Çözmezlerse çözeceğiz.
BAHÇELİ SEN ONU BENİM KÜLAHIMA ANLAT: Bugün Devlet Bahçeli, ‘EYT’liler, 3600 çözülmeli, minimum fiyat yükseltilmeli’ diyor. Sen onu benim külahıma anlat, saraya anlatabiliyor musun? Gücün varsa ‘Bu üçü çıkmadan ben elimi kaldırmayacağım’ dersin. 2022’nin sonuna attı Erdoğan. Birisi diyor çözeceğim, başkası diyor çözmeyeceğim. Hafta sonu bir görüntü ile milletimize seslenme muhtaçlığı duydum. İktidara geliyoruz lakin bunun bana yetmediğini anlatmaya çalıştım. Hayatımın her basamağında benim için sarayların, konvoyların zerre kadar kıymeti olmaz. Ben evimden, mütevazi hayatımdan mutluyum. Ne yapayım ben konvoyları, sarayları.. Tüm bunların tek bir manası var benim için o da ülkemizin makus talihini kırabiliyor muyum? Şayet kırabiliyorsam ben iktidar olayım, olayım ki çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım.
HELALLEŞECEĞİZ DOSTLARIM: Ben ülkemize iktidar olmaktan çok, iz bırakan öteki biri olarak anılmak istiyorum. Bizden sonra gelecek 100 iktidarlar da bizim üzerimize bir şeyler ekleyerek yürüsün. Yaralarımızı sarmamız lazım. Biliyorum kimilerimiz zorlanıyor bu mevzuyu konuşmakta. Yaralar hala açık lakin yapacağız. Çocuklarımız, geleceğimiz için yaşayacağız. Bizim yaşadıklarımızı, milletimizin çocuklarını gelecekte yaşamayacak, yaşamamalı. Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Hukuk onun hesabını soracak. Bir de medyada kimilerinin, ‘Ne hoş muhalefet aslında kazanıyor, ne gerek vardı bunlara’ demesine üzüldüm. Zira bunlar bu söylediklerimi strateji zannediyor. Ben gelecekte bu ülke çocuklarının gerimden bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Ne stratejisi? Hangi strateji evlatlarımızın geleceğinden daha değerli? Helalleşeceğiz dostlarım. Açık yaralar var, biliyorum sıkıntı olacak lakin mutlaka yapacağız ve başaracağız.
BAŞI KAPALI KIZLARIMIZLA, ROBOSKİ’YLE HELALLEŞECEĞİZ: 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski ile helalleşeceğiz. Hukuk öbür helalleşme öteki. İnsanlara devlet tazminat ödeyecek lakin bir taraftan da helalleşeceğiz. Sivas, Kahramanmaraş mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumlarıyla helalleşeceğiz. Mahalleleri gasp edilip sürülen romanlarla helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 6-7 Eylül olaylarının mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Mahkemelerle süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz. Bugün Londra’ya göç etmiş en parlak beyinlerimiz ile helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi ile, Soma ile helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede o insanlarımızla helalleşeceğiz. 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’i kaybeden ve mahkemelerde süründürülen Mısra Öz ile helalleşeceğiz, Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz. Helalleşeceğiz dostlarım. Yakın gelecekte bir gün çocuklarımız geçmişe baktıklarında ‘Neler olmuş lakin önümüze bakmayı bilmişiz, helal olsun onlara’ diyecekler. Laik, demokrat, insan haklarına saygılı, Atatürkçü bir ülkede yaşayan çocuklarımız birileri buna cüret ettikleri için teşekkür edecekler bize. Bizim iktidarımızı konuşmuyorum ben. Bizden sonra gelecek 100 iktidara bir kapı aralıyorum ben. Hakikat bir kapı açmamız. Evet, bütün baskıyı biz yaşayacağız fakat birinin bunu yapması gerekiyordu, nasip bize oldu.
SALONDA ‘HELAL OLSUN’ ANONSU
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını tamamlamasının akabinde kürsüden, “Helal olsun sayın Genel Başkanım” anonsu yapıldı. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
