CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de düzenlenen ‘Milletin Sesi’ mitinginde konuştu. Kürsüde mitinge katılan seçmenlerin yaptığı konuşmalarının akabinde kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu evvel eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte halkı selamladı.

“Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim. Bizim kitabımızda ümitsizlik yok. Az evvel kardeşlerim konuştu. İçim dağlanarak izledim. 21. yüzyılın Türkiye’si bunu hak etmiyor. 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. İki üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ilişkin? Türkiye’yi bu ayıpta çekip çıkaracağız” diyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından başlıklar şöyle:

İSTİFAYA GEREK YOK: (‘Tayyip istifa’ sloganının atılması üzerine) Onun istifa etmesine gerek yok onu göndereceğiz zati. Demokrasi ile göndereceğiz. Geliyor gelmekte olan diyoruz, birileri de gidecek. Göndereceğiz onları.

TÜİK’E HAKKINIZI MUHAFAZAYA GİTTİM: Biz bütün gerçekleri halkımıza anlatmak zorundayız. Dün TÜİK’e gittim. Enflasyon açıkladılar. Bunlar devletin memuru mu, sarayın memuru mu? Siz meskeninize alışveriş yapmıyor musunuz? Günlük harcamaları denetim etmiyor mu? Faturalara bakmıyor mu, deterjan alırken görmüyor mu bunlar? Talimat gelmiş ‘İndireceksin’ diye. TÜİK’in sayıları üzerinden emekli aylığını, taban fiyatı belirliyorlar, memurun aylığını belirliyorlar. Milyonlarca kişinin aylığını düşük sayılar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. TÜİK yüzde 3 belirliyor, akademisyenler yüzde 9 belirliyor. Hocalar yıllık yüzde 21 değil yüzde 58 diyor. Hangisi gerçek? Bir yerden talimat almayanlar yanlışsız sayıları söylüyorlar. Ben, TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu sonuçları buldunuz diye. Kapı duvar. Birinci sefer Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvarı aşmayacağız, sizin duvarlarınız vız gelir bize. Sarayın buyruğuna giren memurlar devlet memurları değildir artık.

ALIN TERİ DÖKEN İNSAN NİÇİN ZİYAN EDER? Mersinlilerin huzurunda kelam veriyorum Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Dostlarımızla birlikte kurtaracağız. Az evvel çiftçi iki annemiz konuştu. Sıkıntılarını anlattılar. Limonun kolda kaldığını, satılmadığını söylediler. Bir çiftçi niçin ziyan eder? Alın teri döken bir insan niçin ziyan eder? Bu ülkenin bereketli toprakları var, bereketli havamız var, imkanlarımız var. Çalışkan insanlarımız var. Neden kendi çiftçimizi değil de dışarıdan nohutu, buğdayı, mercimeği, fasulyeyi neden getiririz? Gümrük vergisini neden sıfırlarız? Herkesin kazanması için bir arada gideceğiz sandığa ve bir dikta idaresini sandıkta al aşağı edeceğiz. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor Türkiye’de.

HALK BANKASI ESNAF BANKASI OLACAK: Mersinli bir çiftçi, ‘Sayın Cumhurbaşkanı ülkede iktisatta kurtuluş savaşı olduğunu söyleyip çiftçileri savaşa davet ediyor. Çiftçinin silahı gübre, mermisi mazot, savaş uçağı tohum, tankı güç. Mühimmat olmadan çiftçi nasıl savaşacağını bilmiyor’ diye bildiri atmış. Senin bütün maksadın sarayımda nasıl otururum. Sizlerin takviyesiyle iktidar olacağız. Birinci bir hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarım kredi kooperatiflerine olan borçların faizlerini sıfırlayacağız. Kelam veriyorum, çiftçinin sahiden de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır. Esnaf kardeşimiz de konuştu. Birebir şeyi esnaflar içinde yapacağız. Bankalardan ya da kooperatiflerden alınan kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. ‘Faizlere karşıyım’ diyor ya bunların faizini niçin silmiyorsun? Allahın müsaadesiyle iktidar olduğumuzda birinci yapacağımız işlerden biri Esnaf Bakanlığı kurmaktır. Halk Bankası’nı hakikaten bir esnaf bankası yapacağız.

HAKÇA BİR SİSTEM GELECEK: Ahdım var bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi, adaleti, demokrasiyi getireceğim. Kelam veriyorum. Mafyayla, uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan nizamı değiştireceğim. Gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla müsaade vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Adamına nazaran iş bul, adamına nazaran kredi aç, rüşvet al, cebini doldur, güçlü ol… Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet takımları içinde barındırmayacağım. Onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları devletin takımlarında barındırmayacağım. Harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize vereceğiz. Size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Kelam veriyorum. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük kısmı oraya gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağım. Kelam veriyorum, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yoksulluğu tarihe gömeceğim, bu ülkede yoksulluk olmayacak. Milyonlarca gencimiz işsizken, 4 yerden 5 yerden 6 yerden maaş alan tertibi bitireceğim. Hakça bir tertip gelecek.

İSTANBUL KONTRATINI BİR HAFTADA YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ: Gençlerimiz, KPSS’den 80-85-90 puan alıyorlar. Sözlüye gelince torpilleri yok eleniyorlar. Bu sistemi değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. 20 yıldır iktidardalar yurt meselesini çözemediler. 1 yıl içinde Türkiye’deki yurt problemini çözeceğim. Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, EYT’liler, sıhhat çalışanları hiç meraklanmayım. Bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir. Parayla pulla, saraylarla bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın mutfağıyla. Bunu birlikte yapacağız ve bütün dünya bunu görecek. Bayana yönelik şiddet 21. yüzyılda olur mu? Her gün bayan cinayetleriyle karşılaşıyoruz. Cinayet işliyor, mahpusa giriyor, kadro elbise, hakime saygılı… İyi halden az ceza veriliyor. Bütün bayan kardeşlerime sesleniyorum bu sistemi değiştireceğiz. İstanbul Kontratını bir hafta için tekrar yürürlüğe koyacağız.

PERİYOT ARBEDE DEVRİ DEĞİL: Merkez Türkiye projemizi büyütüyoruz. Yakında kamuoyu ile paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bu hoş hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik mutlaka olmayacak, yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz, Akdeniz üzerinde yükselen Mersin’i bütün dünyaya tanıtacağız. Burayı bir üretim üssü haline getireceğiz. Herkesin şunu bilmesini isterim. Devir hengame, çekişme devri değil. Birleşme, bir arada olma devridir. Sorun memleket, vatan, bayrak, millet problemidir. Birlikte olmak, birlikte olmak zorundayız. Biz toplumsal demokratız. Bizler Atatürkçüyüz, bağımsızlık savaşının ne olduğunu biliriz. Bizler emekten, alın terinden yanayız. Hiç kimsenin inancını, ömür usulünü, kimliğini siyasete materyal etmeyiz. (HABER MERKEZİ)

Gazete Duvar