Deniz Tekin 

DİYARBAKIR –  Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Kamışlı (Zıllek) köyünde yaşayan Zeynep Çiçek 18 yaşına girdikten bir gün sonra 2 Eylül günü tıpkı köyde öğrenci servisi sürücülüğü yapan 35 yaşındaki İlyas Ateş tarafından argümana nazaran zorla kaçırıldı. İlyas Ateş kaçırdığı Zeynep Çiçek’i köy korucusu ve Özbek Köyü muhtarı olan eniştesi Sinan Şeker’in konutuna götürdü. Vakası öğrenen Çiçek ailesi, zorla kaçırıldığını, isteği varsa bunu çocuklarından duymak istediklerini söyleyerek Zeynep’in kendilerine teslim edilmesi için ilçenin ileri gelenlerini devreye soktu. Ateş’in ailesi ise Zeynep’in kendi isteğiyle kaçtığını fakat nerede olduğunu bilmediğini ileri sürüyor.

İlçenin ileri gelenlerinin uğraşı bir sonuç vermeyince vaka yargıya taşındı. Aile, çocuklarını kaçıran İlyas Ateş, ona yardım ettiğini öne sürdükleri Ateş’in akrabası ve Kamışlı Mahallesi Muhtarı Nasrettin Ateş ile yakınlarından şikayetçi oldu.

Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı, vakayla ilgili soruşturma başlatarak, Zeynep Çiçek’i zorla alıkoyan İlyas Ateş hakkında yakalama, ona yardım eden ve konutunda saklayan şüpheliler hakkında gözaltı kararı verdi. Gözaltına alınan şahıslar sözleri alındıktan sonra özgür bırakılırken, İlyas Ateş ise bulunamadı.

GERGİNLİĞİN KAN DAVASINA DÖNÜŞMESİNDEN ENDİŞELENİYORLAR

Jandarma, Çiçek’in zorla tutulduğundan şüphelendiği birçok adreste arama yaptı fakat Çiçek’e ilişkin rastgele bir ize rastlamadı. 40 gündür haber alamadıkları çocuklarının can güvenliğinden kaygılı olan Çiçek ailesi, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çocuklarının bulunması için aktif ve kâfi soruşturma yürütmediğini düşünüyor. Aile, çocuklarını kaçıran kişinin köy korucuları tarafından korunduğunu, devletin bu nedenle çocuklarını bulamadığını belirtiyor.

Aile, kayıp çocuklarının bulunması için yaptıkları tüm teşebbüslerin sonuçsuz kalması üzerine avukatları aracılığıyla Adalet Bakanlığı, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır Barosu Bayan Hakları Merkezi ve Mazlum-Der’e başvurdu. Bayan Hakları Merkezi, Mazlum-Der ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Zeynep’in bulunması için devreye girdi. Fakat şu ana kadar bir sonuç alınmış değil.
Birebir köyde yaşayan aileler ortasında ise gerginlik var ve Zeynep’in bulunmadığı her gün gerginlik daha da artıyor. İlçe ve köy sakinleri bu gerginliğin kan davasına yol açmasından telaş ediyor.

İLYAS ATEŞ’İN KONUTUNU YAKTI

Hadiseyle ilgili telefonla ulaştığımız Zeynep Çiçek’in ağabeyi Mahsum Çiçek, kardeşinin kaçırıldığı sırada babasıyla birlikte Adıyaman’da inşaatta çalıştıklarını söyleyerek, hadise günü yaşananları şöyle anlattı: “Kardeşim Zeynep, özürlü ve yatalak olan teyzemin oğluna bakıyor. Kuzenim 2 Eylül 2020’de rahatsızlanıyor. Kardeşim Zeynep, teyzem ile birlikte Kulp Devlet Hastanesi’ne gidiyor. Teyzemin kayını olan ve öğrenci servisi sürücülüğü yapan İlyas Ateş onları dolmuşla hastaneye götürüyor. Hastaneden geri dönüp köyün girişine geldiklerinde İlyas Ateş ‘aracın freni bozuk, arabayı denetim edeceğim’ diyerek teyzemi ve özürlü çocuğunu araçtan indiriyor. Teyzem indiği üzere aracın kapısını kapatıp kardeşimin inmesini engelleyerek, 7 yaşındaki kuzenimle birlikte zorla kaçıyor” dedi. Çiçek, vakadan sonra teyzesinin İlyas Ateş’in köydeki konutunu ateşe verdiğini, yangını söndürmek için itfaiyeyi kendilerinin çağırdığını söyledi.

‘KARDEŞİM  BANA, ‘İMDAT BENİ BU AZAPTAN KURTARIN DEDİ’

Vakadan 4 gün sonra Ateş’in ailesinin kendilerine aracı göndererek annesi ve yengesinin kaçırılan kız kardeşiyle görüştürülmeyi kabul ettiğini lisana getiren Çiçek “Biz de kabul ettik. Bize köye 15 kilometre yakın olan bir nokta gösterildi, oraya gittik. Oradan Lice’ye bağlı bir köye götürdüler. Annemi ve yengemi 60 kilometre yol gittikten sonra bir konuta götürmüşler. Annem, kardeşim ile görüştüğü konutun etrafında 30 kişinin olduğunu söyledi. Kız kardeşim annemi görünce başını eğip ‘Anne buradan git’ diyor. Annem ‘Kızım kafana kaldır, ben geldim. Haydi konutumuza gidelim’ diyor. Kız kardeşim başını kaldırıp, ‘Ben gönlümle geldim’ demiş. Kardeşim tehdit ve baskı altında bunları söylemiş. Bir gün sonra ise kardeşim beni bir numaradan aradı. Ağlayarak ‘Özbek köyündeyim. Sinan Şeker’in evindeyim. İmdat, beni bu azaptan kurtarın. Konuşamıyorum’ diyerek telefonu yüzüme kapattı” diye belirtti.

‘MAHKUM ÜZERE ELLERİNİ İPLE BAĞLAYARAK KÖY KÖY DOLAŞTIRIYORLAR’

İlyas Ateş’in yakınları ve köy korucusu Sinan Şeker’in birlikte hareket ettiğini öne süren Çiçek, “Adamlar aracılara ‘biz kızı götürdük, bizimdir. Vermiyoruz’ diyorlar. Hangi periyotta yaşıyoruz? Kız kardeşim zorla kaçırıldı. Katiyen kendi isteğiyle gitmedi. Kardeşim kendi istediğiyle gitseydi beni arayıp kurtarılması için yardım istemezdi. Kaçmış olsaydı meskende kimliğini bırakmazdı, kardeşimin gönlü olsaydı biz de razı gelirdik tahminen. Ne İlyas Ateş ne ailesi kardeşimi istemek için bize gelmedi. Kardeşimin kaygıdan yemek yemediğini ve su içmediğini duyduk. Kardeşimi bir mahkum üzere iki ellerini iple bağlayarak köy köy dolaştırıyorlar. Onları bulmayalım diye. Kendi isteğiyle giden bir beşere bunlar yapılır mı? Madem kardeşim kendi gönlüyle gitti o vakit neden insanlardan kaçırıyorlar? Neden karakola ve savcılığa getirmiyorlar? Gönderdikleri aracıların teklifini bile reddettiler. Kardeşim büyük bir baskı altında. Kulp’ta herkes kardeşimin kaçırıldığını biliyor” dedi.

‘KARDEŞİMİ KORUCU KÖYLERİNDE SAKLIYORLAR’

40 gündür kaçırılan kardeşinin bulunması için çalınmadık hiçbir kapı bırakmadıklarını söyleyen Çiçek, “Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı, İlçe Jandarma Komutanlığına, Vilayet Jandarma Komutanlığına, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına, CİMER’e, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Barosu ve Mazlum-Der’e başvurduk. Her gün devletin ilgili kurumlarına CİMER üzerinden dilekçe ile başvuruyoruz. Bunları koruyan şahıslar korucu olduğu için mi devlet kardeşimi bulmuyor? Devlet kardeşimi nasıl bulamaz? Devlet bunları bulup bir önlem almıyorsa can güvenliğimizi kime emanet edelim? Kardeşimin Kulp etrafında saklıyorlar öbür bir yere götüremezler. Bize zulüm yapılıyor. Kardeşimi korucu köylerinde saklıyorlar, biz müdahale etmeyelim diye. Devlet de onlara karışamıyor. Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum, bu zorbalık bitsin artık. Kardeşim bir an evvel sağ salim getirilsin” davetinde bulundu.

ATEŞ’İN AĞABEYİ SUÇLAMALARI REDDETTİ

Hadiseyle ilgili telefonla ulaştığımız İlyas Ateş’in ağabeyi Mecit Ateş ise Çiçek ailesinin bütün suçlamalarını reddederek, Zeynep Çiçek’in kendi isteğiyle kaçtığını argüman etti. Ateş, “Öyle bir şey yok, kız inançtadır. Ancak yerini bilmiyoruz. Onlar da bizim konutumuzu yaktılar. Bir insan bir kişiyi tek başına kaçıramaz. Otomobilin kapısı kitli olsa kaçırılan biri kendini otomobilde atmaz mı, camını kırmaz mı? Kız onlara kendi isteğiyle geldiğini ailesine söyledi. Kardeşim devletten saklanmıyor” tezinde bulundu.

Gazete Duvar