Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili yeni gelişmeler Kıbrıs’ta yankı bulmaya devam ediyor. Devrin ve cinayetin şahitleri Kıbrıs Türk basınına yeni açıklamalarda bulunurken, Adalı cinayetinde silahlı kuvvetlerin rolü gündemde. Kutlu Adalı’nın yeğeni Nutku Karsu “Büyük fotoğrafta taşlar yerine oturmuştur geri kalan siyasi iradedir” derken, periyodun güvenlik kuvvetleri kumandanı Hasan Peker Günal ‘dış güçler’e işaret etti.
‘SU ŞİŞESİNİN KAPAĞI ELİNDEYDİ’
Karsu, dayısının öldürülmesi konusunda yayın hayatına yeni başlayan ‘Bugün Kıbrıs’ isimli haber sitesine konuştu; cinayetin çabucak öncesine, sonrasında yaşananlara ve başına gelenlere ışık tuttu. “Dayım o gece bize yemeğe gelecekti. Gelemedi. Bahçeyi sulayacağım dedi, gazeteye gideceğim dedi. Gelemedi” bilgisini paylaşan Karsu kelamlarına şöyle devam etti: “Dayım daima balkonda otururdu. Televizyonun karşısında yatak sandalyesinde otururdu yanındaki sehpaya da radyosunu ve bir şişe su koyardı. Öldürüldüğü gün yerde yatarken su şişesinin kapağı elindeydi. Demek ki biri geldi ve onu çağırdı. Su içecekti, şişeyi açmıştı, kapağı elindeydi ve biri onu çağırdı, o da çıktı ve onunla cinayet yerine kadar yürüdü. Köpek gezdirmeye bile olsun meskenin dışına gece çıkmazdı, sevmezdi.”
Karsu, cinayetin çabucak sonrasında yaşananlarla ilgili olarak da şöyle konuştu: “Abim Tutku Karsu’yu o gece Kıbrıs gazetesinden aradılar, Kutlu Adalı dayısı olduğu için. Haberi onlardan aldık. Babam, abim, ben olay yerine gittik. Alışılmış giderken gördüğümüz, dayım yerdeydi. Etraf özel tim ile çeviriliydi. Bütün bölge çevriliydi. Dayımı askeri bir Land Rover’in gerisine koydular.”
‘VURULMADAN EVVEL HAZIRLARDI’
Karsu, cinayetle ilgili Kıbrıs’ın kuzeyinde silahlı kuvvetlere bağlı olan ‘Sivil Savunma’ya dikkat çekerek, “Cinayetten evvelki saatlerde Sivil Savunma’nın etrafında araçlar, beşerler vardı. Sormuşlar orada bekleyenlere hayırdır, diye. ‘Bir yere operasyon olacak onun için bekleriz’ demişler. Vurulmadan evvel hazırlardı” dedi.
‘HALKI KIŞKIRTMA’ DAVASI AÇILDI
Karsu, cinayetin çabucak sonrasında başına gelenleri de şöyle anlattı: “Hemen birinci aklıma gelen “bu işi asker yaptı” oldu. Altıncı hissine güvenen bir kişiyim, o an aklıma çabucak o geldi ve ağzımdan bu çıktı. O zamanki polis genel müdürü Atilla Sav da oradaymış ve duydu. Atilla Sav kim olduğumu sormuş, ‘yeğenidir’ denilince o gün tutuklandım. Sorguladılar neden bu türlü söyledim diye. Sarayönü’ndeki hücreye koydular. Sonraki gün akşamüstüne kadar kaldım. O olaydan mahkemeye çıktım, avukat tuttum, dava okundu. Davayı ‘sulhu bozucu hareketten, halkı kışkırtmadan’ ötürü açtılar. Sicilimde muharrir hâlâ ‘sulhu bozucu hareketten ihtar’ diye. Hukukçu olduğum halde onu sildirmedim. O da bir hatıra dedim ve kaldı.”
‘ASIL SORU, MEHMET AĞAR’DAN BUNU KİM İSTEDİ?’
Karsu kelamlarına, “Mehmet Ağar’dan bu türlü bir şeyi kim istedi. Nereden nereye bu türlü bir şey istendi. ‘Kıbrıs’ı satacak, PKK’lı’ diyerek bunu kim istedi? Asıl araştırılması gereken budur. KKTC olarak bir devletsek politikler devlet olmanın gereğini artık yerine getirmeli” diye devam etti. “Meclisteki artık kurulan komite Türkiye’ye gitsin ve oradan istesinler, soruştursunlar. Artık bunun için fırsat vardır” diyen Karsu, şu tabirleri kullandı:
‘MADEM DEVLETİZ, DEVLET OLDUĞUNU GÖSTER’
“Cumhurbaşkanı ve Başbakanın açıklamalarından ötürü çok üzüldüm. Bu türlü bir olayı bu formda açıklamalarla geçiştirmeye çalışmaları çok üzücü. Bugün müzakerelerde iki devletli görüşme yapmak istiyoruz. O vakit devlet olduğunu göster. Sonuçta bir ihbarname var. Sedat Peker’in söylediği isimler yalanlamadı, ‘doğrudur görüştük’ dedi. Madem devletiz gereğini yerine getirin. Sonuçta sen bir aileyi söndürdün, Kıbrıslı bir vatansevere karşı yapılan bu cinayeti bu biçimde geçiştiremezsiniz. Şimdiki Başbakan ve Cumhurbaşkanı o devir siyasetin içinde bile değildi bu onlar için de fırsattır. Neden bu türlü davranıyorlar? Ne var yani? Niye üstüne gitmezler? Sedat Peker’in anlattıklarının palavra olduğunu düşünmüyorum. Sivil Savunmaya gidildi, görüştüklerini hepsi onayladı. Büyük fotoğrafta taşlar yerine oturmuştur geri kalan siyasi iradedir.”
ASKER ‘DIŞ GÜÇLER’ DİYOR
Adalı cinayeti periyodunda vazife başında olan resmi yetkililer ise “Cinayetin art planında asker var” argümanlarını kesin bir lisanla reddediyor. Mevzuyla ilgili olarak Kıbrıs Türk basınına konuşan Güvenlik Kuvvetleri eski kumandanı Hasan Peker Günal, “Aydınlansın diye her şeyi yaptık. Cinayet Türkiye ve KKTC’ye ziyan verdi” iletisini vererek şunları vurguluyor: “Kutlu Adalı’nın öldürülmesi olayında uzi silahtan çıktığı anlaşılan bir kurşun dışında hiçbir iz yok. Olayın görgü şahidi da kamera kaydı da parmak izi ya da cinayeti aydınlatacak hiçbir bulgu yok. Uzi silahı kullanıldı diye başından beri Türkiye’ye yönelik tenkitler var. Lakin Uzi yalnızca bizim polis özel kuvvetlerinde değil, diğer ülkelerde de var”.
Adalı cinayeti evrakının asker tarafından kapatıldığı argümanını da reddeden Günal, art planda ‘dış güçlerin’ parmak izini arıyor. Günal savıyla ilgili olarak şunları belirtiyor: “Bir olayı soruştururken ‘Bu iş kime yaradı?’ yanıtını bulmaya çalışırız. Cinayetin Türkiye’den gelenle değil, Rumlar tarafından yaptırılmış olabileceği de dikkate alınmalı. Türkiye ve KKTC halkını birbirine düşürmek için bu türlü bir cinayetin planlandığı kuşkusu taşıyorum. Cinayet en çok Rumlara yaradı.”
REAKSİYONLAR DEVAM EDİYOR
Adalı cinayetiyle ilgili olarak yapılan yeni açıklamalara paralel olarak Kıbrıs’ta toplumun çeşitli bölümlerinden ve siyaset dünyasından reaksiyonlar gelmeye de devam ediyor. Son olarak ana muhalefet başkanı Tufan Erhürman, “Bir Kıbrıslı Türk, Kıbrıs’ta öldürüldü. Demokrasi ve insan hakları derin yara aldı. Yara yıllardır kanamaya devam ediyor. Yazık” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) önderi, Adalı evrakıyla ilgili olarak Türkiye’de başlatılan yeni yargı sürecine KKTC makamlarının dahil olmasını talep etti.
Gazete Duvar
