Bakırköy’de katılacağı televizyon programına giderken 25 kişilik bir kümenin saldırısına uğrayan gazeteci Levent Gültekin, yaşadıklarını anlattı.

Artı TV’de Kemal Göktaş’ın sunduğu ‘Medya Kritik’ programına konuk olan Gültekin, parmaklarındaki sorun dışında bir külfet yaşamadığını ve iyileştiğini söyledi.

Gültekin, “Benden evvel 14 tane gazeteci ve siyasetçiye benzeri formda ve misal odaktan hücum yapıldı. Evvel tehdit ediliyor, sonra akın gerçekleşiyor. MHP’yi eleştirdiğim bir siyasi tahlilin akabinde tehditler gelmeye başladı. Daha evvel 14 bireye saldırdıkları için bu tehditlerden ötürü huzursuz olmuştum. Lakin o tedirginlik varken kalbimin bir köşesinde de ‘Yok canım, bu kadarını da yapmazlar’ diyordum. Bu türlü kalleşçe bir şeye kalkışacaklarını yakıştıramıyordum” dedi.

‘BİR AÇIKLAMA YAPMADILAR’

Kamusal bir meslek yaptığını söz eden Gültekin, “Bana karşı yapılmış bir saldırıyı legal bir parti olağanda kınar, üzerine bir açıklama yapar lakin yapmadılar” dedi. “Bu üretilen şiddet ve dehşet ortamı AK Parti’nin de işine yarıyor” diyen Gültekin, şöyle devam etti:

“Bu şiddet sarmalından, benim gözlemlediğim, AK Partilerin kıymetli bir kısmı da rahatsız. Pekala, bu rahatsızlıklarını niye lisana getirmiyorlar? Zira iktidarda kalmak onların da birinci önceliği. Birinci öncelik iktidarda kalmak olduğunda ne ortağına söyleyecekleri bir şey var ne de ortaklarını iktidarlarını uzatmak için yaptıkları davranışlardan şikayet etme. İstemiyorum, yan cebime koy üzere bir yaklaşım gösteriyorlar. O yüzden yargı harekete geçemiyor zira ortağını kızdırmak zorunda kalacak. O yüzden failler hür bırakılıyor zira ortağını küstürmek istemiyor. Şu anda iki partinin de önceliği iktidarda kalmak. Çocuklar yok orada, gençler yok, demokrasi yok, hukuk yok, basın özgürlüğü yok, insan hakları yok, fakirler, işsizler yok.”

“Biz, ne kadar farklı düşünüyor olursak olalım, birebir ülkenin evladıyız. Sonuçta, biz tutarız birbirimizin elinden. O kadar farklı çevrelerden, insanlardan bildiriler geldi ki, o his birliği mesela, o manada çok büyük bir umudum var. Zira o his birliğini kurabilirsek hepimiz birbirimizle Türkiye çok diğer bir noktaya sarfiyat. Biz his birliği kuramıyoruz. Sözlerin hissini öldürüyoruz. Boş sözler üzerinden birbirimizle bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Çok meşhur bir kelam vardır; tıpkı lisanı konuşanlar değil birebir duyguyu paylaşanlar anlaşırlar diye. O yüzden bu taarruz sonrası bir yalnızlık duygusu oluşmadı. Tam bilakis, hiç beklemediğim bir şok yaşadım. Bu kadar mı çok insan var diye” kelamlarıyla konuşmasını noktaladı. (Kaynak Artı Gerçek)

Gazete Duvar