DUVAR – İnternet medyasının Basın Kanunu kapsamına alınması için meslek örgütlerinin çalışmaları sürüyor. Uzun yıllardır basın kartları olmadığı için gözaltına alınan, haber takibi yapamayan ve daha birçok problemle karşı zıdda kalan internet gazetesi çalışanları meslek örgütlerine, “Bu sorunu çözün” davetinde bulundu.

Sorunun nasıl çözüleceği, hangi çalışmaları yaptıkları üzere birçok mevzuyu gazetecilik meslek örgütlerine sorduk. Kelam sırası meslek örgütlerinde…

TGS: 3 SORUN VAR!

Türkiye Gazeteciler Sendikası Umumi Lideri Gökhan Durmuş, devletimizde gazetecilerin büyük meseleleri olduğunun altını çiziyor. Durmuş, gazetecilerin yaşadığı 3 sorun için uzun bir müddettir kolları sıvadıklarını belirtti. Evet Türkiye Gazeteciler Sendikası bu sorunun tahlili için ne yaptı, ne yapacak? Durmuş şöyle konuşuyor: “Gazetecilerin öncelikli sorunları var. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla gazetecilerin yıpranma üleşi kalktı. Daha evvelki yönetmelik Anayasa’ya karşıttı. Bu kararı sahih buluyoruz. Zira, ‘Basın kartı taşıyan gazeteciler bu düzenlemeden yararlanır’ diye bir karar vardı. Anayasa Duruşması bunu iptal ederek yeni bir düzenleme yapılmasını istedi. Bu düzenlemenin önümüzdeki ekim ayında yapılması gerekiyor. Uzun yıllardır sayısı süratle artan internet medyası ve burada çalışan meslektaşlarımızın gazeteci sayılmaması da bir gündem. Biz de bunu Meclis’te gündem etmeye çalıştık. Bu hususta bir kanun teklifinin hazırlanmasına ek sunduk. Önümüzdeki devir açısından gazeteciler için üç tane temel husus önümüzde duracak. Ekim ayına kadar düzenleme yapılmazsa bütün gazetecilerin yıpranma hissesi ortadan kalkmış olacak. Bu sorunun çözülmesi ve bir kanunun çıkması gerekiyor. 2. sorun ise fiilen gazetecilik yapan fakat gazeteci sayılmayan internet gazetecilerine ait bir düzenlemenin yapılması. Son olarak da vazgeçilmez olan basın özgürlüğü sorunu. Bu sorun Türkiye’de önemli bir sorun.”

İnternet medyası çalışanlarının büro iş kolunda olduğunu söyleyen Durmuş, bunun da gazetecilik açısından birçok sorunu beraberinde getirdiğini söylüyor: “İnternet medyasında çalışanların yaptığı iş fiilen gazetecilik. Lakin birçok internet medyası çalışanı büro iş kolunda gözüküyor. Basın kartı taşımadıkları için haberlerde gösterdikleri kurum kartları basın kartı olarak görülmüyor. Bu da münasebetiyle gazetecilerin haberi yapmalarını engelleyen bir konuma düşürüyor. Gazetecilerin Basın İş Kanunu’nda konum alan gayrı hakları elde etmeleri de bu biçimde engellenmiş oluyor. Biz sendika olarak internet çalışanlarını kapsayacak bir kanununun çıkartılması taraftarıyız. Bu mevzuda sendika olarak da her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Bu kanun çıkartılarak internet medyasında çalışan meslektaşlarımız da gazeteci statüsüne kavuşmuş olacaklar. Bu arkadaşlarımız elbette gazetecilik faaliyeti yürütüyor. Gazetecilik ne sigortayla ne de taşıdığın kartla ilgili. Fakat bu düzenlemelerle daha rahat çalışabilecekleri bir ortama kavuşacaklar. Bunun için de elimizden gelen katkıyı yapacağız.”

DİSK BASIN İŞ: BAKANLIKLA GÖRÜŞECEĞİZ

DİSK Basın İş Umumî Lideri Faruk Eren de kanuna bile gerek kalmadan bu sorunun çözülebileceğini söyledi. Eren, yapılacak yalın bir düzenlemeyle internet medyasında çalışan gazetecilerin basın kartına ve birçok hakka sahip olabileceğini belirtti. Eren bu mevzuda Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’yla görüşeceklerini söyleyerek şöyle devam etti:

“İnternet gazeteciliğinde çalışan basın mensuplarının karşılaştığı sıkıntılar gazetecilerin yaşadığı problemlerden biri. İnternet gazetecilerinin basın kanunu kapsamına alınması için Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’na başvuracağız. Zira bu sorun iş kolları yönetmeliğiyle alakalı bir şey. Yasa çıkmasından ziyade bir iş kolu yönetmeliğiyle de halledilebilecek bir sorun. Bu çok kolay bir düzenleme. Esas vahim olan şey artık Türkiye’de gazeteci olanlar da gazeteci sayılmıyor. Gazeteciliğe topyekun bir akın var. Bu saldırıyı bir kenara koyacaksak doğal ki bizim en büyük dertlerimizden biri internet gazeteciliğinin yaşadığı meseleler. Zira artık medya yüklü olarak internet üzerine yayına dönüyor. Çok sayıda arkadaşımız buralarda çalışıyor. Özlük hakları, basın kartı hakları, sendikalaşma haklarından arkadaşlarımız mahrum kalıyor. Bu hakları sağlamak için uğraş edeceğiz.”

ÇGD: SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Umumi Lideri Can Güleryüzlü ise internet medyasının basın özgürlüğünü kapsayan bir mevzuata kavuşturulmasının elzem olduğunu söyleyerek bu mevzuyu yakından takip ettiklerini söyledi. Güleryüzlü şunları söyledi: “Bazı hususlar çok net ortada. Artık internet medyası ana medya kollarından bir olmaya başladı. İnternet medyası yazılı basının çok çok önüne geçen, halkın tartıyla takip etmeye başladığı mecralar haline geldi. Bu hususta bir kanuni düzenlemenin olmaması gazeteci meslektaşlarımızın çalışma koşullarını da ortadan kaldırıyor. Örneğin gazeteci tanımlaması olmadığı için bir sömürü ve ağır bir iş temposuna maruz kalıyorlar. Bunun süratle düzenlenmesi lazım. 15 yıl geçti fakat mevzuyla ilgili rastgele bir hukuksal mevzuatı oluşturulmamış. Bunu berbat niyet olarak değerlendiriyorum. Haber nesnelliğinin, tarafsızlığın ve özgürlüğün oluşturulduğu bir hukuksal mevzuata kavuşması lazım. Buna raporlarımızda da mahal verdik. Bu durumun iktidar kanadından bir mevzu yapılmamasının asıl maksadının bunu denetim etmek olduğu fikrindeyim. İnternet gazeteciliğinin basın özgürlüğünün korunduğu bir mevzuata kavuşturulması gerekiyor. Süreci takipteyiz. Takip etmeye de devam edeceğiz.”

‘YENİ PERIYOTTA BU KANUN İŞLEVSİZ KALDI’

İnternet gazetelerinde çalışan basın mensuplarının Basın Kanunu’na dahil edilmesi için periyodun Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a taslak sunan İnternet Medyası Derneği’nin Yöneticisi Haydi Özışık ise 2014 yılında bu sorunun çözülebilmesi için ortada hiçbir sorun yokken bir anda rafa kaldırıldığını söyledi. Meclis’teki birtakım polemikler nedeniyle bu sorunun tahlilinin askıya alındığını söz eden Özışık, şöyle konuştu: “Bülent Arınç 2014 yılında benim de üzerinde çalıştığım kanun taslağını Anayasa Komisyonu’na getirdi. Ama encümende tartışmalar yaşandı. Ben de oradaydım. Devrin CHP Milletvekili Ali Istek Öztürk, İnternet Medyası Yasası’yla ilgili tartışma çıkarttı. Kendisinin yanına giderek ‘Bu sansür değil’ dedim. Bana, ‘Senden mi öğreneceğim’ dedi. Bu taslak gazetecilerin hayatını kurtaracaktı. Vekilin tartışması nedeniyle kanun o periyot Meclis’e yetişmedi. Yeni periyotta de bu kanun işlevsiz kaldı.”

Özışık bahisle ilgili Cumhurbaşkanı Muhabere Yöneticisi Fahrettin Altun’la görüştüklerini söyledi. “Bu sorun yalnızca benim değil, bütün internet medyasının sorunu” diyen Özışık şöyle devam etti: “2005 yılından beri gitmediğim, çalmadığım kapı kalmadı. Bu işin artık düzelmesi lazım. Basın kartı olmadığı için Ankara’da Meclis’e giremiyorsunuz. Akreditasyon alamıyorsunuz. Ben patron olduğum için bu yasa benim için dezavantaj. Lakin ben bununla ilgileniyorum. Yapılacak tek şey var: Bir unsurla basın maddesine alışılmış olacağız. Bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle olabilecek bir şey de olabilir. Taslağımızda şunu söyledik: Evet bir başı boşluk var. Bunu çözelim. Cumhurbaşkanının da bu işe sıcak bakmamasının sebebi içimizdeki kirlilikten kaynaklı. Örneğin kimi siteler manşet atıyor. Devletin bakanına şantaj yapıyor. Yani bir çıkmaz sokak var önümüzde.”

‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI MEVZUYA SICAK BAKIYOR’

“Ne olursa olsun bizim basın maddesine tabi hale gelmemiz lazım” diyen Özışık son olarak şöyle devam etti: “Türkiye Futbol Federasyonu yahut spor derneği internet gazetecilerine akreditasyon vermiyor. Fakat Şampiyonlar ligi, UEFA Türkiye’de oynandığı devir biz oraya eleman gönderiyoruz. Türkiye’de UEFA müsabakalarına da gidip maç izliyoruz. ABD’de bu türlü bir akreditasyon yok. Bizde ne yazık ki olmuyor. Son olarak da şunu söyleyebilirim: Hususla ilgili elimden geleni yapıyorum. Muhabere Başkanlığı’yla da görüşmelerim sürüyor. Muhabere Lideri bu mevzuya sıcak baktıklarını ve hususla ilgili çalışmalarının sürdüğünü söyledi.”

Gazete Duvar