DİYARBAKIR – Hekim Şehymus Gökalp, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) 2020 yılında gerçekleşen 72. Büyük Kongresi’nde Yüksek Onur Heyeti üyeliğine seçildi. 19 Kasım 2020 tarihinde ise ortalarında avukat, tabip ve gazetecilerin bulunduğu 75 bireyle birlikte Demokratik Toplum Kongresi (DTK) davası kapsamında gözaltına alındı. 23 Kasım’da tutuklandı. TTB, Gökalp’in tutuklanmasını eleştirdi ve değişik vakitlerde yaptığı açıklamalarla hür bırakılmasını talep etti. Gökalp’in birinci duruşması yarın (10 Şubat) görülecek.
Duruşma öncesi TTB Merkez Komite Üyesi Tabip Halis Yerlikaya’ya, “Meslektaşınız Şeyhmus Gökalp’i nasıl tanımlarsınız?” diye sordum. Yerlikaya, “Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Şurası üyesi (YOK) Dr. Şeyhmus Gökalp’in somut kanıta dayanmayan tutukluluğundan sonra, TTB WEB Sistesinde ismine açılan sayfaya herkes baksın isterim” dedi ve şu linki verdi: Dr. Şeyhmus Gökalp kimdir?
Gökalp’i Diyarbakır’ın bürokratları, doktorları ve fakirleri iyi tanır diye düşünüyorum. Yerlikaya’nın işaret ettiği adresteki bilgiler de bunu gösterir nitelikte. 2018 yılında mahkemeler de tanıdı kendisini. Bu tarihte, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin “Savaş Bir Halk Sıhhati Sorunudur” açıklaması nedeniyle gözaltına alındı ve savunmasında, “Biz hakikati görmezden gelemeyiz, gördüğümüz hakikati de tabir etmekten çekinmeyiz” diyerek, hayatı boyunca savunduklarının gerisinde durdu.
TTB WEB sitesinde, “Dr. Şeyhmus Gökalp’in ömrü, yolu yalnızca kendisi için yürümemeye kelam vermişliğin, halkın meselelerinden uzaklaşmamanın, hak ihlaline uğrayan kim olursa olsun yanında olmanın, barış ve demokrasi savunuculuğunun, savaş aykırılığının, hekimlik kıymetlerine sahip çıkmanın, sabrın ve tahminen de hepsinin toplamı olan hekimliğinin öyküsüdür” deniliyor. Kendisini tanıyan hiç kimsenin bu tabire itirazı olmayacaktır.
İTİRAFÇI BEYANINDAKİ ÜZERE NE TOPLANTIYA KATILDI NE DE O HASTANEDE ÇALIŞTI
Dr. Şeyhmus Gökalp, DTK’deki toplantılara katıldığı ve hakkında bir itirafçının beyanları bulunduğu için tutuklandı. Lakin Gökalp, argüman edildiği üzere toplantılara katılmadığını söyledi ve toplantılara katıldığına dair hiçbir evrak de mevcut değil. İtirafçı, Gökalp’in Veni Vidi Hastanesi’nde çalışırken terör örgütü mensuplarına dayanak verdiğini ileri sürmüştü. Fakat Gökalp, kelam konusu hastanede hiç çalışmamıştı. Buna karşın Gökalp neden tutuklandı?
Meslektaşı Yerlikaya, herkesin sorduğu soruya şu yanıtı verdi: “TTB’nin en saygın heyetlerinde misyon alan Şeyhmus arkadaşımızın tutuklanmasını, tıpkı vakitte meslek örgütü özerkliğine müdahaledir ve Covid-19 pandemisinde gerçekleri lisana getirdiği için gaye alınan TTB’ye akınların devamı niteliğindedir. Türkiye ne yazık ki uzun periyottur üniversal prensipleri, anayasa, yasa ve teamülleri yok sayan; bilimden, hakkaniyet hissinden uzak bir anlayışla ve yurttaşların adalete olan inanç hissini yok eden anti demokratik, haksız-hukuksuz kararlarla yönetiliyor. Bu yaklaşım tıpkı vakitte adalet hissinden mahrum, liyakatsiz takımların hukuksuz kararları ile birleşince yüzbinlerce insanın ferdi mağduriyetinin yanı sıra ülkemiz açısından da telafisi güç bir tahribat biriktiriyor. Dr. Şeyhmus Gökalp’in, iftiracı bir bilinmeyen şahidin, kendisinin çalışmadığı bir hastane ile ilgili suçlamaları ve katılmadığı yasal ve legal bir toplantı münasebet gösterilerek tutuklanmasının, işte bu türlü bir ülke ikliminin eseri olduğunu düşünüyoruz.”
‘ZOR VAKİTLERDE MİSYON ÜSTLENDİ’
“Türk Tabipleri Birliği geçmişten bugüne merkez idarelerinde yer alan çizgisi, hekimliğin yalnızca ilaç vermek, ameliyat ya da tıbbi hizmet sunmak ile sonlu olmaması gerektiğini savunmuştur” diyen Yerlikaya, “Başta antidemokratik uygulamalar ve insan hakları ihlalleri olmak üzere sağlıksızlığa yol açan etmenlerle de gayret etmenin gerekliliğine inanmış, toplumsal sıhhat için bu çabayı yürütmüştür” kelamlarıyla meslek örgütleri hakkında bilgi veriyor.
Yerlikaya, Dr. Şeyhmus Gökalp’in de emek, barış, demokrasi ve hekimlik kıymetlerini savunan TTB çizgisine bağlı olarak sıkıntı vakitlerde vazife üstlendiğini, sorumluluk aldığını ve emek verdiğini belirtiyor. Gökalp’in tutuklanmasını “haksız-hukuksuz uygulamaların bir örneğidir” formunda pahalandıran Yerlikaya, “Sağlığı ferdî değil toplumsal yaşantının bir sonucu olarak ele alan anlayışımız gereği, sağlıksızlığa yol açan etmenlere, antidemokratik, baskıcı uygulamalara karşı her yerde ses çıkarmıştır, kelam söylemiştir. Hekimlik kıymetlerinin ve etik unsurlarının savunucusu olagelmişti. Bu eforlarının sonucunda bu devir TTB YOK üyesi seçilmiştir. Meslek örgütümüze yönelik olagelen baskılara bir yenisi eklenerek haksız-hukuksuz bir biçimde tutuklanmış, 3 aya yakın bir müddettir sevdiklerinden, hastalarından ve meslek örgütünden kopartılmıştır. Yalancı itirafçı beyanlarına dayalı olarak kriminalize edilerek tutuklanması, ülkemizdeki haksız-hukuksuz uygulamaların bir örneğidir” tabirlerini kullandı.
TTB’YE MÜDAHALE MÜNASEBETİ
Yerlikaya da pek çok kişi üzere TTB ile ilgili iktidarın tavrına değiniyor. Bu tavır, Gökalp’in tutuklanmasında tesirli olmuş olabilir mi? Gökalp’in tutuklanmasında TTB’ye müdahaleyi kolaylaştırmak üzere niyetlerden kelam etmek mümkün müdür? Gökalp hakkında tutuklanma kararı verildiğinde bu sorulara sıkça karşılık arandı.
Yerlikaya, şunları söyledi: “Bu üzere tutuklamaların demokrasi, emek çabası veren ve hak savunuculuğu yapan bireyler üzerinde bir dehşet ve tehdit ögesi olarak kullanıldığını biliyoruz. Dr. Şeyhmus Gökalp’ın tutuklanması, halkın sıhhat hakkı ve hekimlik kıymetleri için uğraş eden meslek örgütleri üzerinde de baskı aracı olarak kullanılmak istenmektedir. Ayrıyeten meslek örgütü içerisinde çalışanların kriminalize edilerek TTB’ye müdahalenin münasebeti yapılmak istenmektedir.”
ŞEYHMUS GÖKALP İLE DAYANIŞMA
Yerlikaya, Gökalp gözaltında alındığı andan itibaren tutukluluk süreci boyunca tabip odaları, emek-meslek örgütleri ve sıhhat sendikalarının basın açıklamaları yaptığını, kartpostal göndermekten toplumsal medya takviyesine kadar büyük bir dayanışma gösterdiğini söylüyor. Ayrıyeten dünyanın en saygın kurumlarından dayanışma ve takviye açıklamaları yapıldığını hatırlatıyor.
Birtakım dayanışma örneklerini ise şöyle sıralıyor: “Dünya Tabipler Birliği (DTB) ve Avrupa Tabipler Daimi Komitesi (AHDK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e hitaben bir mektup kaleme aldı. (https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=43cc7740-3309-11eb-a453-e3d6872009d0). Dünya Tabipler Birliği ve Avrupa Tabipler Daimi Komitesi’nin akabinde Azap Mağdurları Memleketler arası Rehabilitasyon Kurulu (IRCT) de Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’ya hitaben bir mektup kaleme aldı. (https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=cd953710-393e-11eb-82f5-db9559fde996)
Dünya Azap ile Uğraş Örgütü (OMCT) ve Memleketler arası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) iştirakindeki İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi; Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Türkiye’nin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ndeki büyükelçilerine hitaben bir mektup kaleme aldı. (https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=a4db46b4-39f4-11eb-82f5-db9559fde996). Dünya Tabipler Birliği (DTB), Avrupa Doktorlar Daimi Komitesi (AHDK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), 4 Şubat 2021 günü “Dr. Şeyhmus Gökalp Davası ve TTB’nin Özerkliğine Tehdit” başlıklı bir çevrimiçi panel düzenledi. (https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=0493c54c-67b1-11eb-a370-4722d3be3ffd). Tüm bu davet ve etkinliklerle Dr. Şeyhmus Gökalp’ın haksız-hukuksuz tutukluluğuna son verilerek bir an evvel hür bırakılması gerektiği talep edildi.”
BİRİNCİ DURUŞMA 10 ŞUBAT’TA
Kasım ayından bu yana tutuklu bulunan Tabip Şeyhmus Gökalp’in birinci duruşması 10 Şubat’ta gerçekleşecek. Sıhhat örgütü temsilcilerinin de takip edeceği duruşmada mahkemenin nasıl bir karar vereceği merak konusu.
Hekim Halis Yerlikaya, meslektaşı Şeyhmus Gökalp’in hür bırakılacağına inanıyor: “Meslek etik prensiplerini ve iyi hekimlik pahalarını ödünsüz savunan meslektaşımız ve çalışma arkadaşımız Dr. Şeyhmus Gökalp’in hatasız olduğunu biliyoruz. 10 Şubat’ta görülecek davada özgür bırakılacağına inanıyoruz.”
Gazete Duvar
