İZMİR – İzmir’de sıhhat örgütleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Sağlık ve Toplumsal Hizmet Işçileri Sendikası (SES) işyeri temsilcisi Günseli Uğur’un görevlendirme ismi altında sürgün edilmesini protesto için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını SES İzmir Şube Eşbaşkanı Nursel Yücesoy okudu.
‘GÜNSELİ UĞUR ÜZERİNE DÜŞEN MISYONU YAPMIŞTIR’
Sıhhat kurumlarında geliştirilen hak uğraşının heyet kararları ile engellenemeyeceğini belirten Nursel Yücesoy, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES işyeri temsilcisi Günseli Uğur üç hafta süren eylemselliğin örgütlenmesinde en önde yer alarak hareketin öncülerinden olmuştur. Hareketlerden rahatsız olan Başhekimlik Günseli Uğur’u 6 ay müddetle aile hekimliğinde görevlendirme ismi altında sürgün etmiştir” dedi.
“15 yıldır Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin değişik ünitelerinde özveri ile vazifesini yapmış sıhhat işçisi bir hemşiredir” diyen Yücesoy, “Sendika işyeri temsilcisinin esas vazifesi çalışanların meselelerini lisana getirmesi, bunları gerekli mercilerle paylaşmasıdır. Tekrar bir sıhhat işçisi olarak halk sıhhati için hem de işçilerin hakları için üzerine düşen vazifesini tam olarak yapmıştır” halinde konuştu.
‘SAĞLIK IŞÇILERINE KULAK VERİN’
Korona virüsü (Covid-19) salgınının erken gevşetilen kurallar nedeniyle süratle yayıldığı bir devirde olağan bir görevlendirme olmadığını söyleyen Yücesoy, şöyle devam etti:
“Hastanelerde bu kadar hemşire açığı varken, sağlıkçılarda tükenmişlik tepede iken süreksiz misyonla hastanelerden işçi çekilmesi kabul edilir bir görevlendirme değildir. Pandemi ile gayretin en önündeki sıhhat işçilerine kulak verin. Hakkını arayan sıhhat işçilerini cezalandırmak kabul edilebilir değil. Bir an evvel bu hukuksuz süreçten vazgeçilerek, sürgün kararı durdurulmalıdır. Bu kararlar sıhhat işçilerinin iş barışını ve huzurunu bozarak pandemiyle çabayı sekteye uğratmaktadır.”
‘YETERSİZ ÇALIŞANLA ÇALIŞMAYA DUR DEYİN’
Sıhhat işçilerinin taleplerini hatırlatan Yücesoy, “Aylardır pandemi ile gayrette özveri ile insanüstü bir gayret gösteren ve artık tükenmişlik yaşayan sıhhat işçilerinin motivasyonunu olumsuz etkileyen tüm uygulamalardan vazgeçip taleplerini karşılayın. Sağlıkçılara baskıyı, sürgünü durdurun! Problemlerine kulak verin. Özlük haklarını verin. Yetersiz işçiyle çalışmaya dur deyin. Takımlı teminatlı istihdam sağlayın” sözlerini kullandı.
Günseli Uğur
UĞUR: SARI ZARFLAR GELDİĞİNDE MUHATAP ALINDIK
Görevlendirme ismi altında sürgün edilen hemşire Günseli Uğur, basın açıklamasının akabinde kelam alarak şunları söyledi:
“Pandemi devrinde artan problemlerimizi lisana getirmek için bir dizi hareketlilikler düzenledik ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastane idaresini karşımızda göremedik. Muhatap alınmadık. Sarı zarflar gelmeye başladığı vakit muhatap alındık. Çeşitli soruşturmalar açılmış durumda. Bunlara ek olarak karakoldan aranıyoruz. Pandemi şartlarına uygun olmayan formda davrandığımız gerekçesiyle karantina şartlarını bozmakla suçlanıyoruz. Bu türlü bir cürüm işlenmemiştir. Bu cürmü işlediği söylenerek karakola çağrılan isimlerin örgüt temsilcileri, sendika yöneticileri, tabip odası yöneticileri olması tesadüf değildir. Burada Günseli Uğur yalnızca bir öznedir. Burada asıl hücum bizim sıhhat hakkı çabamıza, sıhhat işçilerinin hak arayışı uğraşına yapılan bir baskıdır. Yıllardır verdiğimiz çaba hastaneler işletme olmasın, sıhhat işçileri köle olmasın, hastalar müşteri olmasın diyedir.”
ÇAMLI: PANDEMİDE DE DURMAYAN BİR ŞİDDET VAR
Açıklamada konuşan İzmir Tabip Odası Lideri Lütfi Çamlı da “Hastanelerin ziyan ettiği gerekçesiyle sağlıkçıların fiyatlarına göz dikileceğine milyon dolarlar harcanarak şu anda yapılmakta olan kent hastanelerini konuşalım istiyoruz. Pandemide sağlıkçılar olarak hayatımızı riske sokuyoruz. Buna rağmen pandemide de durmayan bir şiddet var” dedi.
Sağlıkçıların haklarını aradığını lisana getiren Çamlı, “Süreçte 10 güne varan hareketler, etkinlikler yapıldı. Bu bir hak arama talebiydi. Bunun geriye dönüşü baskılar, mobbingler, soruşturmalar ve sonuçta sürgüne kadar gitti. Baskılar, mobbingler bizi yıldıramayacak” diye konuştu.
BATMAZ: BİZİ GÖZALTILARLA YIPRATAMAZSINIZ
Lütfi Çamlı’nın akabinde konuşan SES İzmir Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz “Hiçbir karşılık beklemeden halk sıhhati için gayret ediyoruz. Fakat bir yandan da sıhhat işçilerinin haklarını savunmaktayız. Bizleri sürgünlerle yıpratamazsınız. Bizleri uzaklaştırmalarla, gözaltılarla yıpratamazsınız. Şayet sıhhatte şiddete ve sürgüne hayır demezsek Covid-19’la uğraş sonuç alınamaz hale gelecektir. Covid-19’la gayretin başarılı olarak sayıldığını düşünüyorsak biz sıhhat işçileri sayesindedir” dedi.
KOÇYİĞİT: BÜTÜN BU HUKUKSUZLUKLAR GEÇECEK
Son olarak kelam alan HDP Muş Millevekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise Günseli Uğur’un sürgün edilmesini protesto ettiğini söyledi:
“Bugün bu sürgün aslında gayret eden dinamiği gösteriyor. Bu sürgünü buradaki örgütlü gayret ne olursa olsun geri aldıracak. Bugün pandemi için tedbir almayanlar, her gün bir sıhhat işçisini toprağa vermemize neden olanlar, sürü bağışıklığını uygulayanlar, iş yerlerinde sıhhat işçilerine kollayıcı ekipman sağlamayanlar, onların ailelerini risk altında tutanlar, ek göstergede, primde maaş farkı gözetenler ve insanca yaşayacak bir temel fiyatı sıhhat işçilerine ve kamu işçilerine vermeyenler aslında bugün kendilerine yakışanı yapmışlardır. Ancak bütün bu hukuksuzluklar geçecek, işçiler haklarını alacak, emek uğraşı kazanılacaktır.” (DUVAR)
Gazete Duvar
