‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attıkları için yargılanan Barış Akademisyenleri’nden Şebnem Korur Fincancı ve Gençay Gürsoy’un hakim önüne çıktı. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde peş peşe görülen duruşmalar sırasında Fincancı, Gürsoy ve avukatları hazır bulundu. Çok sayıda Barış Akademisyeni ve gazeteci salgın tedbirleri nedeniyle duruşma salonuna alınmadı.
Birinci olarak Gürsoy hakim önüne çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararını hatırlatan Gürsoy, “50 yıllık bir talim üyesi olarak ve benim durumumda olan yüzlerce akademisyen ismine üzüntülerimi iletiyorum. Geç kalmış bir sahih karardır, karara katılıyorum ve uyulmasını talep ediyorum” diye savunma yaptı. Gürsoy’un avukatı Meriç Eyüboğlu ise, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bozma kararından sonra belge üzerinden duruşma yapılıp bu evrakın kapatılabileceğini belirtti. Eyübuoğlu, “Sadece 37. Ağır Ceza Duruşması duruşma açtı. Evrak sürüncemede bırakılarak adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir” diyerek beraat talep etti. Duruşma, Gürsoy hakkında beraat kararı verdi.
‘HİÇ BAŞLAMAMASI GEREKEN BİR DURUŞMA’
Gürsoy’un akabinde Fincancı’nın duruşmasına geçildi. Son kelamı sorulan Fincancı, “Hiç başlamaması gereken bir yargılama süreci. Münasebetiyle bozma kararı alanındadır. Barış istemenin hata haline dönüştürüldüğü yegane ülkeyiz” diyerek, beraat talep etti. Avukatların savunmasının akabinde duruşma, Fincancı hakkında da beraat kararı verdi.
NE OLMUŞTU?
10 Ocak 2016’da “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin (BAK) “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki iştiraklerle imza sayısı 2212 oldu.
Akademisyenler hakkında 3713 sayılı Terörle Uğraş Kanunu’nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 unsurundan dava açıldı. Yargılamalar sonucunda yekun 204 akademisyen mahpus cezasına mahkum oldu. 204 kişi içerisinden 29 kişinin mahpus cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 7 kişi ise kararın açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için yekunda 36 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. 10 akademisyen Anayasa Mahkemesi’ne kişisel müracaatta bulundu. Anayasa Duruşması, barış akademisyenlerinin ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ cürmünden cezalandırılmalarını tabir özgürlüklerinin ihlali olarak gördü.
Gazete Duvar
