Emekli büyükelçi Selim Kuneralp Finans ve Ticaret isimli sitesindeki son yazısında Türk-Arap münasebetlerine değindi. Osmanlı’nın son periyodundan yakın vakte kadar geçen süreci inceleyen Kuneralp, Arap ülkelerinin bağımsızlıkları sonrasındaki süreci yorumladı. Türkiye’nin cumhuriyet rejimiyle birlikte Arap ülkelerine aralı davrandığını aktaran Kuneralp’in yazısından bir kısım şöyle:

“Diğer taraftan söylemlerimizde sık sık kullanıldığı formda dünyayı din ekseni üzerinden bölmenin ve bir taraftan Hristiyan alemi ve onun karşısında bir Müslüman alemi görmenin gerçeklere pek uymadığını da hatırlatmakta fayda var. Bir Hristiyan aleminden bahsetmek en azından siyaset kelam konusu olduğunda yanlışsız değildir. 20’inci asrın birinci yarısına kadar ve daha evvelki periyotların en büyük ve kanlı savaşları hepsi Hristiyan olan ve üstünlük peşinde koşan devletler ortasında cereyan etmiştir. Birbirlerinin milyonlarca genç askerini katleden İngiliz ve Almanlar Birinci Dünya Savaşı’nda tıpkı Tanrı’nın kendi taraflarında olduğuna inanır ve ona dua ederlerdi.

20’inci asrın ikinci yarısında ve 21’inci yüzyılda ise en büyük savaşlar Müslüman ülkeler (mesela İran ve Irak) ortasında ve kendi içlerinde (mesela Suriye, Yemen, Libya, bir ölçüde Irak) cereyan ettiği de bir vakıadır. Bu manada bir Müslüman Birliği olmadığı üzere Araplar ortasında da bir birlikten bahsetmek de mümkün değildir.”

YAZININ TAMAMI

Gazete Duvar