ANKARA – Sıhhat ve Toplumsal Hizmet Işçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, ‘Covid cephesinde değişen bir şey yok, tükeniyoruz’ başlığıyla açıklama yaptı.
Ankara’da Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi (EAH), Etlik Zübeyde Hanım Bayan Hastalıkları EAH, Dr. Sami Ulus Bayan Doğum Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları EAH dışında tüm hastanelerde Covid-19 tanısı ile yatan hastaların bulunduğunu tabir eden sendikanın açıklamasında, “İlimiz hastanelerinde tedavi altında 3 bin 500’e yakın müspet teşhisli ve kuşkulu hasta bulunmakta, bu hastaların 2 bine yakını müspet teşhisli hastalardan oluşmaktadır. Yatan hastaların 200’e yakını ağır bakım hastasıdır” denildi.
Konutta takip edilen hastaların artması nedeniyle, her aile hekimliği ünitesine testi olumlu ve temaslı 35-45 hasta düştüğünü belirten SES Ankara Şube’nin açıklamasında, “İlimizde 450 aile sıhhati merkezinde bin 700 civarı aile hekimliği ünitesi olduğu düşünüldüğünde müspet hasta ya da temaslı hasta sayısı ortaya çıkmaktadır. Aile doktorları tarafından takip edilen hastaların 3’te 2’sinin müspet teşhisli hasta olduğu bilinmektedir. Bu durum vilayetimizdeki toplam müspet hadise sayısının yaklaşık 50 bin civarında olduğunu göstermektedir. Bu testler ile ortaya konan olay sayısı ile semptom göstermeyen hasta oranı düşünüldüğünde riskin ve salgının boyutu ortaya çıkmaktadır. Bu artışlar nedeniyle pandemi mühletince acil olaylar dışında kullanılmayan ağız diş sıhhati merkezleri ve birçok hastanenin faal hizmet sunmayan kısımlarından 788 sıhhat çalışanı son bir haftada filyasyon çalışmaları kapsamında görevlendirilmiştir” tabirlerine yer verdi.
‘ÖZEL HASTANELERİN YATAKLARI KULLANILAMIYOR’
Pandemiyle gayret sürecinde özel hastanelerin dışarıda tutulması nedeniyle Ankara’daki 3 bin 200 toplam yatakla 450 ağır bakım yatağının kullanımının engellendiğini belirten sendikanın açıklaması şu biçimde devam etti:
SIHHAT IŞÇILERININ ÖMRÜNÜ TEHDİT EDİYOR: Bugün vilayetimizde Kent Hastaneleri üzere bulaş riskini arttıran ve denetimi imkansız bırakan yapılar yerine kentin bir çok noktasında hizmet veren hastaneler olsaydı sıhhat hizmetleri daha hakikat ve ertelenmeye gereksinim duyulmadan denetimli bir formda sürdürülebilecekti. Pandemi müddetince sıhhat hizmetlerin durma noktasına getiren durum; sıhhat hizmetlerinin piyasalaştırılması ve iktidarın kendini tekrar yaratmak emeliyle uyguladığı popülist sıhhat siyasetlerinin sonucudur. Sıhhat alanında atılan yanlış adımlar sıhhat hizmetlerinin ziyan görmesine neden olurken , sıhhat ve toplumsal hizmet işçilerinin hayatlarını direkt tehdit etmektedir.
SONBAHARDA ÖNEMLI SORUNAR OLACAK: Fabrikalarda, sokaklarda, kamu kurumlarında gerekli toplumsal ve ekonomik tedbirleri ve adımları atmayan iktidar, artan hadise sayılarını vatandaş davranışına indirgeyerek pandemiyle faal uğraş ciddiyetini de ortaya koymuştur. Pandemi çabasının sorumluluğunu yalnızca halka yükleyip , gözetici ve önleyici önlemleri yerinde ve yanlışsız alamamak iktidarın en büyük başarısızlığıdır ve salgınla faal gayrete de ziyan vermiştir. Bu durum canla başla salgınla uğraş eden sıhhat ve toplumsal hizmet işçilerinin uğraşını boşa çıkardığı üzere sıhhatlerini da riske atmaktadır. Her geçen gün iyileşen ve taburcu olan hastalardan daha fazlası sıhhat kurumlarına başvurmaktadır. Bugün vilayetlerde nitelikli filyasyon çalışmasının dahi yapılmaması nedeniyle salgının seyri denetimi imkansız hal almıştır. Tüm bu aksilikler sonbahar devri ile birlikte sıhhat sisteminde daha da önemli problemler ortaya çıkaracağı bir gerçektir.
Gazete Duvar
