ANKARA – Zoom üzerinden çevrimiçi yapılan ve Gazeteci Vahide Yanık’ın moderatörlüğünü yaptığı Bayan ve Medya bahisli panele TKDF Lideri Canan Güllü, Bianet Yayın Direktörü Nazan Özcan, Deutsche Welle’den Burcu Karakaş, ÇGD Akdeniz Şube İdare Konseyi Üyesi Müzeyyen Ulu konuşmacı olarak katıldı.
MAĞDURDAN ÇOK FAİLİN ÜZERİNE GİDİLMELİ
TKDF Lideri Canan Güllü, haber lisanının bayana nasıl yansıdığını örneklerle anlattı. Güllü, “Benim yaptığım aslında bir bayan siyaseti ve bugün içinde bulunduğumuz şartlarda hükümetin bir bayan siyaseti yok, bunu söylemekte bir beis görmüyorum. Zira ziyanlarını ve acılarını çekiyorum. Samsun’daki olayı yaşadık, o davanın süreci içinde cezalanmasını gerektiren türel hususların detaylı olarak yazılması gerekir. Unsurlar üzerinde duralım, mağdurun saç, etek modeli, ilgileri değil, mağdurdan fazla failin buna giden sebepleri üzerine gidelim ki biz bu mevzuların açıklanmasını ve faydalı sonuca dönmesini isteyelim” dedi.
YERELLER İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN KAYNAKLI VAZİFELERİNİ YAPMIYOR
Sorular üzerine TKDF’nin birinci protokolünü Antalya Büyükşehir Belediyesi’yle yaptıklarını tabir eden Canan Güllü, “Sadece Büyükşehir’le kalmadan, Alanya’da, Manavgat’ta ve Muratpaşa’da fark etmeyen bir biçimiyle sürecin içinde farkındalık ve iş birlikleri organize edildi. Birinci emelimiz, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının alanda çalışanlara verilmesiydi ve bu manasıyla da zabıta eğitimi, ilçelerle uyum halinde kalan toplumsal hizmet çalışanlarının bilgilendirilmesi çalışmalarını yaptık. Önümüzdeki günlerde Alanya’nın zabıtaları ve alanda çalışan paklık emekçilerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri var. Bizim en kıymetli derdimiz, önleyici siyasetleri yapamamamız ve konuşamamamız. Bunu hükümetin bayan siyasetsizliği deyip kenara çekilebiliriz ancak yerelde bu hususta kendi üzerine düşen İstanbul Sözleşmesi’nden kaynaklı misyonlarını yapmıyor. Çalıştırdığı çalışana eğitim vermiyor. Bayan erkek eşitliğini sağlamıyor, mahallî eşitlik aksiyon planını yapmıyor. Birinci protokolün içine bunların hepsi giriyor ve biz yavaş yavaş başlıyoruz, birinci iş bilinçlendirme. 8 Mart’ta bile acil yardım sınırının bir taşınabilir uygulaması ile bayanın öncesinde de arayarak ben ne yapabilirim, bu şiddetten nasıl aranırım, ya da yasal haklarım nedir sorularını yanıtlamaya çalışıyorum” sözlerine yer verdi.
‘İSTANBUL KONTRATI KALDIRILSIN DİYEN HER KİŞİ HAKKINDA DAVA AÇACAĞIZ’
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan herkesin toplumun geldiği hali göz önünde bulundurması gerektiğini anlatan Canan Güllü, şöyle konuştu: “İstanbul Kontratı, pazarlık konusu yapılıyor. Türkiye içindeki siyasi pazarlık değil yalnızca birliğe üye olan olmayan, mukaveleyi imzalayan imzalamayanlar ortasında da dayanışma olduğunu düşünüyorum. İstanbul Mukavelesi bu tablolara rağmen değişmeyecek, kalkmayacak. Değişmesi noktasında tecavüze uğrayan 92 yaşındaki bayanın baş sorumlusudur. Kaldırılması istikametinde siyasi irade ortaya koymaya çalışanların da kendine çeki tertip vermesi ve düşünmesi gerekiyor. Biz tartıştığımız her gün birilerinin tecavüze uğraması ve öldürülmesi istikametindeki değirmene su taşıyoruz. İç hukuktan üstün olan bu kontratla ilgili alınacak karar, Türkiye’nin tek adam rejimine giden yolu açacaktır. ‘İstanbul Kontratı kaldırılsın’ diyen her kişi ismine yargıda dava açacağız.”
‘ANTALYA AÇIKÇASI BİZİM İÇİN HÜSRAN…’
Canan Güllü, Antalya’da ağır cinsel istismar hatalarının yaşandığına da dikkat çekerek, medyanın bayana yönelik şiddet, taciz ve cinayetleriyle ilgili kullandığı lisana çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Güllü, “Antalya açıkçası bizim için hüsran. Turizmin cenneti lakin çok sayıda cinsel istismar var. İstismarın ağır olduğu vilayet ve ilçeler var. Protokol yaptığımız belediye liderlerine söylediğim vakit şaşırıyorlar. İstismar yoktur, abartıyorlar diye o kılıfın ardına saklandılar. Antalya’da istismar bilhassa Korkuteli’nde, Manavgat’ta, Alanya’da, Side’de epeyce ağır. Antalya ve ilçelerinde uyum heyetleri oluşturduk. Sağlıktan, kolluktan, yargıdan vazifeliler var. Mahallî basının değerini çok önemsiyorum. Mahallî medya şuurun oluşmasına ışık tutuyor. Medyanın yönlendirici fonksiyonu çok değerli. Bence evvel bir ilin mahallî medyasına eğilmek, lisanını yanlışsız kullanıp kullanmadığına bakmak lazım. Bizim kederimiz pornografi izlemek değil. Yerelden yetişen gazetecilerin yönlendirici, kapsayıcı olmasını sağlamak. Biz size siz bize istikamet vereceği süreç yerelde en kıymetli ayak” sözlerine yer verdi.
‘PANDEMİDE KOMŞU İHBARI YÜZDÜ YÜZ ARTTI, CİNSEL İSTİSMAR İHBARI ALINMIYOR’
Canan Güllü, pandemi periyodunda yaşanan fizikî ve ruhsal şiddet dataları ile ilgili gelen soruyu şu biçimde cevapladı: “Mart ayı için 2019-2020 karşılaştırıldığında ruhsal şiddet yüzde 93, fizikî şiddet yüzde 84, komşu ihbarı yüzde 100 oranında artan bir sürece gitti. En acı veren tarafı cinsel istismar ihbarı hala bu periyoda kadar alamıyoruz, okulların kapalı olması, çocukların aile tabiplerine ulaşamamış olmasından kaynaklanıyor. Zira data kaynaklarımız ihbar olarak genelde oralardan geliyor. Bu manasıyla şiddet, ‘Cinayetler azaldı, bayana şiddet azaldı’ telaffuzunun bilakis hala artıyor. Zira bayan yoksulluğu ile birlikte şiddet artıyor, erkeklerin işten çıkartılması ya da yarı vakitli ücretlendirilmeleri nedeniyle ekonomik şiddetin de çok fazla yansıdığı bir devirdeyiz.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
