Charles M. Blow
Donald Trump seçimi kaybetti. Kendisi de bunu biliyor fakat kabul etmiyor. Hâlâ mahkemelerin seçimleri kendi lehine sonuçlandıracak kadar oyu silmesinin bir yolu olduğunu umut ediyor ve buna inanıyor. Bu türlü bir şey olmayacak.
Trump’ın ülkenin genelindeki kararsız eyaletlerde açtığı hukuk davaları büyük oranda hezimet ve geri çekilmeyle yüz yüze. Çünkü, bir mahkemede ispat sunmanız gerekir. Palavralar, suçlamalar ve komplo teorileri kâfi değildir. Trump, bütün hayatını sistemle kumar oynamakla geçirdi. Bu sistemin aldatılamaz olması, onun için akıl almaz bir durum.
TRUMP’IN UMUTSUZ HENGAMESİ
En nihayetinde Trump, davasını üç muhafazakâr yargıcın vazife yaptığı Yüksek Mahkeme’ye sunmayı umuyor. Bunun da Trump’ı galibiyete taşıyacak bir strateji olması mümkün görünmüyor. Trump, yargıyı Amerikan halkına karşı bir silah üzere kullanabileceğine inanıyor. Ne var ki yargının, kendisinin kullanılmasına müsaade verme ihtimali oldukça düşük.
Bunun dışında, seçim sürecine duyulan inancı da yok etmeye kararlı. Şayet kazanamadıysa, bir sahtekârlığa kurban gitmiş olması gerektiğinde ısrar ediyor zira onun zihninde başarısızlık diye bir ihtimal yok. Başkanlık süreci boyunca yaptığı üzere palavra söylüyor ve gerçeklikten kopuk bir öykü uyduruyor.
Seçimden bu yana sürdürdüğü Twitter paylaşımları -bu vakit zarfında bedel taşıyan sırf birkaç paylaşım ya da resmi açıklama yaptı- seçim bütünlüğüne ve bir bütün olarak oy kullanma hakkına yönelik gibisi görülmemiş bir hücum niteliğindeydi. Seçimin hileli olduğundan, (galibiyetin/ç.n.) kendisinden çalındığından, oylamada kullanılan bilgisayar yazılımının kendisine ilişkin milyonlarca oyu Joe Biden hesabına kaydettiğinden şikayet edip duruyor.
Pazar günü, Biden’a atıfta bulunarak şu bildirisi paylaştı: “O sırf UYDURMA HABER MEDYASI’nın gözünde kazandı. HİÇBİR ŞEYİ kabul etmiyorum! Gidecek daha çok yolumuz var. Bu, HİLELİ BİR SEÇİMDİ!”
AMERİKAN DEMOKRASİSİNE SALDIRIYOR
Ancak Trump daha da ileri giderek Biden’a oy veren seçmenlere saldırıyor üzere görünüyor. Richmond’dan bir televizyon istasyonunun yayınladığı paylaşımı alıntıladı: “Virginia Wesleyan Üniversitesi’nden işletme profesörü ve dekan Paul Ewell, Biden’ı lider olarak seçen herkesin ‘cahil, Amerika ve Hıristiyanlık karşıtı’ olduğunu yazdı.” Trump, bu bildirinin altına şunu ekledi: “İlerleme!” (ing. ‘progress’)
Donald Trump, 20 Ocak’tan sonra artık lider olmayacak. Bu, kabullenmesi güç bir gerçek ve değişmesi imkânsız bir tarih. Biden yemin edecek ve lider olacak. Lakin Trump, bu zaman teslimin meselesiz biçimde gerçekleşmesine müsaade vermeyecek. Artık gösterisinde doruğa çıktı ve etrafa alevler saçacak. Onun ötesine hiçbir şey koymamalıyız. Bir mağlubun tutumunu takınmamak için her şeyi yapacak. Kendisi ve ailesi için rahat ve inançlı bir gelecek sağlamak uğruna her şeyi yapacak. Başkanlığından geriye kalan son gücüyle her şeyi yapacak.
Seçim sistemine yaptığı akın demokrasimize ziyan veriyor. Sonucu kabullenmeyi reddetmesi de o denli. Somurtkanlığı da o denli. Öte yandan, natürel ki Trump demokrasimizi umursamıyor. Demokrasiyi umursamıyor, nokta. Parayı ve gücü önemsiyor. Kalabalıkları yönetmeyi önemsiyor. Hayranlık duyulmayı önemsiyor.
TRUMP’IN SATIN ALDIĞI PARTİ
Ne var ki, önümüzdeki sorun Trump’tan daha büyük. Kongre’deki Cumhuriyetçiler, sadık taraftarlarına bir sahtekârlık yaşandığına dair inancını aşılama yeteneğine sahip olan Trump’ın yanılgısına boyun eğiyor. Trump kısmen, Rusların 2016 yılında kendisine yardım etmek için seçimlere müdahale etmesi sayesinde lider seçildi. Bu bir gerçekti. Trump, bu müdahaleyle ilgili soruşturmayı birçok sefer ‘bir aldatmaca’ diye nitelendirdi. Seçim yetkilileri bu seçimi “Amerikan tarihinin en inançlı seçimi” diyerek tanımladı. Bu da bir gerçek. Trump, bir hile sonucunda koltuğundan edildiğini öne sürmeye devam ediyor.
Trump iç karartıcı bir halde öngörülebilir birisi: Daima palavra söylüyor ve inkâr ediyor, hep kazanan ve kahraman olduğu bir dünya inşa ediyor. Trump’ın bunları neden yaptığını biliyoruz. O, yoldan çıkmış bir insan. Kongre’deki Cumhuriyetçiler bu saçmalığa bir defa daha dahil olarak, Trump’a sergilediği ahlaksızlıkta katılacak kadar korkak ve namert olduklarını bir kere daha ispatlıyorlar. Onlar, Cumhuriyetçi Parti’nin artık sırf isimden ibaret olduğunun altını çiziyorlar. Bu Trump’ın partisi; satın aldı ve parasını ödedi.
CUMHURİYETÇİ PARTİ’NİN KAÇINILMAZ SONU
Bu devrin ilerleyen yıllarında, partinin yeni yıldızları ortaya çıkacak ve bir dahaki sefere zaferi getirecek bir değişim yaratmak için yenilgi sonrası bir bakış açısı sunacaklardır. Fakat bu yıl değil. Şu anda tamamı, kaybedene kaybettiğini söylemekten hayli korkuyor. Ve şayet Trump, birtakım bölümlerin öngördüğü üzere, yakında 2024 yılında tekrar aday olacağını ilan ederse, başka 2024 adaylarının gözünü daha da korkutacak. Aday olacaklarına dair rastgele niyet onları, Cumhuriyetçilerden rekor sayıda oy toplayan adamla karşı karşıya getirecektir.
Cumhuriyetçiler 2012’de kaybettikten sonra, partiyi büyütmek için tasarlanmış bir otopsi raporu hazırladılar. Trump’la birlikte bunu bir kenara attılar ve beyazların şikayetlerini lisana getiren parti olma özelliğini ikiye katladılar. Bu yılki seçimler ve Trump’ın buna verdiği reaksiyon, büyük ihtimalle bir otopsiden çok, bir (psikiyatrik/ç.n.) seans gerektirecek. Cumhuriyetçi Parti öldü. Onu Trump öldürdü. MAGA (‘Amerika’yı Yine Mükemmel Yap’ sloganının kısaltılmış hali/ç.n.) mezarda dans ediyor. O partiyi hatırlamanın yolu ise ruhta yatıyor.
Yazının orjinali NY Times sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)
Gazete Duvar
