ANKARA – Türkiye’nin 81 vilayetinde alanlara çıkan sıhhat çalışanları, yarım milyonun üzerinde etkin Covid-19 olayının olduğu süreç içerisinde acil atılması gereken adımlara yönelik bir defa daha iktidara seslendi.

Sıhhat Bakanlığı’na yaptıkları görüşme taleplerine aylardır olumlu cevap alamayan Türk Tabipleri Birliği yöneticileri, geçen hafta içerisinde muhalefet partileriyle de görüşmeler gerçekleştirdi. Tabipler ile siyasetçilerin görüşmelerinde Covid-19 pandemisinin yanlış siyasetler ve başarısız salgın idaresi nedeniyle denetim altına alınamadığı, ömür hakkına dönük bir telaffuzun toplumun tüm kısmınca yükseltilmesi gerektiği söz edildi.

‘HER ALANDA KRİZ VAR’

TTB Merkez Kurulu üyeleri geride kalan hafta içerisinde CHP, HDP, UYGUN Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Türkiye Emekçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Emek Partisi, Sol Parti ve Halkevleri’nin temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdi.

Şebnem Korur Fincancı

İktidarın TTB’ye dönük kriminalize etme ve damgalayıcı tabirlerinin farklı görüşlerde olan partiler nezdinde karşılık bulmadığını yaptıkları ziyaretlerde gördüklerini ve bunun sevindirici olduğunu belirten TTB Lideri Şebnem Korur Fincancı, siyasi partilerle yapılan görüşmelerin içeriğine dair şunları söyledi:

“Görüştüğümüz tüm siyasi partiler, TTB’yi izliyorlar ve bizim salgınla ilgili alınması gereken tedbirlere dair söylediklerimizi önemsiyorlar. Tüm siyasi partiler çok önemli boyutta bir yönetme krizi olduğunu tabir ettiler. Sadece sıhhat alanında değil her alanda kriz olduğunu söylediler. İktisattaki çöküşün salgınla gayrette tedbir alınmamasında temel rolünün olduğu belirtildi. Son tedbir paketi ismi altında açıklamış oldukları güvenlik önlemleriyle hudutlu adımların ekonomik krizin bir yansıması olduğu tabir edildi.”

‘SİYASİ PARTİLERİN ADIM ATMASI GEREKİYOR’

TTB’nin salgına dair tekliflerini ve atılması gereken adımları her fırsatta lisana getirdiğini, bunun toplum nezdinde daha fazla yaygınlaştırılması için siyasi partilere sorumluluk düştüğünü belirten Fincancı, siyasi parti temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerin maksadına ait ise şöyle konuştu:

“Biz bir meslek örgütüyüz. Bizim salgına dair bir ekip tedbir tekliflerimiz var. Aslında bunun duyulması sırf bizimle sonlu kalmamalı. Bunun duyulması ve toplumun da bu teklifler doğrultusunda hayat haklarını talep etmeleri için siyasi partilerin adım atması gerekiyor. Siyasi partilerin de toplumun bileşenlerine bu çağrıyı iletmeleri, Türkiye’de çoğunluğun bu iktidar tarafından alınamayan tedbirlere dair talepte bulunmasının sağlanması gerekiyor. Bu nedenle siyasi partilere bir davette bulunduk. Sıhhatin toplumsallaşması için de siyasi partilerin bizim tekliflerimizi desteklediğine dair bir görünürlük gerekiyor.”

‘SAĞLIK BAKANLIĞI SİYASET İSMİNE SIHHAT OTORİTESİDİR’

Muhalefet temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerin içeriğine ait konuştuğumuz Fincancı, “AK Parti’den randevu talebiniz oldu mu?” sorumuza ise, “Hayır” cevabını verdi ve bunun nedenini şu sözlerle açıkladı.

“Çünkü bu tedbirlere dair alınmayan kararlar bu partinin iktidarda olması sebebiyle onların sorumluluğundadır. İktidara biz, Sıhhat Bakanlığı nezdinde taleplerimizi daima iletiyoruz. Bizim muhatabımız sıhhat alanında otorite diye var sayılan Sıhhat Bakanlığı olmalı. Sıhhat Bakanlığı’na randevu talebinde bulunduk. Her ne kadar tedbirlerin açıklanmasına dair çalışma Sıhhat Bakanlığı tarafından yapılmayıp Cumhurbaşkanlığı’na kelam devredilse de biz bunun uygun olmadığını söz ediyoruz. Sıhhat Bakanlığı siyaset ismine sıhhat otoritesidir.”

‘SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN CEVAP ALAMADIK’

TTB Merkez Kurulu idaresi ile Covid-19 İzleme Konseyi Üyeleri’nin 2020’nin Eylül ayında Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’yla görüşme gerçekleştirdiğini, geride kalan süreç içerisinde oluşturulan randevu taleplerine olumlu karşılık alamadıklarını belirten Fincancı, “’Son yaşanan önemli artış karşısında salgınla uğraş için üstümüze düşen sorumluluğu yerine getireceğiz’ demek üzere randevu istedik fakat ne yazık ki karşılık alamadık” dedi.

“Sağlık alanında Türkiye’nin en yaygın meslek örgütü olan TTB’ye karşı bakanlığın bu yanıtsızlık hali ne hissettiriyor” sorumuza karşılık ise Fincancı, “Bir hisle davranmamak gerekiyor. Sonuç olarak biz bir meslek örgütüyüz ve ödevlerimiz var. Bu ödevler yurttaşlarımıza ve meslektaşlarımıza karşı ödevler. Hislerimizle değil aklımızla hareket etmeyi tercih ederiz. Aklımızla hareket ettiğimizde de bir randevu talep etme, ihtar ve tekliflerimizi hiç bıkmadan söyleme sorumluluğu taşıyoruz” sözlerini kullandı.

‘RAKAMLAR RESMİ OLARAK AÇIKLANANIN ÜZERİNDE’

Sıhhat Bakanlığı’nın açıkladığı bilgilere nazaran şu an Türkiye’de yarım milyonun üzerinde kişi müspet durumda. Tablonun bu kadar kötüleşeceğini bu vakte kadar yaptıkları ikazlar çerçevesinde varsayım ettiklerini belirten Fincancı, artan hadise ve vefat sayılarına ait ise şunları kaydetti:

“Başından beri bunun için ihtarda bulunuyorduk. Bizim hayat hakkımızdan vazgeçmiyoruz deme nedenimiz budur. Beşerler ölüyor ve resmi olarak açıklanan sayıların üzerinde sayılar olduğunu da biliyoruz. Meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, farklı vilayetlerden aldığımız bilgilerde biliyoruz ki hem mevt hem de olay sayıları çok daha yüksek. Hiç olmaması gerekirken, olay sayıları yükselirken biz 1 Mart’ta denetimsiz bir olağanlaşma süreci yaşadık. Hasebiyle bunun bedeli ağır olacak diye iktidarı uyardık.”

‘BİZ TTB OLARAK TAM KAPANMA DEMİYORUZ’

Hadiselerin her geçen gün arttığını, iktidarın salgına ait aldığı son kararlarla uğraşın imkanının bulunmadığını belirten Fincancı, “Bu güvenlik önlemleriyle beşerler da daha kaygılandığı için tahminen kısmi bir azalma olacak. Ancak bizim salgındaki bu dalgayı bu tedbirlerle sönümlendirme imkanımız yok” sözlerini kullandı ve tekliflerine ait şunları söyledi:

“Biz TTB olarak tam kapanma demiyoruz. Bu mevzuda ihtimamlı davranmak gerekiyor. ‘İnsanları meskenine kapatın’ da demiyoruz. Biz toplu bulunulan alanların kapatılmasını, mecburî üretim dışında üretimin durdurulmasını, fabrikaların, atölyelerin, AVM’lerin kapatılmasını ve bu nedenle ekonomik kaybı olacak tüm çalışanların, esnafın kayıplarını karşılayacak bir dayanak sağlanmasını talep ediyoruz. Yaygın taramayla temaslılar da dahil olmak üzere birinci olaya ulaşarak karantina uygulamalarının tesirli bir halde yürütülmesini istiyoruz. Temaslı olmayanların fizikî uzaklıkları koruyarak ferdi hareketliliği toplu taşıma kullanmadan sürdürebilecekleri şartları öneriyoruz.“

Gazete Duvar