Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER), vakıf üniversitelerinin pandemi sürecinde akademisyenleri işten çıkartmasına reaksiyon gösterdi. ÜNİVDER yaptığı açıklamada, mukavelelerin keyfi olarak yenilenmendiğini söyleyerek, YÖK’e “Konuyla ilgili hal alın” davetinde bulundu.
Korona virüsü nedeniyle birçok vakıf üniversitesi, akademisyenlerin işine son veriyor. Ayrıyeten birçok üniversite de öğretim üyelerini bu süreçte part time çalıştırmak için birçok yola başvuruyor. Bunun son örneklerinden biri de Okan Üniversitesi ve Altınbaş Üniversitesi oldu.
ÜNİVDER, yaşanan bu duruma reaksiyon göstererek, vakıf üniversitelerinin pandemi sürecini mazeret ettiğini söyledi. Yapılan açıklamada ÜNİVDER, “Covid-19 Salgını mazeretiyle birçok dalda yaşanan emekçi kıyımıyla bugün vakıf üniversitesi çalışanları da karşı karşıya kalmış durumdadır. 4857 sayılı İş Kanununda işten çıkarmanın engellenmesine yönelik süreksiz maddeyi hiçe sayarak, vakıf üniversitelerini kimileri kontrat uzatmama yoluyla iş garantisini ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Vakıf üniversitesi çalışanları “işçi” statüsünde 4857 sayılı kanuna tabi olmakla birlikte, öğretim elemanı hüviyetleri nedeniyle de idari olarak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na bağlı çalışmakta ve tüm özlük hakları bu Kanun çerçevesinde düzenlenmektedir. Vakıf üniversitelerinin kontrat yenilememe münasebetleri ekseriyetle son derecede keyfi, türel destekten mahrumdur. Danıştay içtihatlarıyla sabit olarak, keyfi mukavele iptallerine ait çok sayıda karar bulunmaktadır” tabirlerini kullandı.
‘ÖĞRENCİLER HAK KAYBINA UĞRATILACAK’
“Vakıf üniversitelerindeki öğretim elemanlarının garantisiz çalışma şartlarına bağlı hak kayıpları derneğimizin yıllardır gayret ettiği bir konudur” diyen ÜNİVDER açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çünkü öğretim elemanlarının iş garantisi bilimsel üretimin temel şartlarından biridir. Salgın şartlarında üniversitelerde kıyım yapılması, bilimsel olarak üniversitelerin niteliklerini iyice törpülerken, üniversite öğrencilerinin de hak kaybına uğratılmasına neden olacaktır.
Bu bağlamda, Altınbaş Üniversitesinin Temmuz ayında 73 çalışanını, mukavelesini yenilemeyerek işten çıkarmasını kabul edilemez bir hak ihlali olarak görmekteyiz. İşten çıkarılanlar ortasında 50’den fazla akademisyen, idari ve yardımcı işçi vardır. Altınbaş Üniversitesi’ndeki öğretim elemanlarının kontratları, boş takım bulunmadığı, kısmın kapatıldığı ya da takımının öteki bir kısımda olduğu üzere olağan şartlar altında dahi işten çıkarma nedeni olarak kabul edilemeyecek münasebetlerle yenilenmemiştir. ”
Yapılan açıklamada YÖK’e şu davette bulunuldu: “Vakıf üniversitelerinde haksız işten çıkarmalara karşı açılan davaların çok büyük bir kısmında kararların çalışanların lehine çıkmasındaki temel münasebet, öğretim üyeliği mesleğinin toplumsal niteliği ve kelam konusu çalışanların 2547 sayılı Kanun çerçevesinde bedellendiriliyor olmasıdır. Bu nedenle vakıf üniversitelerinin rastgele bir ticari işletme üzere davranarak işten çıkardığı pek çok öğretim elemanı açtıkları davaları kazanarak işe dönmüş ve ayrıyeten bu süreçlere ait açılan mobbing davaları da çoklukla öğretim elemanları lehine sonuçlanmıştır. Hal böyleyken, salgını bir fırsat bilerek öğretim elemanlarının ve üniversite işçilerinin işten atılmalarını günü kurtarmaya dönük, ucuz fakat sonuç vermeyecek adımlar olarak görmekteyiz. Buradan başta Altınbaş üniversitesi olmak üzere, bu süreçte çalışanlarını fiyatsız müsaade, kontrat iptali yahut bu tip davranışlarla tehdit eden kurumları takip ve teşhir edeceğimizi duyurur, Yükseköğretim Konseyini hususla ilgili hal almaya davet ederiz.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
