Öğrenciler İzmir, İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de yurt ve mesken kiralarındaki pahalılığa reaksiyon göstermek için başlattığı ‘Barınamıyoruz’ aksiyonları sürüyor.
İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada; “Yine bir palavralar dizisi, tekrar provokasyon. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik palavraları, düzmece tiyatroları paylaşmaya ve provokasyonlara karşı uyarmaya devam edeceğiz. İstanbul’da ‘Barınamıyoruz’ hareketlerine katılan 127 kişinin neredeyse tamamının hiçbir barınma ezası yok” dedi.
‘ZANNEDİYORLAR Kİ YALNIZCA KENDİMİZ İSMİNE ÇABA EDİYORUZ’
Dün Eskişehir’de gözaltına alınan üniversite son sınıf öğrencisi Müslüm Koyun, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’un kelamlarına reaksiyon gösterdi. Koyun, “Ben meskende kalıyorum ancak yurda ve rastgele bir konuta giremediği için 1+1 meskende 4 tane konuğum var. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kaygısında oldukları için zannediyorlar ki yalnızca kendimiz ismine uğraş ediyoruz. Ben başımı koyabilecek bir delik buluyorsam, öbürleri benim umurumda değil anlayışında değiliz. Benim konutumda kalan 4 öğrencinin dışında isim isim bildiğim, ben bu sene üniversite kazandım fakat gelirsem yıllarca borcun altında kalkamayacağım deyip okulu bırakmayı düşünen beşerler var. Yurda başvurup yedekte kalanlar var. Bakan yardımcısının yaptığı açıklamayla diğer bir yere çekmeye çalışıyor” dedi.
‘OKUL PERİYODUNDA BİLE ÇALIŞARAK GEÇİMİMİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIM’
Barınma hakkı için rastgele bir teşekkür ve ricada bulunmayacağının altını çizen Koyun, şunları söyledi: “Onların zihniyetinde barınma anlayışı, üstüne yağmur yağdığında saçının teline dokunmuyorsa barınabiliyorsundur. Mantıkları bu olduğu için senin bir meskeninin olması onların gözünde bir zenginliktir. Benim kaldığım bir konutum var lakin bu konutun kirasını vermek için okul periyodunda bile dışarda çalışarak geçimimi sağlamak zorunda kalıyorum. Aileler evvelce çocuklarım çalışmasın kaygısındayken, şu an aileler o kederde değil. Barınma hakkı benim başımı sokabileceğim bir mesken değil. Birini ben alırım oburunu sen alırsın konutuna. Bu dayanışma her vakit olur fakat sorun bize vermek zorunda olduğu bir şeyi mükafat üzere bize sunamazlar. Barınma hakkı en doğal hakkımızdır. Hareketlerimizde öğrenci vurgusu çok var lakin aslında bu bir gençlik vurgusudur. Dışarda üniversite okuyan yahut mezun olan gençlere hiç sorulmuyor. Bu bir yerde sanki barınabiliyor mu? Yoksa tekrar en başa ailesinin yanına, işsizler ordusuna dahil mi oluyor?”
‘HAKKIMI SAVUNMAM FEZLEKEDE ‘TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYELİK’ OLARAK GEÇEBİLİYOR’
Kendilerine uygulanan şiddetin çok sert olduğunu söyleyen Koyun, kelamlarına şöyle devam etti: “Bugün hakkımı savunmam, polis fezlekelerinde ‘terör örgütüne üyelik’ olarak geçirilebiliyor. Bu kadar rahat bir şey. Evvelden Eskişehir’de çok sert müdahale edilmezdi. Dün alana gelen emniyet müdürü katiyetle uzlaşılmayacak biri ve provokasyon yapan da kendisiydi. Alandaki müdahale çok sertti. Otobüsün içinde de şiddetli bir biçimde devam etti. Emniyette üsten bakmalar, laf atmalar hakaret etmeler devam etti.”
‘AİLEM BEYLİKDÜZÜ’NDE ANCAK OKULUM KARŞIDA’
Bakan Yardımcısı Ersoy’un açıklamasının bir doğruluğu olmadığını tabir eden üniversite öğrencisi Ebru Gürsoy da, “Muhalefet olarak değerlendirdiğimiz her şey bir biçimde provokasyon olarak tanımlanıyor. Bunun bir doğruluğu yok” dedi. Gürsoy şöyle devam etti: “73 öğrencinin İstanbul’da ikamet edildiği tespit edildi diyor. Bu öğrenciler nerede ikamet ediyor? Mesela benim ailem Beylikdüzü’nde yaşıyor. Lakin okulum karşıda. Bir ikamet adresim var fakat okulum ve meskenim ortasında çok önemli bir yol arası var. Ben öğrenci olarak o yolu her gün çekmek zorundayım. Yurda ve konuta çıkacak maddi duruma sahip değilim. Benim günde 4 saatim yolda geçiyor. Bu 4 saati derslerime ayırabilirim, kendime ayırabilirim. Lakin bu türlü değil. Benim bir günüm, 24 saat değil. 20 saat oluyor.”
Gazete Duvar
