HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, partisine yönelik kapatma teşebbüsünü ‘muhalefetin tümüne yönelik bir saldırı’ olarak niteledi. “Muhalif kesitlerin bunu yanlışsız okuyarak dayanışmayı ve iş birliğini güçlendirmesi gerekir” diyen Demirtaş “Kapatma teşebbüsüne karşı verilecek en güçlü karşılık, muhalefetin demokrasi ittifakı ilan edip 4-5 temel unsurda uzlaşarak ortak uğraş kararı aldıklarını açıklamaları olacaktır. Umarım muhalefet, yapay endişelere teslim olmak yerine, tıpkı masa etrafında cüretle toplanmayı başarır” tabirlerini kullandı.
‘SİYASETİ HARVARD’DA ÖĞRENMEDİK’
DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın sorularını yanıtlayan Demirtaş, “Olası bir yasağın Türkiye siyasetine tesirleri nasıl olur?” sorusuna da “Bizler siyaseti Harvard Üniversitesi’nin siyasal bilimler kısmında öğrenmedik. Halkın içinden çıkmış siyasetçileriz. Bizlere yasak getirilirse halk, kendi içinden binlerce yeni siyasetçi çıkarır” cevabını verdi.
‘AİHM’E ATIF YAPILMASI İKİYÜZLÜLÜK’
Demirtaş, AİHM’in öbür kararlarının tanınmamasına karşın iddianamede bu mahkemeye atıf yapılmasını da eleştirerek, “Siyasallaşmış yargı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında bizim lehimize verilmiş ihlal kararlarını tanımazken kapatma davasında tıpkı mahkemeye atıf yapılması tam bir çelişki ve ikiyüzlülüktür” dedi.
‘HDP, ANAYASAL BİR TÜRKİYE PARTİSİDİR’
Söyleşinin tam metni şöyle:
“HDP’li yönetici ve üyelerin devletin ayrılamaz bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları”, “HDP’lilerin demokratik ve üniversal hukuk kurallarının kabul etmeyeceği formda davrandıkları” tezleriyle kapatma davası açıldı. Bu argümanları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tezlerin tamamı asılsızdır, hukuksuzdur ve siyasi yoruma dayalıdır. HDP, anayasal bir Türkiye partisidir. Muhalif kimliğiyle birlikte, demokrasi ve kozmik hukuka da tümüyle saygılıdır. Bu davanın asıl hedefi, Cumhur İttifakı’na seçim kazandırmaktır. Bütünüyle siyasi bir davadır. Aslında MHP’nin baskısıyla açıldığını da aleni bir biçimde görüyor ve biliyoruz. Umarım Anayasa Mahkemesi, bu utanç davasını reddederek demokrasiyi müdafaa hedefine hizmet edecektir.
‘AİHM KARARLARININ BASKI HEDEFİYLE KULLANILMASI UTANÇ VERİCİ’
İddianamede, Avrupa İnsan Hakları Kontratı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne atıflar var. Fakat daha evvel açılan kapatma davalarında AİHM, dernek kurma ve topluluk özgürlüğünün ihlal ettiğine hükmederek Türkiye’yi mahkum etmişti. AİHS ve AİHM atıflarına ait hukukçu yorumunuz nedir?
Siyasallaşmış yargı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarında bizim lehimize verilmiş ihlal kararlarını tanımazken kapatma davasında Avrupa İnsan Hakları Mukavelesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne atıf yapılması tam bir çelişki ve ikiyüzlülüktür. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını işlerine geldiği formda yorumlayıp baskı hedefiyle kullanmaları, hukuk ismine utançtır. Dediğim üzere, bu davanın hukukla uzaktan yakından alakası yok. Tümüyle siyasi maksatlarla açılmış bir davadır.
‘REFORM TEŞEBBÜSÜ, BATI SERMAYESİNİN GÖZÜNÜ BOYAMA AMAÇLIYDI’
“İnsan Hakları Aksiyon Planı” açıklandıktan kısa mühlet sonra HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ile HDP’ye yönelik kapatma davasının açılmasını nasıl okuyorsunuz?
İnsan hakları aksiyon planı Erdoğan tarafından açıklandığı anda herkes bunun, Batı sermayesinin gözünü boyama emeliyle ilan edilmiş bir ıslahat teşebbüsü olduğunu biliyordu. Gerçekten tıpkı gün başlayan ağır hak ihlalleri, asıl niyeti ortaya çıkardı. AKP hükümetinin insan hakları alanında ıslahat yapma kapasitesi de niyeti de yok. Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yönelik yargı ve siyaset kumpası ile HDP’yi kapatma davası, ıslahat tartışmalarının göstermelik olduğunu zati ispatladı.
‘UMARIM MUHALEFET YAPAY KAYGILARA TESLİM OLMAZ’
Kapatma davasına karşı başka siyasi partilerin tavrı konusunda beklentiniz nedir?
HDP’ye yönelik kapatma teşebbüsü, aslında muhalefetin tümüne yönelik bir taarruzdur. Muhalif kesitlerin bunu yanlışsız okuyarak dayanışmayı ve iş birliğini güçlendirmesi gerekir. Kapatma teşebbüsüne karşı verilecek en güçlü karşılık, muhalefetin demokrasi ittifakı ilan edip 4-5 temel unsurda uzlaşarak ortak çaba kararı aldıklarını açılamaları olacaktır. Umarım muhalefet, yapay kaygılara teslim olmak yerine, birebir masa etrafında hamasetle toplanmayı başarır.
‘GENÇLERE VE BAYANLARA SONSUZ GÜVENİYORUM’
Siz dahil yüzlerce HDP’liye siyasi yasak getirilmesi isteniyor. Muhtemel bir yasağın Türkiye siyasetine tesirleri nasıl olur?
Bizler siyaseti Harvard Üniversitesi’nin siyasal bilimler kısmında öğrenmedik. Halkın içinden çıkmış siyasetçileriz. Bizlere yasak getirilirse halk, kendi içinden binlerce yeni siyasetçi çıkarır. Ben de bir partiye üye ya da bir yere aday olmadan bu gayretin içinde olmaya devam edeceğim. Gençlere ve bayanlara sonsuz güveniyorum. Ve herkes şundan emin olsun ki, bu hukuk dışı ataklardan büyüyerek, güçlenerek çıkacağız.
‘MHP BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR’
MHP önderi Devlet Bahçeli, HDP’nin kapatılması tarafındaki ısrarını yinelerken, AKP kanadında bugüne kadar benzeri bir ısrar görülmedi. Açılan kapatma davası, siyasi istikrarları önümüzdeki süreçte nasıl etkileyebilir?
MHP bizim için yok kararındadır. Yapılan her şeyin siyasi faturası ve sorumluluğu AKP’ye aittir. AKP’ye oy vermiş bütün vicdanlı Kürtlerin bu zulüm partisini terk edeceklerine inanıyorum. HDP’nin AKP tarafından kapatılması, kendi siyasi tarihlerine bir daha silinmeyecek kara bir utanç olarak yazılacaktır. Göreceksiniz, AKP Türkiye genelinde çok daha büyük oy kayıpları yaşayacak. Türkiye toplumunun ekseriyeti bu zorbalığa ortak olmayacaktır. (DW Türkçe)
Gazete Duvar
