ANKARA – Eski HDP Eş Genel Liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da ortalarında bulunduğu 108 sanıklı Kobanê Davası’nın 4’üncü çeşit duruşmaları üçüncü gününde Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Sincan Cezaevi Yerleşkesi Duruşma Salonu’nda görülen dava evrakında sanık olarak yer alan 108 kişi, 29 farklı suçlamayla toplam 38’er defa ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680 yıl mahpus istemiyle yargılanıyor. Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler salonda hazır bulunurken, HDP evvelki devir Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı.
AVUKATLAR MAZERET DİLEKÇESİ VERDİ
HDP eski Eş Lideri Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi evvelki periyot Eş Lideri Gültan Kışanak ve Gülser Yıldırım, Kandıra Cezaevi’nden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.
Eski MYK üyesi Zeki Çelik Edremit’ten, Berfin Mahsus Özköse ve Zeynep Ölbeci Bakırköy Kapalı Cezaevi’nden, eski MYK üyesi Gülfer Akkaya 7. Sulh Ceza Hakimliği’nden, eski milletvekili Emine Beyza Üstün de Datça Asliye Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçiler duruşma salonuna getirildi.
Tutuksuz yargılanan İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Başkan, evvelki periyot milletvekilleri İbrahim Binici, Altan Tan ve HDP MYK üyesi Can Memiş duruşmadan vareste tutulduğu için katılmazken, tutuksuz yargılanan yerine kayyım atanan Kars Belediyesi Eş Lideri Ayhan Bilgen ve avukatlar Kenan Maçoğlu ve Maviş Aydın duruşma salonunda hazır bulundu. Geriye kalan dava avukatları liderin temaslı olması nedeniyle “Bu şartlarda dava yapılamayacağını” belirterek, davaya sıhhat mazeret dilekçesi gönderdi.
KIŞANAK VE YILDIRIM, YÜKSEKAĞ’A SARILDI
Sincan Cezaevi’nde bulunan tutuklu siyasetçiler Figen Yüksekdağ’a başsağlığı dileğinde bulundu. Yüksekdağ da SEGBİS üzerinden annesini kaybeden Emine Beyza Üstün’e başsağlığı dileğinde bulundu. Üstün, “Hepimiz birbirimizi çok seviyoruz” dedi.
Siyasetçiler Kışanak ve Yıldırım da SEGBİS odasında Yüksekdağ’a sarılarak, babasının vefatı için başsağlığı dileğinde bulundu.
MAHKEME LİDERİ MÜSPET ÇIKTI
Davaya bakan Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi liderinin Covid-19 temaslı olmasından kaynaklı 21 Eylül’de duruşma erken bitirilmişti. Bugün yine görülmeye başlanan duruşma öncesinde mahkeme liderinin testinin de müspet olduğu öğrenildi. Duruşma, salona süreksiz heyetin gelmesiyle başladı. Kimlik tespiti akabinde duruşmaya başlandı. Avukatlar duruşma başlamadan kelam almak istedi.
‘COVİD GENELGESİ TEMEL ALINSIN TALEBİ’
Avukat Erhan Ürküt, müvekkili Ali Ürküt’ün savunma yapacağını lakin mahkeme liderin olumlu çıkması nedeniyle salonda da birçok kişinin temaslı hale geldiği için savunma yapamayacağını söyledi. Ürküt, “Müvekkillerin cezaevinde bulunması ve sıhhat şartları göz önüne alındığında duruşmanın yapılmaması gerekir. En azından temas müddetinin Sıhhat Bakanlığı’nın kovid genelgesinde yer alan mühlet temel alınarak, duruşmanın mahkemenin belirleyeceği bir tarihe ertelenmesini istiyoruz” dedi.
Salonda bulunan tutuklu siyasetçiler savunma yapmak istemediklerini belirtti. SEGBİS ile bağlanan tutuklular da savunma yapmak istemediklerini kaydetti.
ERTELEME VE TAHLİYE TALEBİ
Süreksiz heyet tarafından kelam verilen tez makamı tutukluluk belgesinin mevcut durumu, sanıkların kaçma ihtimalleri temel alınarak, tutukluluk devamını istedi.
Duruşma salonuna temsili olarak geldiklerini belirten Avukat Maviş Aydın, mahkeme liderin testinin olumlu çıkmasından kaynaklı duruşma salonunda bulunan herkesin temaslı olduğundan duruşmanın yapılamayacağını kaydetti. Aydın, “Duruşmanın devam etmemesini istiyoruz. AİHM Büyük Daire kararı, müvekkillerin bir kısmının tahliye olması, kimilerinin sıhhat sorunları yaşıyor olması, cürüm vasfının değişme ihtimali çok yüksek. Delta varyantı karantina mühletinin uzun olması. HDP kapatma davasında birtakım müvekkillerin savunma müddeti nazara alınması, 60 günlük bir mühlet olmasından kaynaklı duruşma gününün 7-8 Kasım’dan sonraya ertelenmesini talep ediyoruz” tabirlerini kullandı.
Kelam alan Avukat Kenan Maçoğlu da “Savunmaların alınıp alınmamasının Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) açısında tutukluluk halinde bir değeri yok. Savunması alınsa da alınmasa da tüm arkadaşlarımızın tahliye edilmesi gerekiyor. Bu kumpas bir soruşturma buna dair çok detaylı doküman ve beyanları sunacağız. MYK üyeleri sıranın kendilerine geleceğini bilmelerine karşın kaçma teşebbüsünde bulunmadılar. Tüm bunun göz önüne alınarak, tahliye edilmelerini talep ediyoruz” diye konuştu.
GÜR: AİHM KARARINI UYGULAYIN
Tutukluk durumu hakkında siyasetçiler kelam aldı. Birinci olarak kelam alan Nazmi Gür, Covid-19’a yakalanan mahkeme lideri ve ailesine başsağlığı dileğinde bulundu. Covid-19 temasından kaynaklı sağlıklı bir duruşma yapılmasının mümkün olmadığını lisana getiren Gür, şöyle konuştu:
“Bu nedenle her ili avukatımızın da belirttiği üzere bu duruşmanın ertelenmesini talep ediyoruz. AİHM kararı Bakanlar Komitesi’nde görüşüldü. Türkiye’ye 30 Eylül’e kadar bu davaya ait mühlet tanıdı. Bunu bir sefer prosedür başlatmıştı. Azerbaycan Mamadov belgesinde misal bir durum geldi. İki yıllık milletvekili yapmış biri olarak Türkiye’nin ulusal onurunu incitecek, önemli siyasal meseleleri olacak. Türkiye yaptırımlarla karşı karşıya. Mahkemenizin de Türkiye’yi gelecekte ekonomik, siyasal yaptırımlara korumak için Demirtaş AİHM kararını derhal uygulamanızı, derhal bir an evvel yerine getirmenizi talep ediyorum. Hepimizin tahliye edilmesini bu belgenin düşürülmesini talep ediyorum. Türkiye’yi sahiden kışa hakikat giderken bir bahar iklimine sokmak istiyorsanız mahkemeniz için küçük Türkiye için büyük bir adım olacak.”
‘AİHM ÇAĞRIYI HATA SAYMADI’
HDP eski Parti Sözcüsü Günay Kubilay da 6-8 Ekim devrinde HDP MYK üyesi olduğunu belirterek, “Her şey olağan bir serinde duruşmalar gitmiş olsaydı ben bu vakte kadar tutukluluğuma dair bir hazırlık yapmıştım. Aktaracaktım lakin sıhhat nedeniyle attırmayacağım. HDP MYK üyesiyim. Bu çağrıyı yapan üyelerden birisiyim. Bu kocaman şişirilmiş belgenin içerisinde benim ile ilgili kanıt olan çağrıcı olmamdır. Onun dışında öteki kanıt yoktur. Demirtaş AİHM kararı bu davetin şiddet içermediğini belirtmiştir. Kararın heyetiniz tarafından tanınmaması hukuksal bir karar değil politik bir karardır” dedi.
Yargıtay 16. Dairesi tarafından Iğdır’da emsal soruşturmaya dair bir siyasetçinin yaptığı davetin bir şiddet olmadığına dair bir kararı olduğunu hatırlatan Kubilay, “Somut kanıt kelam mevzusudur. Davetin şiddet içermediği Anayasa’nın 26 unsurunda vardır. Söz özgürlüğünü ihlal edecek bir şey yoktur. Daha fazla Anayasa 90’ını ihlal etmek yerine bu ikili standarttı ortadan kaldırın. Hepimizin tahliyesini talep ediyorum” diye belirtti.
‘AİHM SUÇSUZLUĞUMUZU TEYİT ETTİ’
HDP MYK üyesi Alp Altınörs, bir yıldır tutuklu bulunduğunu hatırlattı. Altınörs, şöyle devam etti:
“Başından beri bu belge meyyit doğmuştur. Demirtaş AİHM kararı daha evvel bu iddianameyi oluşturmadan HDP MYK tarafından atılan tweetin şiddet içermediğini ve tutukluluğa münasebet yapılamayacağını tescil etmiştir. Türkiye anayasal hukukuna nazaran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından bizlerin suçsuzluğu tescil edilmiştir. Buna karşın siz bizi mahkum ediyorsunuz. Bizim dosyanızla ilgili değil diyorsunuz. Nasıl sizinle ilgili değil. Bizleri bir yıldır burada tutuyorsunuz. Bu politik bir tavırdır. Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi kararında direk mahkemenizin ismini zikretti. AİHM kararı uygulansın. Hukuken meyyit doğan bir dava ve siyaseten de vaktini doldurmuş bir davadır. HDP’nin meşrutiyet tartışması düşüşe geçti. HDP’nin meşrutiyeti açısında bütün partilerden açıklaması var. Erdoğan’ın Diyarbakır’da açıklaması Kılıçdaroğlu’nun ‘Kürt sıkıntısını HDP ile çözeriz’, İYİ Parti’nin HDP’nin meşruiyeti üzerine söylemi var. Bu tuhaf durumun sona erdirilmesini, biz yargılanmaktan çekinmiyoruz. Bir yere kaçmadık bundan niçin kaçalım. Bütün politik davalarımın beraatla sonuçlanacağından adım üzere eminim. Neden kaçayım. Israrla tutuklu yargılamaya çalışıyorsunuz.”
‘KÜRT SORUNU BU SALONDADIR’
Mahkeme heyetinin “AİHM kararını bilmiyorum” tabirlerini kullandığını hatıralatarak, “Görmüyorsunuz, duymuyorsunuz nasıl kararı uygulayacaksınız” diyen Sebahat Tuncel şunları kaydetti:
“Kürt sorunu bu salondadır. Bir de Kürt sorunu var mı yok mu tartışması yapılıyor… AKP, Kürt sıkıntısını mahkeme salonlarına taşıdı! Siyasi iktidar ne diyorsa biz ona nazaran yargılanıyoruz. Bütün dünyanın lanet ettiği bir örgüte karşı ses çıkardığımız için bizi yargılıyorsunuz. İddianamede IŞİD’e tek bir laf yok. Kürtler olarak, yıllardır İstiklal Mahkemelerinde, Ağır Ceza Mahkemelerinde olmak zorunda kaldık. Daima onurlu halkımızı savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Bir halkın hakkını savunmak hata değildir. Asıl cürüm bir halkın hakkını vermemektedir. Gelip bu salona baksınlar Kürt sorunu var mı yok mu? AİHM kararına karşın buradayız. AİHM kararı olmasa da biz hatalı muyuz? Hayır arkadaşım değiliz. Biz haklıyız, biz Türkiye’deki mevcut idaresi beğenmiyoruz, beğenmeyeceğiz. Bu ülkede bayanların katledilmesini, çocukların istismar edilmesini istemiyorum. Bu ülkede halkların kendi bahtını tayin etmesini istiyorum. Şayet bunlar hataysa bu suça devam edeceğim.”
Duruşma yargılananların tutukluluğa dair savunmalarıyla devam ediyor. (DUVAR-MA)
Gazete Duvar
