Evvelden özgürlüğün simgesi olarak görülen motosikletler, artık hem araba fiyatlarının artması hem de korona virüsü salgını nedeniyle beşerler tarafından daha çok tercih edilir oldu. Bilhassa kalabalık kentlerde toplu taşıma kullanmak istemeyen, sıkışık trafikte saatler geçirmek yerine meskenlerine ya da işlerine bir an evvel ulaşmayı hedefleyen iki teker şoförlerinin sayısı her geçen gün artarken pandemi nedeniyle paket yahut yiyecek servisi yapan motosikletli kuryelerin de sayısı çoğaldı. Türkiye Motosiklet Platformu (TMP) Lideri Zafer Özsoy’un da dikkat çektiği üzere, onlar trafiği rahatlatan ögeler lakin maalesef gelişmiş ülkelerdeki üzere teşvikler yerine yeni yılla birlikte açıklanan motorlu taşıtlar ve özel tüketim vergilerindeki, yol ve köprü geçiş fiyatlarındaki artışlar cep yakar tipten… 214 motosiklet kulübü ve derneğini temsil eden platformun lideri Zafer Özsoy ile motosikletçilerin meselelerini ve beklentilerini konuştuk.

Vergi ve fiyatlar konusunda motosikletlere de başka araçlarla tıpkı oranlarda artırımlar yapılmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Zafer Özsoy

Motosiklet şoförleri olarak, kent hayatında trafiğin azalmasıyla alakalı çok önemli bir rol oynuyoruz. Dünyada bütün gelişmiş ülkelerde ve kalabalık metropollerde motosiklet kullanımı, iki tekerlekli hafif araçların kullanımına teşvik vardır. Bu teşvik sayesinde aslında trafik de rahatlatılır. Yani bir kişinin dört kişilik ve en az bir tonluk bir araçla yol almasıyla, ortalama 100-120 kilogram civarındaki iki tekerlekli bir araçla yol alması, trafikte yer kaplama alanı olarak yaklaşık dört kat daha fark eder. Motosiklet, hafif, çevreci bir araç, daha az yakıt harcıyor. Bu biçimde trafiğe de daha az yük getirdiği için dediğim üzere aslında bütün dünyada ve metropollerde teşvik edilen bir araçken ülkemizde KDV, ÖTV üzere vergi oranları bütün araçlara eşit olarak uygulanıyor. Bence burada müspet bir ayrımcılık yapılmalı. Bu olumlu ayrımcılık da bizim bütün vatandaşlarımızı, bilhassa kalabalık metropollerde yaşayanlardan başlayarak yarar sağlayacaktır ve bu husus trafiğin tahlili olarak epeyce değerlidir.

‘İNSANLAR MOTOSİKLETE YÖNELDİ’

Aslında korona virüsü salgınıyla birlikte, toplu taşıma kullanmak istemeyen beşerler ortasında motosiklet kullanıcılarının da sayısı arttı. Tabiat ve ömür şartlarının bir teşviki var aslında…

Motamot o denli oldu. Motosikletlerin fiyatları, arabalara nazaran daha uygun. Her fiyattan motosiklet var lakin insanlara işlerine gidip gelebilecekleri, günlük işlerini halledebilecekleri bir araçla dolaşmak daha uygun geldi ve motosiklet kullanmayı daha evvel hiç düşünmeyen beşerler bile buna yöneldiler. Motosiklet, ferdi bir araç olduğu, öteki beşerlerle muhatap olunmadığı için beşerler istikametlenmiş oldular. Bu virüs, toplu taşımalarda daha çok kapılabilen hastalık… Bu sayede motosiklet kullanmaya başlayan şahısların, korona virüsünden korunma imkânları da oldu.

Korona virüsü salgının kuryelere yansımaları neler oldu?

Pandemi sürecinde motosikletçilerin ehemmiyeti daha iyi anlaşıldı. Zira paket servis yapan -özellikle trafiğin ağır olduğu noktalarda- dört tekerlekli araçla paket servisini yetiştirmek pek mümkün değil. Motosikletler, trafiğe takılmadığı, daha rahat geçişler yapabildiği için, aslında daha süratli servis imkânı da sağlıyor. Trafik ve park üzere meseleleri pek olmadığı için daha çok tercih edildi. İnsanlara yasak olan günlerde, kuryelerin dışarı çıkma müsaadesi vardı. Bizler konutlarımızda kapalıyken etkin olarak çalıştılar ve bütün gereksinimlerimizi onlar getirdiler.

‘MOTOSİKLET KAZALARI DA ARTTI’

Bu süreçte maalesef motosikletli kuryelerin kaza ve vefat oranları da arttı. Bu kazaları, paket servislerinin ve internet alışverişlerinin çoğalması dışında hangi sebeplere bağlıyorsunuz?

Evet, bu süreçte motosiklet kazalarında da bir artış oldu. İstediğimiz üzere kâfi bir altyapı çalışması olmadığını görüyoruz. Mesela yollar, motosikletler için çok da uygun değil. Bir araca ziyan vermeyecek kasisler, çukurlar yahut yoldaki bakım çalışmaları, motosikletçiler için ölümcül tehlikeler yaratabiliyor. Düştükleri vakit en iyi ihtimalle yaralanabiliyorlar. Bariyerler, bizim için kanayan bir yara. Motorcu dostu bariyerlerin artmasını, bariyerlere gerekli müdahalelerin yapılmasını istiyoruz. Bu kazaların kimisi motosikletçilerin kendilerindeki eksikliklerden de kaynaklanabiliyor. Kuryeler ortasındaki yetersiz eğitim de önemli bir sorun.

Bu cins talepler için platform olarak siz ne tıp çalışmalar yürütüyorsunuz?

Biz geçtiğimiz iki yıl içinde devlet yetkilileri ile temasa geçtik. Hatta Ankara’da külliyede cumhurbaşkanının başdanışmanı ve bakanlarla görüşmelerimiz oldu. Kenan Sofuoğlu’nun da desteklediği bu durumda aslında oldukça yol aldık fakat bu yol kâfi değil. Daha fazla beşere ulaşmak, daha fazla yetkiliyi bu bahiste bilgilendirmek ve etkilemek gerekiyor. Herkes kendi bulunduğu bölgedeki belediyelerin sorumluluk alanlarındaki bariyerlerin yapılması için dilekçeler yazmalı, riskli bölgeleri belirleyerek müracaatlar yapmalı. Bunu yalnızca kurumlardan beklemek yanlış olur. Motosikletçilerin de bu bahiste bilinçlenmesi lazım.

‘HEP BİRLİKTE TEK YUMRUK OLARAK HAREKET EDİYORUZ’

Motosiklet şoförleri yeteri kadar örgütlü mü?

Örgütlenme olarak epeyce başarılıyız. Türkiye Motosiklet Platformu’nun ülke genelinde destekleyen 214 tane kulüp ve dernek bulunuyor. Daima birlikte tek yumruk olarak hareket ediyoruz. Biz gerekli müracaatları aslında yapıyoruz ancak dediğim üzere, bunu yalnızca belirli kurumlara bırakmak yerine bu sorumluluğu alarak ferdi kullanıcıların ve kulüplerin de bu müracaatları yapması gerekiyor.

Bu kulüp ve derneklerin toplam kaç üyesi var?

Türkiye çapında motosikletçiler olarak üç buçuk milyonu geçen bir sayımız var şu anda lakin bizim üye sayımız 214 kulüp ve dernekte 400-500 binleri bulabilir.

‘KURYELER BİR GÜN KONTAK KAPATSA…’

Son olarak değinmek istediğiniz bahisler var mı?

Bizim ülkemiz, motosiklet kullanımı için çok uygun iklim koşullarına sahip bir ülke. Örneğin komşumuz Yunanistan’da çok derecede motosiklet kullanımı var. Hayatı epeyce kolaylaştıran bir araç olarak ülkemizde de bunun kabul ve teşvik edilmesinin bütün trafik sıkıntılarını çözeceğine inancım tamdır. İklimin çok uygun olmadığı ülkelerde bile motosiklet kullanımının daha ağır olduğunu görüyoruz. Hatta teknik olarak Çin’i düşünün, milyarı geçen insan yaşıyor. Çin’de herkes araba kullansaydı hiç kimse yerinden hareket edemezdi. Bir de ülkemizde bir gün bile motosikletli kuryelerin kontak kapattığını düşünün, bütün ticaret durabilir. Zira yalnızca konutumuza paket servisi olarak gelen yemekler yahut hizmetler dışında birçok evrakı, kanı, organı yeniden onlar taşıyor. İktisada büyük bir katkıları var. Yalnızca bir gün evrak hareketleri dursa ve kendi arabanızla götürmek zorunda kalsanız, hakikaten hiçbir yere yetişemezsiniz. O yüzden kurye arkadaşlarımızın da değerini lütfen bilelim.

Gazete Duvar